Yerel seçimlerin ardından yaklaşık 17 ay geçerken, seçilen yeni yönetimler de ilçeleri için çalışmalarını sürdürüyor. Doğup büyüdüğü Bergama’da hemşehrilerine fayda sağlamak için mücadele ettiğini belirten İYİ Parti Meclis Üyesi Olgu Altuğ, siyasi kariyeri, çalışmaları ve ilçe gözlemleri hakkında Ege Telgraf’a açıklamalarda bulundu. Bergama Belediyesi’nin geçen süreçte yaptığı hizmetleri eleştiren Altuğ, “Geçirilen 17 ayı başarılı bulmuyorum” dedi.
  • Öncelikle sizi biraz tanıyabilir miyiz?
16 Haziran 1980 tarihinde Bergama’da doğdum. İlkokul, ortaokul ve lise eğitimimi Bergama’da tamamladım. Ardından Hukuk Fakültesi için yurtdışına giderek eğitimimi tamamladım. Bu eğitimin akabinde 2001 yılında Bergama’ya döndüm. O günden bu yana da Bergama’da serbest avukatlık faaliyetinde bulunuyorum. 2 çocuk annesiyim, evliyim. Siyasete fakülteyi bitirip doğduğum topraklara geri döndükten sonra atılmaya karar verdim. İlk önce Doğruyol Partisi’nde çalışmalarıma başladım. 2001 ve 2005 yılları arasında ilçe sekreterliği görevini üstlendim. Ardından DYP’nin siyasi aktivitesinin azalması nedeniyle bende bir dönem dinlendim. Ancak bu dönemde yine kentle ilgili düşünmeye ve siyaset dünyasını takip etmeye devam ettim. Ondan sonra İYİ Parti’nin Bergama’daki kurucularından biri oldum. Kuruluş aşamasından itibaren görev aldım. 31 Mart yerel seçimlerinin ardından da Bergama Belediyesi’nde meclis üyeliği görevime başladım.
  • Peki, neden İYİ Parti?
Öncelikle kadın bir lidere sahibiz. İYİ Parti’den önce siyasette bir boşluk olduğu inancındaydım. Bu boşluğun İYİ Parti vasıtasıyla çok rahat doldurulabileceğini düşündüm. Partime üye olduktan sonra da ne kadar doğru bir karar verdiğimi anladım.
  • Biraz da ‘Bergama’ diyelim… Sizin gözünüzden doğup büyüdüğünüz ilçeyi dinlemek isterim…
Bergama çok yoğun köy yerleşkesinin olduğu bir ilçe. Tarım ve hayvancılığın da ön planda olduğunu ancak bu anlamda ekonomik açıdan değerlendirdiğimizde birtakım mağduriyetlere de maruz kaldığını görüyoruz. Öte yandan kent merkezi olarak büyük bir tarihin üstüne kurulu bir ilçeyiz. İçinde sakladığı zengin kültür hazinesine rağmen ne köy yerleşkesinde ne de kent merkezinde yaşayan vatandaşlarımızın tam olarak ihtiyaçlarının giderilemediğini düşünüyorum. Ne yazık ki İzmir’in içinde ama bir o kadar da şehre uzak kalmış bir yer Bergama…
  • 31 Mart yerel seçimlerinin üstünden yaklaşık 17 ay geçti. Bu süreç içinde ilçedeki çalışmaları nasıl değerlendiriyorsunuz?
Bergama Belediyesi’nin bugünkü iktidar yolculuğunu vizyonsuz ve başarısız olarak buluyorum. Genellikle sizlerin de görebileceğiniz ve bizim de meclis gündeminde konuştuğumuz şeyler işçi kıyımları, yer değiştirmeler ve mobbingler. Sürekli bunları konuşmak zorunda kaldık. Bunun dışında maalesef herhangi bir projeyi konuşamadık. Şu ana kadar Bergama’da neler yapıldı? TOKİ’nin gelmiş olması bir belediye faaliyeti olarak gösterildi. Doğalgaz çalışmaları da bir belediye faaliyeti olarak gösteriliyor. Takdir edersiniz ki, bunların hiçbirisi yerel yönetimin değil merkezi hükümetin yapmış olduğu çalışmalar. Dolayısıyla bize merkezi hükümetin yaptığı faaliyetler belediye çalışması olarak gösterilmeye çalışılıyor. Çok ironik bir şey… ‘Bu belediye hiç mi iyi bir şey yapmadı?’ diye soracak olursanız; Vefa Grupları vasıtasıyla bir kısım vatandaşa ulaşıldı. Zabıtamız da bu dönemde başarılı çalışmalar sergiledi. Her iki grubu da kutlamak lazım, bunlar olumlu çalışmalar. Ancak genel anlamda değerlendirdiğimizde geçen 17 ayı başarılı bulamıyorum.
  • Yaklaşık 4 aydır tüm dünyada olduğu gibi ülkemiz korona virüs salgını ile mücadele ediyor. Bu süreçte Bergama’da durumlar nasıldı? İlçe virüs salgınından ne derece etkilendi?
Çok yüksek bir vaka sayısı ile karşılaşmadık. İlk etapta Bergama Belediyesi’nin gerekli önlemleri alma konusunda geciktiğini düşünüyorum. İki tane hijyen tüneli konuldu ancak bunun dışında çok somut bir adım atılmadı. Bir kısım vatandaşlara ve muhtarlara 500 mililitrelik hijyen sıvısı dağıtıldı. Biz bunu incelettiğimizde içeriği su ve binde 5 oranında çamaşır suyundan oluşuyordu. Bunun belediyeye maliyeti KDV dahil 25 lira olarak gerçekleştirildi. Bizde bu konuyu soru önergesi haline getirerek meclis gündemine sunduk. Pek bir sonuç da alamadık. Belediye imkanları da hangi grup olduğunu bilmediğimiz bir gruba yersiz bir şekilde kullandırıldı. Bunun dışında vaka sayısının düşük olmasının şansımız olduğunu düşünüyorum.
