Dünyadaki 150 şehri kapsayan rapora göre, Türkiye'nin iki büyük kenti konut fiyatlarının en çok yükseldiği ilk 10 yerleşim yeri arasında yer aldı. Son 12 aylık fiyat değişimine bakıldığında dünyada konutların en fazla değer kazandığı şehir yüzde 30.8 ile Kanada’dan Halifax oldu. İzmir yüzde 30’luk fiyat artışıyla ikinci sırada, İstanbul yüzde 26.4 ile 9’uncu Ankara ise yüzde 25.8 ile 11’inci sırada yer aldı. Son dönemde dolar kurunda yaşanan dalgalanma vatandaşın adeta ‘yangından mal kaçırır’ gibi gayrımenkule yönelmesine neden oldu. Satılan ertesi hafta değerleri arttığı için kaybettirirken, alınan kazandırdı. Eldeki paranın yıpranmaması için gayrimenkule yatırım yapan vatandaşın talepleri ise ev sahiplerinin fiyatlarını hiçbir kriter olmadan artırmalarına neden oluyor.  Bu anlamda hiçbir denetim yapılmadığına değinen İzmir Emlak Kulübü Başkanı Rıdvan Akgün, “Emlakçılar için kazançlı bir dönem. Fakat arkaya dönüp baktığınızda, konutta ciddi bir hücum var. Vatandaş hiçbir denetim olmadan elindeki gayrimenkulü gün hatta ay bazında fiyatını artırıyor. Elindeki gayrimenkulü bulunmaz hint parçası sanıyor” dedi.  ‘HÜCUM VAR’ Emlak piyasasındaki hareketlenmeye yönelik önemli açıklamalarda bulunan  Akgün, sürecin bilinçsizce ilerlediğine değindi. Akgün,  “ İzmir’de ve Türkiye’de emlak piyasasında bir kaos hakim. Bir kargaşa var. Vatandaşın parasının yıprandığını düşünüp konuta bilinçsizce hücumu var. Bu durum ise fiyatları artırıyor. Diğer yandan gayrimenkul sahipleri kaosta mülkümü satacağım yerine koyamayacağım paniği var. Vatandaş konut almaya çıkıyor, çok şey alacağını düşünüyor ama aslında alamıyor. Emlakta yatırımcı parasının değeri çok sanıyor, mülk sahibi elindeki gayrimenkulü bulunmaz hint kumaşı sanıyor. Fiyatları bindirdikçe bindiriyor. 300 ise 500 diyor. Geçen yıl 1 milyon 700 liraya satılan konutlar şu an 3 milyon 700 lira olmuş. Bilinçli bir yatırım yok. Vatandaş telaş halinde. Bankada 1 milyon parası olana faizler geliyor. Adam 6 ay para yatırsa 1 milyon 90 yapıyor artışla. Bankadan bir para kaçışı var. Paranın kalıcı olması için emlağa adeta hücum var. Bilinçli bir yatırım yok. Yüzde 80 para gücü bildiğinden yeni konut istiyor. Eski konutlar değil” ifadelerini kullandı. 'KİM DENETLEYECEK' Emlak sektöründe satanın değil yatırımcının kazandığına değinen Akgün, “Satan kaybediyor. Daireyi satıyorsunuz, 1 ay sonra yeni bir daire almak istediğinde fiyatlar artıyor. Bu nedenle kayıp oluyor. Sorun ve sıkıntı var. Parayı hızlı kullanmazlarsa sorun var demektir. Emlak piyasasında bir kriter yok. 900 bine satılık diyorlar ertesi gün 1.200 bin yaptım diyor satan. Kafasına göre fiyat artırıyor. Kontrol eden yok. Denetleyen yok. Emlak sektöründe fiyat istikrarını kontrol edilmesi gerekiyor. Bu konuda vatandaş emlak alamıyor, artışlar fahiş. Yangından mal kaçırır gibi … Kim denetleyecek? Bu anlamda fiyat arttıkça emlakçıların aldığı pay artıyor ama bu anlamda vatandaş zor durumda" dedi. 'Vatandaşın kredi borçlanmaları nedeniyle elindeki gayrimenkulü satışa çıkarmak zorunda kalıyor' ibarelerine yönelik sorulara yanıt veren Akgün, “Vatandaş ödeme yapamıyor. Almış olduğu konutun kredi taksitlerini ödeyemeyen vatandaş satmak zorunda kalıyor. Psikolojik ve sosyolojik açıdan çok zor duruma girildiğini söyleyebiliriz. Bankaların anlaşmalı olduğu hacizli noktalarda bu işin simsarları var. İcra üzerinden satışın gerçekleşmesine çabalıyorlar” dedi.  EMLAK KONUTTAN ÇAĞRI Kentsel dönüşüme yönelik ise Emlak Konut, müteahhitlere birlikte çalışalım çağrısında bulundu. Akgün, “Emlak Konut bundan böyle müteahhitlere gelin birlikte çalışalım çağrısında bulundu. Kentsel dönüşümü birlikte çözelim çağrısında bulundu. Ne kadar doğru olabilir. Ekonomik kriz emlak sektörüne yaradı” dedi. Rana Beyza ÖzTÜRK/Özel Haber