Nihat AK/EGE TELGRAF- Son 12 yılda Türkiye’de sağlık turisti sayısı 6 kat, ihracat geliri ise 4 kat arttı. Bu süreçte bin 701 sağlık kuruluşu Ticaret Bakanlığı desteklerinden faydalanırken, 213 uluslararası fuar, 15 ticaret heyeti ve 5 HİSER projesi sağlık turizmine yönelik olarak desteklendi. Ancak tüm bu gelişmelere rağmen İzmir, sağlık turizmi pastasından hak ettiği payı henüz alamıyor. Bazı verilere göre İzmir, medikal turizmde 8. sırada yer alıyor. Büyük potansiyeline rağmen İzmir’in bu alanda daha güçlü bir atılım yapabilmesi için atması gereken önemli adımlar bulunuyor.
GÖRÜNMEYEN 10 MİLYAR DOLAR
Sağlık turizmi konusunda verilerin çok net olmadığını vurgulayan İzmir Sağlık Turizmi Derneği Başkanı Dr. Bülent Cinel, “Ticaret Bakanlığı, yurt dışından gelen 1,5 milyon sağlık turistinin 3 milyar dolarlık bir gelir sağladığını bildirdi. Genel olarak elimizdeki istatistiklerin büyük bölümü medikal turizme yönelik. Ancak sağlık turizmi yalnızca medikal turizmden ibaret değil. Termal turizm, yaşlı turizmi ve engelli turizmi de sağlık turizmi kapsamına giriyor. Ne yazık ki bu alanlara dair henüz kapsamlı istatistikler bulunmuyor.
Bizim elimizdeki kabataslak verileri topladığımızda, Türkiye genelinde sağlık turizmi kaynaklı yaklaşık 10 milyar dolarlık bir gelir elde edildiğini görüyoruz. Ancak yine belirtmek gerekir ki, bu rakamlar net veriler değil. Mevcut resmi istatistikler, yalnızca medikal turizmi kapsıyor. İzmir’e baktığımızda elimizdeki medikal turizme ilişkin veriler doğrultusunda, şehir sıralamasında İzmir’in 8. sırada yer aldığı görülüyor. İzmir’in bu alandaki geliri ise yaklaşık 200 milyon dolar civarında” dedi.
SAĞLIKTA ORTAK HEDEF
İzmir’in sağlık turizmindeki payı artırmanın yolunun birlikte yürütülecek lobi faaliyetleriyle olabileceğine dikkati çeken Başkan Dr. Cinel, “Öncelikle şehrimizdeki sağlık turizmi paydaşlarının bir araya gelmesi ve sektörel dayanışmanın sağlanması gerekmektedir. Bu alanda etkin bir iş birliği oluşturulmalı, birlikte hareket edilmelidir. Bununla birlikte, yurt dışında yürütülen tanıtım ve lobi faaliyetlerinin artırılması büyük önem taşımaktadır. Şu anda İzmir’in uluslararası turizm tanıtımlarında sağlık turizmi, diğer turizm türlerine kıyasla geri planda kalmaktadır. Özellikle Turizm Tanıtma Vakfı, İzmir Ticaret Odası, İzmir Valiliği ve İzmir Büyükşehir Belediyesi iş birliğiyle katılım sağlanan fuarlarda ağırlıklı olarak kültür, doğa ve gastronomi gibi turizm alanlarının öne çıktığı görülmektedir. Bu durumu değiştirmek adına, İzmir’i yöneten tüm kurum ve kuruluşlara; valilikten belediyeye, oda başkanlıklarına kadar, sağlık turizminin tanıtımına daha fazla önem verilmesi yönündeki taleplerimizi iletmekteyiz. Her yıl yapılan toplantılarda da bu konuyu gündeme getirmeye devam ediyoruz. Özellikle İzmir ve Ege Bölgesi özelinde, sağlık turizmi sektöründe daha güçlü bir dayanışma ve yukarıya doğru ivmelenen bir iş birliği sürecinin başlatılması gerektiğine inanıyoruz” diye konuştu.
Mevcut altyapısı, uzman kadrosu ve sağlık kurumlarının çeşitliliği ile İzmir’in sağlık turizmi için tüm imkanlara sahip ender şehirlerden biri olduğunu belirten Başkan Dr. Cinel, “Kentimiz sağlık turizmi alanında büyük bir potansiyele sahip. Hem fiziki altyapısı hem de sağlık insan gücüyle dünya standartlarını aşan bir konumda yer alıyor. Sunulan sağlık hizmetlerinin kalitesi, uluslararası düzeyde örnek gösterilecek seviyede. Özellikle hekimlerimiz ve sağlık çalışanlarımız, sahip oldukları bilgi, beceri ve deneyimle dünya çapında takdir topluyor. Şehrimizde sağlık turizminin gelişmesi için gerekli tüm koşullar fazlasıyla mevcut. Özel sağlık sektörünün güçlü yapısıyla dikkat çeken İzmir, bu alanda önemli bir çekim merkezi olma yolunda ilerliyor. Kentte 28 özel hastane ve çok sayıda tıp merkezi faaliyet gösteriyor. Ayrıca İzmir, 9 tıp fakültesi hastanesiyle yalnızca hizmet sunmakla kalmayıp, sağlık alanında nitelikli insan kaynağı da yetiştiriyor. Ulusal ve uluslararası alanda önemli hastaneler ve sağlık kuruluşları İzmir’e yatırım yapma konusunda ciddi bir ilgi gösteriyor. Bu da İzmir’in sağlık turizminde yükselen bir değer olduğunu açıkça ortaya koyuyor” ifadelerini kullandı.
‘DİREKT UÇUŞLARIN ETKİSİ’
Direk uçuş bağlantılarının güçlendirilmesi ve seyahat acentelerinin sürece entegre edilmesinin faydalarına dikkati çeken Başkan Dr. Cinel, “İzmir’in önemli potansiyelinin tam anlamıyla değerlendirilmesinin önünde hala bazı önemli engeller bulunuyor. Bunların başında da direkt uçuş eksikliği geliyor. Yurt dışından gelen birçok sağlık turisti, önce İstanbul gibi büyük havaalanlarına inmek zorunda kalıyor, ardından İzmir’e aktarma yapmak durumunda kalıyor. Bu da hem zaman hem maliyet açısından ciddi bir dezavantaj yaratıyor. Oysa direkt uçuşların artırılması, İzmir’i sağlık turistleri için çok daha cazip hale getirecektir. Bu noktada özellikle Sun Express gibi havayolu şirketlerinin İzmir’i merkez noktası haline getirmiş olması büyük bir fırsattır. Doğrudan uçuşlar arttıkça, sağlık turistlerinin İzmir’i tercih etme oranı da yükselecektir. Sağlık turizminde hizmet bütünlüğü de önemli. Akredite seyahat acentelerinin; ulaşım, konaklama ve transfer gibi süreçlerde etkin rol oynaması gerekiyor. Bu konuda yönetmelikler var. Hatta söz konusu yönetmeliğin bazı hükümleri, sektör paydaşları tarafından kamu yararına uygun bulunmamış ve Türkiye Seyahat Acenteleri Birliği (TÜRSAB) tarafından dava açılmıştır” şeklinde konuştu.