Yaklaşık 1.6 milyon öğrencinin gireceği Liselere Geçiş Sistemi (LGS) sınavına yönelik Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarihin değiştiğini ve LGS 2020'nin 20 Haziran’da yapılacağını açıklamıştı. Yapılan tarih değişikliğini değerlendiren Eğitim- İş Sendikası Başkanı Orhan Yıldırım, “Henüz salgının geçtiği netleşmeden ‘Kontrol altına alınır’ diyerek sınav tarihlerinin erkene alınmasını doğru bulmuyoruz. 1 ay öne alınması tüm çalışma takvimi ve çalışmalarını alt üst etmiştir. Sınava girecek çocukların psikolojilerini bozmak için yeterli bir gerekçedir. Hiçbiri tam anlamıyla kendini hazırlanmış hissederek o sınava giremeyecek. Hızlandırılmış bir biçimde konuları ve dersleri bitirmeye çalışacaklar. Bu onları gerecek yeterli bir sebep oldu. Dolayısıyla eğitim psikolojisi açısından ve çocukların sınava hazırlanması açısından doğru olmamıştır” dedi.

‘RİSKİ KİM ÜSTLENECEK?’

Diğer bir sorunun sağlık alanında olduğunu söyleyen Yıldırım, “Sadece maske dağıtımı salgın riskinden korunmaları için yeterli değil. Anladığımız kadarıyla dağıtılacak maske piyasadaki en basit maske. Çocuklar sınava girene kadar o maskeyi nereden temin edecek, her halükarda oraya maskeli gelecek. Muamma, çünkü oraya hiç bir çocuk maskesiz gelmeyecek ya da maskesiz gelirse çocuğun virüs riskini kim üstlenecek?” ifadelerini kullandı. Sınava girilecek sınıflarda kaç kişi olacağının tespit edilmediğinin altını çizen Yıldırım, “Her sınıfta 20 öğrenci mi olacak, bir iki sıra atlanarak 10 öğrenci ile mi yapılacak, buna dair bir açıklama söz konusu dahi değil. Çocukların maskeli halde bir kaç saat sınavda o psikolojiyi kaldırıp kaldıramayacaklarını bilmiyoruz. Evdeler ve maske takmıyorlar. Çünkü dışarı çıkmaları yasak, çocuklar dolayısıyla buna hazır ve alışık değiller. Birinin sınıfta öksürmesi ya da stresten maskesini çıkarması gibi durumlarda orada bulunan görevlilerin çocuklara karşı nasıl davranacağı konusunda hiç bir ön hazırlık yok. Öğretmen ya da oradaki görevli kızacak mı? Çocuğun psikolojisi ne olacak? Yahut diğer çocuklar maskesini çıkardığı için gerilecek mi? Maske takılı bile olsa herhangi birinin öksürmesi durumunda acaba böyle bir hastalık mı var kaygısını kim, nasıl telafi edecek? Akran zorbalığı olabilir; o sırada öksüren öğrenci için “Alın bunu dışarı” diyebilirler. Sınav salonu nasıl koordine edilecek?” açıklamalarında bulundu.

‘SAĞLIK GÖREVLİSİ ŞART’

Her okulda en az bir sağlık görevlisinin olması gerektiğini belirten Başkan Yıldırım, “Yaşanabilecek herhangi bir olumsuzlukta orada tecrübeli bir sağlık görevlisi gerekiyor. Her okula sınav süresince bir uzman bulundurulması gerekiyor” dedi. Normalde sınavda öğrencinin dışarı çıkma hakkının bulunmadığını söyleyen Yıldırım, “Yine bu sınava özgü çocukların strese girmesi durumunda veya öksürmesi gibi durumlarda çocuklara dışarı çıkma ve daha sonra sınava devam edebilme hakkı verilmeli. Sınava özgü yine kılavuz öğretmen eşliğinde çocuğun nefes alabilmesine ve stres atabilmesine imkan sağlanacak bir düzenleme yapılması lazım” dedi.

‘NEDENİ EKONOMİ Mİ?’

Hayati bir sınavın tarihleriyle oynanmasını doğru bulmadığını söyleyen Başkan Yıldırım, “Biz her durumda çocuklarımızın eğitiminin, gelecek planlarının ve meslek ile ilgili seçebilecekleri son sınavı bu şekilde oldubittiye getiriliyor. Turizm odaklı olduğu belli bir sebepten sınavın geriye alınmasını hiç bir durumda doğru bulmuyorum. Evet, ekonomi önemlidir. Ama çocuklarımız ekonomiden çok daha önemlidir. Aynı durum YKS için de geçerli, 2 buçuk milyon öğrenci sınava giriyor. Evde çocuğunun psikolojisini hissediyor tüm aileler. El üstünde tutarak çocuklarını hazırlıyorlar. Aslında sınava aileler birlikte hazırlanıyor. Ona göre yemek yapıyor, ona göre eve misafir almıyor. Salgının ne olduğu henüz kesinleşmeyen bir noktada yapılacak bu sınav nedeniyle tepkiler ortaya çıkacaktır” diye konuştu. Rana Beyza Öztürk / Özel Haber