Memduh Güney/EGE TELGRAF- Türkiye, geçen yıl mayıs ayında yaşadığı milletvekili ve cumhurbaşkanı seçiminin ardından yine bir seçim sürecinde. 31 Mart tarihinde yapılacak yerel seçimlerle birlikte ülkedeki seçim atmosferi hızlı bir şekilde ilerlerken bu süreçten ekonomi de etkileniyor.

2024 yılının bütçesinden beş siyasi partiye ayrılan bütçe 6 milyar 682 milyon TL olarak belirlenirken pastadan en yüksek payı AK Parti ve Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) alıyor. Seçim döneminde ise yardımlar artarak 3 katına çıkarılıyor. Şu an için belirlenen bütçe AK Parti için toplamda 2 milyar 658 milyon, CHP için 1 milyar 892 milyon TL ayrıldı. Seçimlerin ciddi bir kampanya süreci olduğunu ve bu süreçte birçok harcama kaleminin olduğunu söyleyen ekonomist Bülent Toptaş, bu süreçte harcanan paranın sadece hazineden alınan bütçelerden oluşmadığının altını çizdi. Seçim ekonomisini birçok faktörün oluşturduğunu söyleyen Toptaş, “Partiler seçimler için hazineden para alıyor ancak seçim sürecini finanse ederken adayların da kendi ceplerinden harcama yaptıkları ya da sponsor bulunarak kendilerine bir ekonomi yarattıkları süreç oluyor. Aslında hazinen beş parti için toplam dağıttığı 6 milyar TL’nin dışında belki birkaç 6 milyar TL daha harcanıyor. Örtülü olarak yapılan harcamalar da mevcut. Biri çıkıyor ‘Benim otobüslerimi kullan, mitingte suyu ben dağıtırım’ gibi durumlarda yaşanıyor ve bu şekilde aslında görünenden çok daha fazla bir para harcanıyor” dedi. 

İKTİDARIN UYGULAMALARI 

Seçim süreçlerinde yapılan her hareketin stratejik bir önem taşıdığını söyleyen Toptaş, “Örneğin seçim yaklaşırken 300 kişiyi işe alıyorsunuz. Aslında bu noktada personele ihtiyaç var mı, bu tartışılmalı. Aldığınız 300 kişi ya da aldığınız araçlar gibi harcamalar yıllar sonra size 60 milyarlık bir harcama yaptırabilir. Seçim dönemlerinde vergi affı uygulamaları sık olur. Bunun maliyeti hazineden alınandan daha fazla. Araç alımı olsun cumhurbaşkanlığı bünyesinde bulunan uçaklar ve birçok harcamaya baktığımızda bunlardan hangisinin kamu yararı gözettiğini tartışmalıyız. Burada özellikle iktidarın yaptığı seçim ekonomisi uygulamaları farklı” ifadelerini kullandı. 

YA KAMU MALİYESİ? 

Seçimler yaklaşırken kamu harcamalarının artış gösterdiğini parasal genişlemeler yaşandığını söyleyen Toptaş, “Seçimden sonra bu azalıyor. Geçtiğimiz temmuz ayından bugüne kadar faiz artırımı yaptık ancak seçime iki ay kala bu işin sonuna geldiği söylendi. Bu tesadüf değil. Önümüzdeki süreçte kamu harcamalarında da artış gözükecektir. Örneğin son dönemde emekli ikramiyelerinin artacağı söylentisi bunun bir işareti. İktisatçılar bu noktada hangisinin seçim ekonomisi olduğuna ve hangisinin gerçek ihtiyaç olduğuna bakar. Bu noktada doz önemli. Seçim yapılıyor ancak kamu maliyesini batıracak ya da batırmayacak şeyler mi yapılıyor, ya da yapılmıyor bu önemli” diye konuştu.

GÖRÜNMEYEN RAKAMLAR

Eski Cumhuriyet Halk Partisi İzmir Milletvekili Tacettin Bayır, harcamaların tahmin edilenden daha fazla olduğunu savundu. Bayır, “Bu rakamlar sadece görünen. Bir de bunun görünmeyen kısmı var. Hem adaylık sürecinde hem de aday olmadan önce harcanan rakamlara baktığımızda en az üç katı kadar para harcanıyor seçim dönemlerinde. Aslında burada bir yasaya ihtiyaç var. Bu harcanan rakamlarla birçok sorun kendiliğinden çözüme kavuşturulabilir. Altyapı çalışmaları olsun, depreme yönelik önlemler olsun ya da depremzedelere yardım olsun, bu noktada birçok soruna çözüm bulunabilirdi. Burada bir diğer faktör adalet terazisinin nasıl çalıştığı. Hazinenin partilere dağıttığı bu para 81 ilde yaşayan vatandaşlardan toplanıyor. Bu toplanan vergiler bir kazana atılıyor. Sonra bu kazandan o illerdeki vatandaşlara adaletli bir şekilde dağıtılması gerekiyor. İşin özü bu noktada yapılmıyor. Bunun en net örneğini geçtiğimiz günlerde Hatay’da Cumhurbaşkanının ağzından bizzat duyduk. Bu cümlede seçim ekonomisinin aslında nasıl ilerlediğini gösteren bir cümle. Partili cumhurbaşkanı faktörü seçim ekonomisini derinden etkileyen bir faktör ve bunun deprem yarasını sarmakla mücadele eden vatandaşa söylenmesi de ayrı bir olay” değerlendirmesinde bulundu.

HALKIN TEMEL İHTİYAÇLARI

Tüm Türkiye’deki yapı stoğu üzerinde sorunların bilindiğini söyleyen İnşaat Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Eylem Ulutaş Ayatar, “İki yıldır üst üste seçim yaşadığımızı düşünürsek bu süreç için ayrılan bütçe yapı stoklarının denetlenmesi için yapılacak bir ön çalışmaya harcanabilirdi. Bir binanın kentsel dönüşümüne harcamaktansa bu şekilde bir çalışma gelecek için önemli bir adım olurdu. Sadece binaların tespitine yönelik yapılacak çalışma bile deprem felaketini derinden yaşadığımız yerlerde önemli bir adım olurdu. Bunun sonucunda nerede, nasıl çalışmalar yapılabileceğini de görürdük. Tüm Türkiye’de 2017 yılına kadar tamamlanması gereken Ulusal Strateji ve Eylem Planı dosyasına bu para aktarılmalıydı. Seçim önemli bir süreç ancak halkın ihtiyacı doğrultusunda olan birçok konu var. Bütçeler bu doğrultuda değerlendirilebilirdi ve bu şekilde bir para harcamak halkın temel ihtiyaçlarına yönelik çalışmalar yapılmalı. Hazineden siyasi partilere aktarılan bu bütçe aslında vergilerle oluşuyor. Bunu da hesaba katarsak vatandaşın yararına yapılan her çalışma aslında vatandaşın aktardığı paranın karşılığı. Bizden toplanan bize dönmüş olurdu” dedi.

Kaynak: EGE TELGRAF