MANİLDER’i 2019 yılında kurduklarını belirterek açıklamalarına başlayan Akarsu, “İzmir’e en çok göç veren illerden biri Manisa. İki ilçe arasındaki bağın güçlendirilmesi amacıyla kurulmuş bir derneğiz. İzmir’e de borcumuz olduğu düşüncesi ile harekete geçtik. Hem pandemi hem de deprem döneminde sürekli sahada olarak sivil toplum kuruluşu olmanın sorumluluğunu yerine getirdik. Hiçbir zaman önceliğimiz Manisa olarak bakmak değil; kentin geneli ile ilgileniyoruz. Nasıl İzmir bizi zamanında kucakladıysa, bizler de zor zamanlarda elimizden gelen desteği veriyoruz. Örneğin, Roman mahallelerine giderek çocuklarımızı giydiriyor, ihtiyaç sahibi ailelerimize erzak yardımında bulunuyoruz. Çeşitli komisyonlar kurarak insanlara ulaşmaya çalışıyoruz” dedi.

İŞ BİRLİĞİ HEDEFİ

Geçtiğimiz günlerde derneğin ilk genel kurulunu da yaptıklarını sözlerine ekleyen Başkan Akarsu, “Başarılı bir genel kurul gerçekleştirdik. 48 üyemizin 40’ı katıldı. Sivil toplum kuruluşları gönül işidir, ilk önce insanları yaptığının doğru bir iş olduğuna inandırman gerekiyor. Şu anda her ilçede Manisalılar Derneği kuruyoruz. Çeşme, Balçova ve Bornova’da kurduk, diğer ilçelerimiz de hazır olmak üzere. Bizler iki kent arasında sevgi köprüleri kuruyoruz. Çalışmalarımız ve karşılıklı ilişkilerimiz pozitif bir netice verdi. Önce yönetim kurulu olarak Manisa’ya giderek kentimizi daha yakından tanımak için bir çalışma yaptık. Manisa o kadar değişmiş ve güzelleşmiş ki... İnanın herkesin oraya giderek gezip görmesi gerekiyor. İleride gerek belediye gerek sanayi tesisleriyle iş birliği yapma adımlarımız olacak. Şu anda projelere yönelik çalışmalar yapıyor; kişisel gelişim üzerine kurslar veriyoruz. İleride meslek edindirme kursları açma gibi de hedeflerimiz var” ifadelerini kullandı.

GÖREVİMİZ AYRI

Son olarak, sivil toplum kuruluş ve yerel yönetimler arasındaki ilişkilere yönelik de değerlendirmelerde bulunan Akarsu, “İzmir’de 7 bin tane sivil toplumu kuruluşu, yüzlerce hemşehri derneği var. Birçoğu ne yazık ki tabela derneği... Ne yerleri var, ne çalışması; sadece sürekli talepleri var. Bir de siyaset kökenli dernekler var. Örneğin, belediyeler bu derneklere daha çok sevgi ile yaklaşıyor ve yardımlarını esirgemiyor. Ancak sivil toplum kuruluşlarına siyaset gözüyle bakılmaması gerekiyor. Bizim görevimiz çok ayrı... Önce siz sivil toplumu adaletli bir şekilde güçlendirin, sonra zaten gerekli desteği görürsünüz. Ayrımcılık yapıldığında istek bitmez. Adaletli bir dağılım olursa hem sivil toplum gelişir hem de yerel yönetim gelişir” diye konuştu. Tolga Yaman