Türkiye’de seçim zamanı yaklaşıyor, siyasetin kazanı da kaynamaya devam ediyor. Hafta sonu iktidar kanadından yapılan açıklama ile il sayısının 100’e çıkarılacağı konuşulurken, bu olası artışın siyasi partilerin gücüne nasıl yansıyacağı da merak konusu oldu. Siyaset bilimci Prof. Dr. Tanju Tosun, olası senaryolara ilişkin değerlendirmelerde bulundu. İl düzenlenmesi olasılığının bir rasyonellik içerdiğini belirterek açıklamalarına başlayan Prof. Dr. Tosun, “Kentlerin daha iyi yönetilmesi, hizmet etkinliği veya yönetim iyileşmesinden ziyade; özellikle seçime gidilen bir süreçte bu konunun gündeme getirilmesi bir seçim mühendisliği gibi. Özellikle Türkiye’de son yıllarda bu yönteme başvuruluyor. Bunu bizler ‘seçim mühendisliği’ olarak yorumlasak da literatürde aslında bu yönteme ‘Gerrymandering’ deniliyor. ‘Gerrymandering’ dediğimiz sistem Amerika’da Massachusetts eyaletinin başkanı Elbridge Thomas Gerry, kendi partisinin söz konusu bölgede daha fazla temsilcilik kazanması için böyle bir düzenleme yapıyor. Gerrymendering’in ‘Gerry’si buradan geliyor. ‘Mendering’ de semender hayvanından geliyor. Seçim çevresinin nasıl düzenlendiğine kuş bakışı bakacak olursak; seçimin yapıldığı yer bu semender hayvanının sırtına benziyor. Sistemin ismi buradan geliyor. Amaç; düzenlemeyi kim yapıyorsa, ki bu durumda iktidar partileri, daha fazla temsilcilik elde etmek” dedi. secim İZMİR’DEN ÖRNEK VERDİ Dünyada da kabul edilen bu sistemin siyasi kutuplaşmayı artırdığına da çeken Prof. Dr. Tanju Tosun, şunları aktardı: “Seçmen bazen, “Bu uygulama sonucunda partimiz seçim kazanamaz” diyor. Bu da seçime katılma oranını ters yönde etkiliyor. Türkiye’de 1954’te Kırşehir’in Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi’ne oy vermesi dolayısıyla Demokrat Parti tarafından ilçe yapılması; Adıyaman’ın il yapılıp Malatya’dan ayrılması bu anlamda Gerrymendering tarzı dikkat çeken uygulamalar. Türkiye’de 2002 sonrasında ise özellikle 2009 seçimlerinden itibaren yerel seçimler öncesi bu düzenlemelere şahit olduk. Büyükşehir Yasası’nda illerin sayıları artırıldı. Bazı ilçeler yeni oluşan illere dahil ediliyor. İlçelerin sınırları değiştiriliyor. İzmir’den örnek verecek olursak yasa, ilk uygulamaya geçtiğinde AK Parti beklenen faydayı göremedi. Karabağlar, Bayraklı ilçelerinde seçim kazanabileceğini öngördüler ama kazanamadılar. Türkiye için düşündüğümüzde özellikle 2010 sonrasında Gerrymendering’e benzeyen seçim çevrelerinin değiştirilmesi, büyükşehir sınırlarının genişletilmesi çok tipik olarak Antalya, Balıkesir illerinde çarpıcı sonuçlara yol açtı. Düzenlemeyi yapan AK Parti’ye Balıkesir yarasa da Antalya yaramadı. İl sayısının artırılması eğer hizmetlerde etkinlik ve verimlilik amacı güdüyorsa, somut bir gerekliliğin ürünüyse tabii ki de il sayıları artırılabilir. Bu amaçtan ziyade başka bir amaca hizmet ediyorsa eğer o takdirde problemli bir uygulama olacaktır.”TERS ETKİ OLABİLİR’ Açıklamalarına partiler bazında değerlendirmelerde de bulunarak devam eden Prof. Dr. Tosun, “İlçeden il statüsüne geçecek yerleşim yerleri ya da idari birimleri öngörecek olursak; Orta Anadolu’da İYİ Parti’nin güçlenmekte olduğu, Güneydoğu’da HDP’nin güçlü olduğu ve büyükşehirlerde de CHP’nin güçlü olduğu ilçelerden bir il yaratılabilir. Bahse konu olan seçim çevrelerinde oynama yapılırsa şunu diyebiliriz: Bu çok ince bir seçim mühendisliği projesine dayanıyor. Güneydoğu’da HDP seçmenine, Orta Anadolu’da İYİ Parti, büyükşehirlerde ise CHP seçmeninin partilerine bir şekilde oylarını yansımayacak şekilde o iller için seçim çevreleri oluşturulması. Diğer taraftan da iktidar partisinin ve muhalefet partilerinin Türkiye’nin çoğu ilinde oy makası daralıyor. Çok yüksek oy farkı çıkmayacak gibi görünüyor. Oy makası daraldığı takdirde, ki öyle bir eğilim içerisinde, bu ters bir etki yapabilir. İktidar aleyhine hiç umulmayan sonuçlarla karşı karşıya kalınılabilir. Seçmen eğilimleri nereye kayıyor göremediğimiz için ve muhalefetin yükselen bir grafiği olduğu için dolayısıyla potansiyel bir bumerang etkisi de taşıyabilir. İktidar tarafından titizlikle hesaplanması gerekiyor” açıklamalarını yaptı.MANTIKSIZ OLACAKTIR’ Son olarak, olası bir düzenlemenin İzmir’e nasıl bir etki yaratacağı konusunda Tosun, “Olası bir düzenlemenin İzmir’i etkileyeceğini düşünmüyorum. İzmir’de iktidar ve muhalefet partilerinin makası muhalefet lehine açılmaya devam ediyor. İzmir için partilerin oy güçlerini nasıl etkiler bağlamında düşünürsek böyle bir düzenlemenin fazla bir etki edeceğini zannetmiyorum. Bu sistemin Güneydoğu’da da işleyeceğini zannetmiyorum. Sadece Orta Anadolu’da işleyebilir. İşleyeceği yerlerde ilçeyi il yapmak ek bürokraside pozisyon açılması yani kamu görevlisi sayısının artması demek. Vatandaşın valilikte işini yaptırması demek. Böyle bir hizmetin daha kolay ulaşılabilmesi ortaya çıkabilir. Bu ekonomik kriz koşullarında hizmette sadece sürat artacak diye düzenleme yapılmasının mantıksız olacağını düşünüyorum. Yeni illerin açılması ekonomiye yük olacaktır. Açılacak illerin fayda-maliyet analizinin dikkatli bir şekilde yapılması gerekir” diye konuştu. YAĞMUR DAŞTAN / ÖZEL HABER