İzmir ekonomisinin hangi üretim alanına odaklanması gerektiği, ‘neyin şehri’ olarak anılacağı uzun yıllardan beri tartışma konusu. Bu süreçte kentin, Bursa, Denizli ya da Kocaeli gibi tek üretim alanına odaklanmamış olması birçok kesim tarafından eleştiri konusu olsa da salgın sürecinde bu özellik kent ekonomisini ayakta tutuyor. İzmir ekonomisi, sanayiden tarıma, turizmden hizmet sektörüne kadar farklı alanlara ev sahipliği yapıyor. Tek ekonomik odağa sahip kent ya da ülkeler salgın sürecinde adeta durma noktasına geldi. Ancak İzmir’de tarım üretimi ihracat ve iç tüketimde son dönemde yıldız gibi parlarken diğer alanlar da çalışmalarını son sürat sürdürüyor. Konuyla ilgili konuşan Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO) Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar ekonomideki bu sepet uygulamasının uzun vadede sağlıklı bir sistem yaratılması için büyük önem taşıdığını söylerken İzmir Ticaret Borsası (İTB) Yönetim Kurulu Başkanı Işınsu Kestelli de salgın sürecinde tarımın öneminin anlaşıldığını, diğer üretim alanlarında da yaşanan ivmeyle İzmir’in son yıllarda gözde çekim merkezi haline geldiği hatırlattı.

‘HER FIRSATTA SÖYLEDİM’

EBSO Başkanı Ender Yorgancılar her kriz döneminde, özellikle petrol ülkeleri üzerinden verdiği örneklerle tek ürüne bağlı ekonominin yaratacağı sıkıntıları kamuoyuyla paylaştığını söyleyerek “Bugünlerde bir üretimi odak alan ekonomilerdeki sıkıntıyı petrol fiyatlarının düşüşü ile yeniden görmekteyiz. Bunu yerele indirgediğimizde de aynı sonuçlara ulaşırız. Örneğin sadece turizm ile geçinen bir il sınırların kapanması gibi olağanüstü bir dönemde gelirlerinden ciddi bir şekilde yoksun kalacaktır. Ancak, İzmir için aynı şeyi söylemek mümkün değil” dedi.

SEPET UYGULAMASI

Sektörel çeşitliliğinden dolayı bir alanda öne çıkamadığı için eleştirilen, geri kaldığı söylenen İzmir’in aslında ekonomide hep tavsiye edilen sepet uygulaması örneğindeki gibi çeşitliliğe dayanan bir zenginliğe sahip olduğunu vurgulayan EBSO Başkanı, “Belki bu durum, kısa vadede ekonomik sıçrama yapmaya engel olabilir. Ancak uzun dönemde sağlıklı bir ekonomik sistemin yaratılması açısından büyük önem taşıyor” ifadelerini kullandı.

‘KENDİMİZE YETİYORUZ’

Korona virüs süreci ile oluşan süreçte çok çeşitli üretim kültürünün öneminin daha kolay anlaşıldığını aktaran Başkan Ender Yorgancılar, kentteki tarım üretimini vurguladı ve ekonomide kendi kendine yetebilme kabiliyetine değindi. Başkan Ender Yorgancılar şunları söyledi; “Zira, bugünkü şartlarda farklı üretim yapılarının getirdiği avantajları algılamak çok daha kolay olacaktır. Tarımda, ticarette, turizmde, sanayide İzmir varlığını hep sürdürmüştür, bundan sonra da daha güçlü bir şekilde sürdürecektir. İzmir’in sektörel çeşitliliği içerisinde tarım çok önemli bir yere sahip. Salgın sürecinden öğrendiğimiz en somut değerlerden biri de kendi kendimize yetebilme kabiliyetidir. Bu kapsamda, gıdaya ulaşma zorluğu, üretme sıkıntıları yeniden tarımı öne çıkarmıştır. Yerel belediyelerin çiftçiyi destekleyen projeleri ile İzmir’in, tarımda çok daha önemli bir seviyeye ulaşmasını bekliyorum.”

