Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’nın şeffaflıktan ve iletişimden uzak, keyfi ve yanlı bir tutum içinde olduğunu ifade eden Sertel, en tepede başlatılan vatandaşları “bizden-sizden” diye ayrıştıran anlayışın tüm kurum ve kuruluşlara da sirayet ettiğini söyledi. Yasal hakkı olmasına rağmen gazetecilerin basın kartı ve sürekli basın kartı yenileme başvurularının aylardır “incelemede” denilerek bekletildiğini açıklayan Sertel, kartını almak için bekletilen gazetecilerin genellikle muhalif olmasının da tesadüf olmadığını dile getirdi.

GAZETECİLERE DE ÖNERGELERE DE YANIT YOK!

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’nı gazetecileri ayrıştıran, ötekileştirmeye çalışan keyfi uygulamalara son vermeye çağıran CHP İzmir Milletvekili Atila Sertel, şöyle devam etti:

“Gazetecilerin basın kartlarını düzenlemekle sorumlu olan Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’nın bu konudaki görevi, idari işlemleri yerine getirmekle sınırlıdır. Oysa bu kurumun başındaki kişi ve ona bağlı çalışanlar idari görevini yerine getirmeyerek görevlerini ihmal ediyor. Mağdur ettikleri gazetecilerin dilekçelerine de yanıt vermeyerek, görevlerini kötüye kullanıyor. Milletvekili olarak ‘basın kartı iptal edilen, basın kartı almak için bekleyen, Türkiye’deki basın kartı sahibi sayısına’ ilişkin verdiğim soru önergelerine de cevap alamıyorum. 21 Aralık 2020 tarihinde verdiğim soru önergesine üzerinden iki ay geçmesine rağmen yanıt verilmedi. Oysa yasal süre 15 gün. Tek adam keyfi yönetiminin bütün uygulamaları Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’nda da var. Kimlerin gazeteci olduğuna veya olacağına biz karar veririz diyorlar. Yandaşsan al kartını, koy cebine, gazeteciysen, eleştiriyorsan bekle bekleyebildiğin kadar. Anayasa’yı, yasaları, yönetmelikleri göz göre göre çiğneyip gazetecilerin haklarını yiyorlar. Sonra da çıkıp basın özgürlüğünden dem vuruyorlar. Yapılması gereken kurumun adına yakışır bir şekilde gazetecilerle iletişim kurmak, onların sorunlarına çözüm üretmek, basın kartına ilişkin tüm verileri kamuoyuyla paylaşmaktır. Bütün bunları yaptıkları güne kadar konuyla ilgili soru önergesi vermeye ve bu keyfi uygulamayı eleştirmeye devam edeceğim. Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’nı ayrıştıran, hak yiyen, hukuku çiğneyen bu anlayışa son vermeye davet ediyorum.”