Korona virüs salgını döneminin yaşantımıza ve psikolojimize birçok yönden etkide bulunduğu ve çoğu kişi tarafından dönemin zor geçtiği aşikar. Bu dönemden etkilenen durumlardan biri de hayatını kaybeden bireylerin tanıdıklarının yaşadığı yas süreci. Yaşanan yas süreci ile ilgili konuşan Psikolog Berfin Selçuk, “Yas süreci her kayıpta yaşanan ve olması doğal karşılanan bir süreçtir. İnkar etme, yoğun üzüntü ve öfke, çaresizlik, depresyon ve kabulleniş bu süreçte yaşanması beklenilen evrelerdir. Salgın döneminde bu tepkiler görülmeye devam etmekle beraber salgının asıl etkisinin, sürecin uzunluğuna olduğu düşünülebilir. Bununla beraber korku, öfke, üzüntü duygularında farklılaşma veya artış gözlenebilir” açıklamalarında bulundu.

‘MÜMKÜN OLMADI’

Toplumsal değerlerin yaşanamamasının kişileri çok olumsuz etkileyeceğini söyleyen Selçuk, “Örneğin dini inançlara ve kültürüne bağlı bir toplum olarak, çok önem verdiğimiz cenaze töreni, taziye evinde toplanma gibi bağlı olduğumuz ritüeller salgın nedeniyle bu dönemde gerçekleşemedi. Bazı kişiler için cenazelere katılımın mecburi az olması değersizlik algısı yarattı. Sevdiklerini kaybeden birçok kişi bu durumu yalnız veya minimum kişiyle atlatmak zorunda kaldı. Kimi bireyler ise cenaze katılımlarının kısıtlandırılmasından dolayı kaybettikleri kişilere veda bile edemedi. Tanıdıklarını kaybeden bireylerin yanında olup, yüz yüze destek olmak mümkün olmadı” ifadelerini kullandı.

‘RUH SAĞLIĞI’

Tüm kötü evreleri atlatmanın uzun süreceğini söyleyen Selçuk, “Tüm bunlara bağlı olarak inkar ve öfke evrelerini atlatmanın daha uzun sürmesi, rutinlere dönmenin gecikmesi beklenilen bir durumdur. Süreci tekrar normalleştirmek için yapılabilecek en önemli şeylerden biri kayıp yaşayanların çevresinin mümkün olduğunca o kişiye ruhsal destek vermeleridir. Görüntülü veya telefon konuşmalarıyla iletişim artırılabilir. Ya da şu anda yaşadığımız normalleşme süreciyle birlikte gerekli tedbirler ve mesafeler alınarak görüşmeler yapılabilir. Kişinin ruh sağlığı ne kadar güçlü olursa yas sürecini atlatmak o kadar kolaylaşır” dedi.

‘UZMAN YARDIMI’

Çocukların da unutulmaması gerektiğinin altını çizen Selçuk, “Çocukların özellikle ebeveynlerinin duygu ve davranışlarını gözlemleyerek, benzer şekilde etkileneceğini unutmamak ve ona göre daha anlayışlı davranmak gerekir. Kendi stresimizi, üzüntümüzü ne kadar yansıtırsak çocuklarda o kadar kaygı ve korku gözlemleriz. Ölümün çocuklara anlatılması başlı başına zor bir durumdur. Temel olarak gerçeğe en uygun ve en basit şekilde anlatılması, saklanmaması veya mecazi cümlelerle geçiştirilmemesi gerekir. Bu konuda konuşmadan önce araştırmak, gerekliyse uzman yardımı almak oldukça önemlidir” diye konuştu. Rana Beyza Öztürk / Özel Haber