‘TARIMI İHMAL ETMEDEN…’

İzmir Ticaret Borsası (İTB) Yönetim Kurulu Başkanı Işınsu Kestelli ise kent ve bölge ekonomisinin tarımla önemli bir ivme yakaladığını aktaran, bunun yanı sıra farklı üretim alanlarının yarattığı değere vurgu yaptı. ‘Başta İzmir ve Manisa olmak üzere tüm Ege Bölgesi, farklı alanlarda nitelikli üretimin de merkezi olma özelliğine sahip’ diyen Işınsu Kestelli, “Bölgemizde tekstil de önemli, elektronik de önemli, havacılık ve savunma sanayileri de… İzmir’i son yılların en gözde çekim merkezi ve en çok beyaz yakalı göçü alan kent yapan da tüm bunlara birden sahip olması. Kent olarak tarımı asla ihmal etmeden ve bölgemizin doğal zenginliklerine zarar vermeden farklı alanlarda da yatırım yapmayı sürdürmeliyiz” ifadelerini kullandı.

ALTERNATİF YATIRIMLAR

Şahsi olarak İzmir’in yerli otomotivin üretim üssü olmasını çok arzu ettiğini belirten İTB Başkanı Kestelli, “İzmir’in yerli otomotivin üretim üssü olmasını da çok arzu etmiştim. Alt yapımız ve lojistik imkânlarımız çok müsait. Ancak Bursa’nın sunduğu yan sanayi hizmetleri öne çıktı ve karar da haklı olarak bir başka güzel kentimiz Bursa yönünde verildi. Otomotivi sadece bir örnek olması açısından dile getirdim. Belirtmek istediğim bu gibi alternatif yatırımları daha fazla çekmemiz gerektiği... Çünkü İzmir, dört milyonu aşan iyi eğitimli nüfusu, 12 bin kilometrekarelik geniş yüzölçümü, zengin ticaret yapma kültürü ile çok daha fazlasına ev sahipliği yapabilecek bir kent” şeklinde konuştu.

YATIRIMLARIN MEYVESİ

Kentin tarımda elde ettiği başarı ve bunun ekonomik değere dönmesiyle ilgili konuşan Başkan Işınsu Kestelli, salgın sürecinde tarımın öneminin daha iyi anlaşıldığını vurguladı. Işınsu Kestelli şunları söyledi: Üzümden incire, pamuktan tütüne, narenciyeden besi ve süt hayvancılığına, zeytinyağından hububata, tıbbi ve aromatik bitkilerden şarapçılığa, çiçekçilikten arı ve deniz ürünlerine kadar inanılmaz bir çeşitliliğe sahibiz. Bu potansiyeli her geçen yıl daha iyi değerlendiriyoruz. Pek çok ürün kategorisinde ülkemizde lider konumdayız, dünyada da söz sahibiyiz. Tüm bunları dikkate aldığımızda İzmir’in tarıma yapılan yatırımların meyvesini topladığını rahatlıkla söyleyebiliriz. Bu durum sadece korona virüs süreciyle de ilgili değil. Ancak tüm dünyayı kasıp kavuran bu büyük salgının, farklı kesimlerin tarımın önemini fark etmesini sağladığı da muhakkak.

‘ÇALIŞMALAR SÜRÜYOR’

Tarımda elde edilen bu başarının ardında yatan kilit kelimenin ‘süreklilik’ olduğunu belirten Kestelli “Bu topraklarda yaşayan insanlar ve medeniyetler binlerce yıldır tarımla uğraşıyor. Hem bilgi hem tohum nesilden nesle taşınıyor. İzmir ve Ege çiftçisi ülkemizin en eğitimli çiftçi grubu. Modern teknolojileri kullanma konusunda öncüler... Dünyanın ilk tarım borsası 1891’de kurulan İzmir Ticaret Borsası’dır. İzmir Ticaret Borsası olarak geçmişten bugüne tarımın gelişmesi için çalışmalar yürütüyoruz” değerlendirmesinde bulundu. Utkucan Akkaş / Özel Haber