35 yıl önce 29 Ocak günü azınlıkların, Yunanistan'ın Batı Trakya'daki Türk derneklerini kapatmasıyla başlayan direnişin ilk günkü tazeliğini koruduğunu belirten Şanlı, "29 Ocak; Türk geleneklerini terk etmeden, kendi kültür dairesinde yaşayarak, kendini bu ülkenin onurlu bir vatandaşı gibi hissederek, ayrımcılığa rağmen bu ülkede yaşamak istediğini yüksek sesle dillendirdiği gün olarak kutlanmaya devam ediyor. Bu yıl 35’inci yılı kutlanan Batı Trakya Türklerinin direniş günü hala o günkü tazeliğini korumaya devam ediyor. Yunanistan’da yaşayan Türkleri hayal kırıklığına uğratmış kendi haklarını savunma arzusunu arttırmış ve mücadele kararı almışlardı. Yürüyüş yapma isteklerine Yunan Hükümeti izin vermeyerek Türklerin herhangi bir şekilde bir araya gelmesinin yasaklandığını duyurmuştu. Batı Trakya’nın her tarafında baskılardan bunalan binlerce Türk Gümülcine’ye geldi. Bunun üzerine Hükümet tarafından camiler kapatıldı, Milletvekili Ahmet Faikoğlu’nun itidal tavsiye eden konuşması ardından topluluk dağılmaya başladı, fakat çatışma ve haksız tutuklama haberlerinin ardından dağılan insanlar yürüyüşe başladı. Polis şiddet kullanarak ve döverek Türklerden oluşan kalabalığı dağıttı. Olayların durulmasının ardından geçen iki yıl sonra Azınlık Yüksek Kurulu’nun olayların yıldönümü nedeniyle eski camide düzenlenecek mevlitle anmak istemesi üzerine Yunanlılar mevlidi engellemek amacıyla çeşitli senaryolar üretmeye başladı. Gümülcine Maronia Kilisesi Metropoliti Damaskinos’un çağrıları, Yunan fanatikleri etkilemiş, Solakadis isimli bir Yunanın saldırıya uğradığı ve öldüğü şeklinde yalan haberlerle halk kışkırtılmıştı. Galeyana gelen Yunanlılar polisin gözleri önünde Türklere ait işyerlerine ve kahvehaneye taş, sopa, bıçak ve demir çubuklarla saldırdılar. Müftü M.Emin Aga ve Bağımsız Milletvekili Ahmet Faikoğlu’da dahil bir çok Türk yaralandı. Bu olaylarda Baskın Oran’ın ifadesiyle Yunan polisi olaylara seyirci kalmış ve hatta saldırganlara yer yer yol göstermiştir. Bu konuda Yunan Resmi Yetkililerin ihmal ve kusurlarıyla olası katkıları görmezden gelinemez. Suçluların cezalandırılması ve zararların tazmini talep edilmeli ve halkın mağduriyeti giderilmelidir. “29 Ocak Batı Trakya Türklerinin Milli Direniş Günü” adıyla çeşitli etkinliklerle anılarak Türk ve dünya kamuoyuna anlatılmaktadır" diye konuştu. 29 Ocak Batı Trakya Türkleri Milli Direniş mücadelesinin lideri olan Dr. Sadık Ahmet’in "Ben Türk olduğum için hapse götürülüyorum" sözlerini hatırlatan Ömür Şanlı, "Sadık Ahmet'in Türk olduğu gerekçesiyle hapise atılmasının ardından da mücadelenin başlangıcı olan 'Eğer Türk olmak bir suç ise, burada tekrar ediyorum. Ben bir Türk’üm ve öyle kalacağım' sözlerini söylemesi diğer yoldaşlara ışık tutmuştur.  Yunanistan, Batı Trakya Müslüman Türk toplumundan özür dilemedi. Aradan geçen 35 yılın ardından Yunanistan hükümeti, Türk ve Müslüman toplumundan hala özür dilememiştir" değerlendirmesinde bulundu. (Haber Merkezi)