Pek çok proje ve konsere imza atan Serenad Derneği ve üyeleri down sendromlu çocuklarla ilgilenmiş, yanan ormanlara dikkat çekmek için pek çok konser vererek konuya parmak basmış, müzik ile samimiyeti harmanlayan projelere imza atmış. Dernek Başkanı Engin Koyuncu, bizlere sanatsever Serenad’ı anlattı… - Derneğinizin kuruluş hikayesini bizimle paylaşır mısınız? Dernek 16 Ocak 2016, tarihinde kuruldu. Bostanlı’da 4 yıl kültürel ve sanatsal faaliyetlerde bulunduk. Müzik çalışmaları yapmak, hoş vakit geçirmek istedik. Konserleri yaparken sosyal sorumluluk bilinci ortaya çıktı. - Peki, ya ismi nereden geliyor derneğinizin? Serenad ismi ise şuradan geliyor, ben şaka aşık bir insan olduğum için, gönlümde duygu seli hep olduğu için Serenad’ında sevgilinin sevgiliye aşkını ilan ettiği bir durum olduğu için bir dernek oluşturacaksak Serenad olsun dedim. - Derneği kurduktan sonra ne gibi etkinlikler yapıyorsunuz? Kültür ve sanat derneği başlığı altında bu dernekte Türk halk müziği ve Türk sanat müziği çalışmaları yapılıyor. Ağırlıklı olarak yaşı daha büyük veya emekli insanlar geliyor. Bizim derneğimiz o eski müziklerin canlandığı derneklerden biri. Tüm çalışmalarımız daha sonra konserler ile taçlandırılıyor. Kültür sanat derneklerinde şeflerle orantılı Türk müziği çalışmaları yapılır. Bazı halk müziği örnekleri veriliyor. Popüler müzik konserleri veriliyor. 10 kişi derneğe geldi, 20 oldu 30 derken sayımız artmaya başladı. - Müzik ile iç içe bir dernek olarak daha sonra toplumsal meselelere doğu ilerleyişiniz nasıl başlıyor? Başlangıçtan bu yana varsa projeleriniz nelerdir? Konserlerimizi nasıl daha fazla anlamlandırabileceğimizi düşündük ve amacımız sadece şarkılar, türküler söylemek olmasın bir amacımız olsun dedik. Herkesin böyle sosyal sorumluluk projesinde elini taşın altına koymadığını gördük bizim bir farkımız olsun dedik. İlk kurulduğumuz yılda bizde öğrencilere burs verdik. Bizde dahil olmak istedik projelere, herkesin bunu yapmadığını gördük. Belediye bu eksiği görmüş sonra derneklere sıçramamıştı. İkinci öğrenciyi aldık, üçüncü öğrenciyi aldık ve 10 ay boyunca burs verildi. Dernekler arasında bildiğim kadarıyla en çok öğrenciyi alanlar biz olduk. Karşıyaka’nın Filizleri projesi vardı. Eski Belediye başkanının projesiydi. Önce her apartman bir çocuk okutuyor olarak başlayan proje, bu kafelere, derneklere sıçradı. Arzu edenler öğrenciyi aldı ve herkes okuttuğu öğrenciye belli miktar para yatırdı. İki sene öncesine kadar burs vermişti diye, Başkanımızın bizde resmiyete dökülmüş bir teşekkür belgesi var. - Sosyal sorumluluk projelerinin sanatla buluştuğu noktada çok güzel işler yapmışsınız projelerin bir devamı oldu mu? Sosyal sorumluluk projeleri devam etti. Biz iş adamı değiliz, biz milyoner değiliz. Ama çözüm bulabilirdik down sendromlu çocuklar için bir şey yapabilirdik. Dedik ki down sendromlu çocukları sanatla buluşturalım, onları toplumla buluşturalım ve topluma kazandıralım. Roman dansı yaptılar özel kostümler dikildi