Meyve sebzedeki yüksek etiket fiyatlarına isyan eden tüketici tepkisini pazarcı esnafına yansıtırken, esnaf ise "Bu tablonun sorumlusu biz değiliz" diyerek kendisini savundu ve vatandaştan sabır beklediklerini açıkladı. Semt pazarlarındaki tezgahlarda el yakan fiyatlara ilişkin açıklamada bulunan İzmir Pazarcılar Esnafı Odası Başkanı Hamdin Erişen, Haziran ayının sonu itibarı ile her şeyin normale döneceğinin sinyalini verdi. Erişen, yaşanan fiyat artışlarının sorumlusunun esnaf olmadığını vurgulayarak "Ekonominin ve tarımın hali ortada. Bize tepki gösteren vatandaşlarımızı anlayışla karşılıyoruz ancak bunları da araştırmalarını diliyoruz" dedi.

İLLA Kİ DÜŞECEK’

Son dönemde vatandaşların gıda ürünlerindeki yüksek fiyatlarına ilişkin şikayetlerine dair açıklamada bulunan İzmir Pazarcılar Esnafı Odası Başkanı Hamdin Erişen, "17 günlük tam kapanma bitti ve hayat normale dönmeye başladı. Vatandaşımız da haliyle çarşıya pazara çıkıp alışverişine devam ediyor. Fiyatların da yüksek olmasıyla birlikte vatandaş bize şikayetlerini ve sitemini dile getiriyor. Bizler de pazarcılar olarak birebir vatandaşın karşısında ürünü satan olduğumuz için haliyle vatandaş tüm tepkilerini bize yansıtıyor. Şunu unutmamak lazım, meyve ve sebze tarladan bize gelene kadar her durakta fiyatı artıyor. Bunun dışında fiyatların nasıl ve ne kadar artacağını kestirmek de mümkün değil. Borsa gibi bir sistem var. Haldeki eline az mal geçtiyse fiyatları yükseltiyor. Hem meyve sebze hallerini, hem de semt pazarlarını geziyoruz. Böyle bir durum var. Ayrıca fiyatları etkileyen bir diğer unsur da halen seradan gelen mevsim harici ürünlerin satılıyor oluşu. Yakında yerli ürün tezgaha gelmeye başladıkça fiyatlar illa ki düşecektir. Mesela patlıcan, biber daha çıkmadı. Bunların fiyatı yüksektir. Salatalık çıktı, 1,5-2 lira arasında satılıyor. Domates çıktı. Onun da fiyatı düşmeye başladı. Erik, kiraz, kayısı, şeftali, karpuz gibi ürünlerin fiyatları yeni başladığı için yüksekti, pahalılık biraz olsun azalmaya başladı. Bunlar daha ilk mahsuller. Mesela kiraz yeni çıktığı için yüksek gelebilir. Karpuz 7-8 lira iken 4 liralara kadar indi. Şimdi bu mevsiminde olmayan ürünler, yani tarladan çıkmayan meyve ve sebzelerin büyük kesimi Antalya'dan seralardan bize geliyor. Mazot fiyatlarını düşününce o ürünün fiyatı yolda gelene kadar zaten en az 1 lira daha artıyor. Haziran'dan itibaren tarla ürünleri artacak ve gelecek ayın sonu itibarı ile de etiketlerdeki fiyatlar bölgesel de olsa biraz daha düşecektir. Tüketici de bunun farkında ve ürünün bollaşmasını bekliyor. Gün geçtikçe, ürün bollaştıkça, fiyatlar düşecek. Vatandaşlardan biraz daha sabretmelerini diliyorum" dedi.

ÜRÜN YOKTU’

Oda Başkanı Erişen, ülkenin içinde bulunduğu ekonomik koşullar nedeniyle fiyatların ister istemez yükseldiğini söyledi ve şöyle devam etti: "Bu 17 günlük süreç hepimizi inanılmaz olumsuz etkiledi. Hem üretici, hem vatandaş, hem pazarcı, hem de halci zarar gördü. Herkes şikayetçi. Haftada bir tezgah açtık ve ürün az olduğundan, ürün sağlayamadığımızdan fiyatlar da yüksekti. Tüketicilerin bu yöndeki şikayetlerine hak veriyoruz. Bayramda dört gün tezgah açalım dedik, kabul görmedi. Üretici tarladan aldığı ürünü satamayınca çöpe döktü. Emeği de masrafı da boşa gitti. Önümüzdeki haftadan itibaren yasakların da kalkmasıyla birlikte gıda sevkiyatında yaşadığımız sıkıntılar da aşılmış olacak ve malımızı tarladan daha rahat pazara getirebileceğiz. Biz son halkayız. Semt pazarlarında bizi gören vatandaş gelip bize dert yanıyor. Aslında haklılar da. Kendilerine anlayışlarından ötürü teşekkür ediyoruz. Fiyatları ve yaşadığımız durumu bilmiyor, onlara saygı duyuyoruz. Sebze meyve emek ve sabır isteyen külfetli bir iş. Ürün tarladan çıkıyor, hale gidiyor, orada yüzde 8 komisyon ödeniyor, halden bize tüccarlar vasıtası ile nakliyeyle geliyor. Buna hamaliye ücretleri de ilave oluyor. Ve her durakta fiyatı ister istemez yükseliyor. Bizim de masrafımız var, istemesek bile fiyat eklemek zorunda kalıyoruz. Tezgahta insan çalıştırıyoruz, işgaliye ödüyoruz, yol masraflarımız var. Domates çiftçinin tarlasından 90 kuruşa çıkıyor, tezgaha geldiğinde 4 lira oluyor. Herkes ekonomik olarak sıkıntılı. Vatandaş karşısında kimi bulursa ona kızıyor. Yani bize kızıyor. Fırçayı yiyen hep biz oluyoruz. Semt pazarında iş yapan esnaf bu zincirin son halkasıdır. İşin ilginci vatandaşımız meyve sebzeyi bizden daha da pahalıya satan marketlere sesini çıkartamıyor. Çünkü karşısında kızacak bir muhatap bulamıyor. Vatandaşlarımızdan fiyatlar neden böyle diye araştırmalarını da rica ediyorum. Tarım bitmiş durumda. Çiftçinin tarlasına, traktörüne hatta hayvanlarına haciz geliyor. Üreten emekçiler bankalarla, icralarla, hacizlerle uğraşıyor ama pes etmiyor. Üretici bugün borç batağında boğuşuyor. Buna rağmen, tüm bu imkansızlıklarına karşın vatandaşa taze, ucuz sebze ile meyveyi fedakarlık edip ulaştırmaya çalışıyor. Ekonominin hali ortada. Son bir yılda fiyatı artmayan bir şey oldu mu? Mazotun, gübrenin, suyun, ilacın ücretini biz belirlemiyoruz ki. Her şeyi hükümet belirliyor. Çiftçi bittik diye bas bağırıyor, isyanda. Biz de tezgahta ürünü satamazsak çiftçilerimiz ne yapsın? 17 gün yasak geldi, üreticinin malı elinde kaldı, ne var ne yoksa çöpe döktü." ERMAN ŞENTÜRK / ÖZEL HABER