Deniz biyoloğu Prof. Dr. Gülşen Altuğ bir gazeteye verdiği demeçte, zehirli kurşunun sadece endüstriyel atıklarla değil olta balıkçılığıyla da mavi sulara karıştığını söyledi. Altuğ, çözümün farkındalıkla olabileceğini belirterek, "Amatör olarak avlanan kişilere bunun etkileri ne kadar çok anlatılır ne kadar çok farkındalık artarsa, onların yoğun olarak avlandığı ve kurşun düşürdüğü yerlerde toplanması kural haline gelirse bir nebze zararı azaltmış oluruz. Kurşunu denizden kontrolsüz bir biçimde toplayanların olmasının yanı sıra lokal olarak yoğun olduğu yerlerde düzenli toplayıcı sistemlerini kurulması çözüm olabilir" dedi.

Konak sahilinde oltaları ile balık tutmaya gelen birkaç kişi ile ağırlık yapmak için kullandıkları kurşunu sorduk. Kimisi zararlı yönünü ilk defa duydu kimisi ise kurşunların toplanabilmesi için ‘Nasıl bir sistem üretilebilir’ üzerine çalışılması gerektiğini söyledi. Balıkçılar, kurşunun yanı sıra çevreye zarar vermemeye dikkat ettiklerini ve özellikle çengelleri topladıklarını söyledi. Sahilde yürüyüş yapanları engellememek için ‘Farklı bir yerde balık tutulmalı mı?sorusuna ise balıkçılardan farklı cevaplar geldi.

ZARARINI BİLMİYORDUM’

Sahilde balık tutarken kimseyi rahatsız etmemek adına oldukça dikkat eden Muhammet Tercan, “Çevreye herhangi bir zarar vermemek tamamen balıkçının işçiliğinde olan bir durum. Çengelleri topluyorum ve her zaman dikkat ediyorum. Açıkçası kurşunun zararlı bir madde olduğunu bilmiyordum. Balıkçılar için tabi ki farklı bir yer olsun isterim” diye konuştu.

HERKES BALIK TUTMAMALI’

Balık tutmaya gönül veren Kemal Balık ise oltası olan herkesin balık tutmamasını söyledi ve “Vatandaşın da tehlikede altında hissetmediği bir yer isteriz, olabilir. Çengellerin; sahilde yürüyenlere, çocuklara ya da hayvanlara zarar vermemesine çok dikkat ediyorum. Bu yüzden yerde bırakmamaya çalışıyorum. Kurşun yerine kullanabileceğimiz başka bir alet yok. Kurşunun kanserojen madde olduğunu biliyorum. Yıllardır balık tutarım ve ustası sayılırım. Acemi arkadaşlarımızın çengellere ya da oltayı atma konusunda fazla dikkat etmediklerini görüyorum. Herkes balık tutmamalı” açıklamalarında bulundu.

BAŞKA YER YOK’

Konak sahilinde yürüyüş yapan insanlarla birbirlerini idare ettiklerini ve İzmirli olduğunu söyleyen Murat Gündüz: “İzmir’de balıkçılar için tahsil edilebilecek başka bir yer yok. Mecburen sahil yolunda olmalı. Burada park alanı yok. Herkes yürüyerek gitmek zorunda. Kimse 4-5 km daha uzak bir kıyıya gitmek istemez. Konak vapuruna yakın olan yerler daha avantajlı. Bulunduğumuz yer balıkçıların yeri ve bir üst basamak olan kısım ise yürüme yeri. Zaten ayırmışlar. Vatandaşlar, balıkçıların yerinden gitmemesi gerekir maalesef geçiyorlar. Ama birbirimizi idare ediyoruz” dedi.

ALTERNATİF YÖNTEM’

Belediyenin veteriner işlerinde çalışan Barış Köleli ise kurşunun tehlikelerinin farkında olduğunu ve hayvanların da unutulmaması gerektiğini belirtti. Köleli, “Vatandaşlar tarafından bir şikâyet almadım. Kişinin kendisi dikkat etmeli ve çevresini kollamalı. Sadece insanlar için değil hayvanlar açısından da hassasiyet gösterilmeli. Belediyenin veteriner işlerinde çalışıyorum. Bu yüzden duyarlıyım. Kurşunu attıktan sonra balıkçılar tarafından toplanması imkânsız. Belki dalgıçlar olabilir ama ufacık bir parçayı toplamak dalgıçlar içinde zor olabilir. Aslında balıkçılığın başından beri sorunlu olan bir durum. Kurşun, ağlarda da kullanılıyor. Hatta ağlarda kullanılan kurşunlar daha büyük. Ağların denizde kalması tehlikeyi artırıyor. Amatör balıkçılardan ziyade başta ağlarda kullananların önlem alması gerekiyor. Kurşun yerine alternatif bir yöntem üretilmeli. Bunun üzerinden araştırmaların yapılması lazım. Maliyeti en düşük ve kolaylarına gelene yöneliyorlar. Bu alanda çalışılmalı. Kurşun deniz dibinde kalmamalı” dedi.

Sedat Araz/ Çağla Çoban/Özel haber