onlara şarkılar türküler okuduk. Durmadık dedik ki otizmle ilgili iletişime geçtik. İlk konserimizi verdik bir okulda, bizim içinde bir konser yapar mısınız? Gelire dokunmadan konserimizi verdik, dekorumuzu kendimiz götürdük. Destekse tam destek dedik. Özetle bizim derneğimizde Türk müziği koro çalışmaları yapılırken temelini sosyal sorumluluk projeleri oluşturdu. Gaziemir’de Harmoni korosu ile Serenad korosu birleşti. Kök hücre tedavisi bekleyen bir çocuğa destek konseri verdik. Popüler müzik konseri verdik bu sefer. Büyük üstatların şarkılarını seslendirdik. Güzel bir konsere imza attık. - Dernek üyeleriniz ile ilişkilere dair biraz sohbet edecek olursak, nasıl bir ilerleyiş var. Samimiyetin çok ön planda olduğunu düşünüyorum sizin fikirleriniz nelerdir? Çocuğumu kaybetmiştim siz beni iyileştirdiniz, ruhsal bunalıma girmiştim sizler sayesinde daha iyiyim. Yeni dostluklar ve arkadaşlıklar kurdum gibi pek çok geri dönüş alıyoruz. İzmir’de yaşayan herkesi buraya bekliyoruz, Şemikler’de Ahmet Priştina Kültür Merkezi’nin yanında buradayız. İnsanlardan şunu görmek önemli biz buraya geliyoruz ama bir sözleşme imzalamıyoruz. İsteyen arzu eden herkes gelebilir. Benim sesim yok katılabilir miyim? Böyle bir şey yok. O kişinin burada bir terapiye ihtiyacı var. Bir türkü ona iyi geliyorsa ona ilaç. Oluyorsa en büyük kazanç bu. Bununda dönüşlerini alıyoruz. - Kadınların çoğunlukta olduğu bir dernek bu konuda düşünceleriniz nelerdir, işleyişinize dair neler eklemek istersiniz? Hanımların gücü benim için çok önemli, onların desteğini hep hissediyorum, onlarla beraber her şey çok daha güzel. Tekrar altını çiziyoruz, sanat müziği istiyorum diyen herkesi bekliyoruz. Minimum en genç üyemiz 42, emekli inşaların daha çok bulunduğu bir derneğiz, 82 yaşında üyemizde var. Gençlerle çalışmak gibi gençlerle çalışmak isteriz, ama genç hanım ve beyler çalışıyorlar koro çalışma saatleri pek onlara uymuyor. Onların saatleri bizler için çok uymuyor. Serenad’ın yaş skalası böyle. Burada her şeye yönetim kurulu olarak karar veriyoruz. Bu isimler burada zaman geçirip ayrılırken bile yanıma gelip sorular soruyorlar. Davetler oluyor. Biz yönetimle oturuyoruz ve kritik yapıyoruz. Üyelerimizin dönüşlerini değerlendiriyoruz. İlk kez gelen birinden elektrik tuttu burada cümlesini almak bizim için çok önemli. Yönetim ile toplanıp yardım yapacağımız yer neresi, resmi mi? Bunları düşünüyoruz. Amaç insanlara iyi gelmek ve hoşça vakit geçirmelerini sağlamak. Bizim için en büyük öncelik. Bu bizim rutinimiz, haftada iki gün bu rutin mutlaka gerçekleşir. Pazartesi Türk halk müziği çalışması yapılır, Çarşamba ise popüler müzik koromuz oluyor. Sanat müziği koromuza şimdilik ara verdik. Birçok eser geçmişten günümüze, pek çoğu radyo kültüründen gelen insanlar. Bu insanlar radyo dinlerdi. Annemde dinlerdi, anneannem daha çok dinlerdi. Bu kültürden gelen insanlar pek çok esere hakimler ama koro şefi olarak bunu toparlıyorum. Samimiyet olmadan olmaz. Rana Beyza Öztürk / Özel Haber