Kamil Okyay Sındır'ın açıklamaları şu şekilde; “Toplantıya çağırılıp çağırılmamak mesele değil; çağırılmayabilirim, sonuçta ben siyasi bir kişiyim. Ancak devletin bakanı, devletin bir kurumunda ve devletin valisini yanına alıp siyasetçileri çağırıyorsa, bütün siyasi partilere eşit bir mesafede olmak zorundadır” diyerek açıklamalarına başlayan Sındır, “Eğer bir kamu görevi yapılıyorsa, o zaman siyasetçiler değil belediye başkanları, kurum ve kuruluş yetkilileri çağırılır. Hatta gerekiyorsa Meclis’in Deprem Komisyonu üyeleri de çağırılır. Oraya AK Parti’nin Grup Başkan Vekili’ni, milletvekillerini, MHP’nin İl Başkanı’nı çağırmışsınız. Bu ne kepazeliktir! CHP’nin İl Başkanı yok mu, milletvekilleri yok mu! Burada eğer siyaset üstü bir toplantı yaptığınızı ifade ediyorsanız o zaman bütün siyasi partilerden temsilcileri, vekilleri çağırır toplanır ve bilgi alışverişinde bulunursun. Bilgi almak istemiyorsan bilgi vermek için çağırırsın. Bunu yapmayıp sadece Cumhur İttifakı’ndaki kendi siyasilerini çağırıyorsan o zaman kamu görevlilerinin orada işi yok. O toplantıyı o zaman bir kamu kurumunun çatısı altında yapamazsınız. Gidersiniz AK Parti’nin İl Başkanlığı’nda ya da istediğiniz bir otelde yaparsınız. O zaman kimse buna bir şey diyemez. Sonuçta sen de AK Partilisin, onu biliyoruz. Maalesef parti devleti budur. Bu olay da bunun somut halidir” dedi.

‘DAĞ YİNE FARE DOĞURDU’

İzmir depreminin ardından yapılan çalışmalarda yerel yönetimlerin yok sayıldığını da söyleyen Sındır, “Toplantıda İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer de oradaydı. Hatta imar ile ilgili birtakım konuların görüşüleceğini ve kararların alınacağını düşünüyorduk. Fakat yine dağ fare doğurdu. Anladığımız kadarıyla bunların yine üzerinde durulmadı. Daha doğrusu yerel yönetimlere ne düşündüklerinin sorulmasından ziyade, ‘Biz böyle düşünüyoruz, böyle yapacağız’ şeklinde yine dayatmacı bir anlayışla depremin yaraları sarılmaya çalışılıyor. Yereli de bu anlamda varmış, sürecin içerisinde paydaşmış gibi gösterip aslında yok sayıp kendi bildiklerini okuyorlar” ifadelerini kullandı.

‘YOĞUN ÇALIŞIYORUZ’

Bugüne kadar Deprem Araştırma Komisyonu’nda 15 toplantı yaptıklarını ve çalışmaların yoğun bir şekilde devam ettiğini belirten CHP’li Sındır, “En son 17 ve 18 Şubat tarihlerinde toplantılarımızı yaptık. En son yaptığımız toplantıda, Kocaeli Büyükşehir Belediyesi sunum gerçekleştirdi. Kocaeli, ne yazık ki 1999 depremi ile ismi özdeşleşmiş bir kentimiz… Depremin üzerinden 22 yıl geçti. Kocaeli Büyükşehir Büyükşehir Belediyemiz yaptığı sunumun başlığında, ‘Kocaeli depreme hazırlanıyor’ ifadelerine yer vermiş. 22 yıl oldu, hala hazırlanılıyor, ‘Hazırız’ denilemiyor. Bir deprem olsa hangi organizasyonla, hangi sistemle halka nasıl hizmet vereceksiniz? İnanın, bize ‘O bizim işimiz değil, AFAD o işlere bakıyor’ denildi. Yani, biz neyi konuşuyoruz…  Deprem Araştırma Komisyonu alanında uzmanları çağırarak bilgiler alıyor. Üniversitelerden, meslek örgütlerinden, yani depremi her yönüyle inceliyoruz. Aldığımız notlar üzerine en sonunda birtakım kendimize göre öneriler ortaya sunuyoruz. Bunların bir şekilde komisyon raporunda yer alacağını düşünüyoruz. Yer almazsa da biz sonunda muhalefet şerhimizi ortaya koyarız. Önümüzdeki günlerde Elazığ ve Van’a gidilecek. İzmir’e de komisyon olarak geleceğiz. Kurum ve kuruluşları ziyaret edip yerinde incelemelerde bulunacağız” dedi.

“İZMİR’E BAKTIĞIMIZDA…”

Son olarak “Ne yazık ki siyasi ve ekonomik rant peşinde olan birtakım çevreler de var” diyerek sözlerini tamamlayan Sındır, “Depremin kimsenin ne canına ne malına herhangi bir zarar gelmemesini diliyoruz. Ancak mevcutta bile yıkılması gereken ağır ve orta hasarlı yapılar var. Bu da bir dönüşüm gerektiriyor. Bu dönüşümün mutlaka bir imar uygulaması ve inşaat imalat süreçleri de olacak. Tabi buna karşı ellerine avuşturanlar olabilir. Diğer yandan İzmir’e baktığımızda buradan siyasi rant devşirmeye çalışıyorlar. Yani ‘Biz bu deprem sonrası AK Parti olarak biz İzmir halkından daha fazla nasıl oy alırız’ın derdine düştüler. Yoksa akıl ve bilim ile ilerleyen bir anlayış olsaydı, oraya siyaset üstü olmanın gereğini yapardı. Biz yokuz, İYİ Parti de yok. En azından Meclis’te grubu olan partilerin temsilcileri çağırılırdı. İzmir depreminin yaralarını sarma ve depremden mağdur olan vatandaşlarımızı ayağa kaldırma çabası değildir. Bu yapılan çalışma Cumhur İttifakı’nın siyasi rant çalışmasıdır” diye konuştu.   -Yağmur Gülü / Özel Haber