  • Söylemlerinize baktığımda eleştirilerin bir hayli yoğun olduğunu görüyorum. Bu eleştiri rüzgarları meclise de yansıyor mu? Meclis toplantılarınız nasıl geçiyor?
Meclislerimiz çok hareketli geçmiyor. Bugüne kadar genellikle 45’er dakikalık toplantılar yaptık. 103 bin nüfuslu bir kentten bahsediyoruz. Fakat belediyemiz meclise öyle bir gündemle geliyor ki bu toplantılar 30 ila 45 dakika sürüyor. 3 ay boyunca korona virüs salgını sebebiyle hemen hiç toplanmadık. Ondan sonra yaptığımız toplantı da uzun soluklu sürmedi. Yani belediye başkanı bu kentle ilgili yolunda gitmeyen bir şeyler olduğunu düşünmüyor. Gelen gündem de bize bunu gösteriyor. Hem proje üretilmiyor hem de sorunlar görmezden geliniyor.
  • Bergama’da kapı kapı gezip vatandaşla görüştüğünüzü biliyoruz. İlk gözlemleriniz neler?
Ziyaretlerimizde en büyük problemi ekonomi olarak görüyoruz. Ekonomi tabii ki bir merkezi hükümet politikası olmak zorunda. Belki yerelde buna çözüm üretmek zordur ama imkansız da değil… Köye gittiğinizde vatandaşların sıkıntısı üretim yolları, dere ıslahı gibi daha lokal kalıyor. Kent merkezine geldiğinizde ise ilçemizin öncelikli problemi hala yollar… Bergama Belediye Başkanı Hakan Koştu, ‘İlçeye çok ciddi bir yol çalışması yapacağım’ iddiası ile seçim sözü verdi. Seçmeni de en çok etkileyen kısım Bergama’nın yollarının 100 gün içinde asfaltlanacağıydı. Fakat 17 ay geçti ama bu süreç içinde herhangi bir asfaltlama çalışması göremedik. Öncelikli problem altyapı ve yol çalışmaları.
  • Size göre ilçede ivedilikle çözülmesi gereken sorunlar ne?
Örneğin şu anda belediyenin yapmaya çalıştığı ve gündemde olan bir proje var. Millet Bahçesi Projesi… Bu proje için belediye, önce spor müdürlüğünden devraldığı kent merkezindeki stadyumu Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na devretti. Fakat Bergama Belediyesi’nin kendi öz imkanları ile yapmış olduğu çok büyük tesisler sırf bu iş için hazineye devredildi. FIFA Star belgeli futbol akademi tesisleri, kapalı spor salonu, Göçbeyli Stadı, yüzme havuzu gibi yerler bakanlığa devredildi ve akabinde bu alanı millet bahçesi yapmak için bir protokol imzalandı. Esnafımıza seçimden evvel projeden bahsettiğinde kimsenin mağdur edilmeyeceği vaadinde bulunulmuştu. Fakat çok çelişkili bilgiler geliyor. Bazı yerlerde dükkanları yıkacağı söylenirken öteki tarafta söz verdiği bilgisi geçiyor. Artık bu yer belediye bünyesinde değilse ve bakanlığa devri gerçekleştiyse TOKİ vasıtasıyla yapıldıysa ihaleyi yapan firma doğal olarak burayı millet bahçesi yapmak için aldı, dükkan yapmak için almadı. Başkan Bey’in kendi iradesi veya vereceği sözler bu ihaleyi alacak müteahhit firmayı ne kadar bağlayacak, tartışılır… Burada hem 104 esnafın aileleriyle birlikte yaklaşık 400 ila 500 kişinin iş imkanlarından mahrum kalması var hem de belediyenin böyle bir geliri kaybetme durumu var. Yani iki ucu problemli bir mesele. Bergama küçük bir kent, 104 esnafa aynı anda iş imkanı bulabilmeniz mümkün değil. Biz bu konuda bir çalışma yaptık. Örnek dükkanları da barındıran, orada millet bahçesinin yeşillik durumuna aykırı olmayacak bir şekilde taslak proje çizdirdik. Esnafın da istekleri doğrultusunda hazırladığımız bu projede yine onların görüşünü aldık. Bu taslağı 2 ay önce belediyemize hediye ettik. Ankara’da yapacağı görüşmelerde kullanılmasını rica ettik. Nasıl sonuç gelir bilmiyoruz. Evet, yeşil alan önemli ama oradaki önceliğimiz esnaf… Biz bu işin peşini bırakmayacağız. Esnafın mağdur olmayacağı bir çözümü sonuna kadar savunacağız.
  • Bir de ilçede tekstil fabrikası ile ilgili birtakım söylemler kulağımıza gelmişti…
1959 yılında kurulmuş bir fabrika. Adnan Menderes bir yurtiçi turuna çıkıyor. Bu tur çerçevesinde Bergama’ya geliyor ve fabrikayı açıyor. Bergama’dan dönerken tutuklanıyor ve malum sürecin yaşanıyor. Anlayacağınız hikayesi olan bir yer… Daha sonra bu fabrika Cumhuriyet dönemi endüstri mirası olarak da koruma kurulu tarafından tescilleniyor. O dönemin şartlarını düşündüğünüzde ortalama bin 500 kişinin istihdam edildiği, içinde kreşi ve servisi olan çok modern bir tesis. Şu anda bile Bergama’da ne böyle bir yatırım ne de bu kadar modern çalışma alanı var. Daha sonra özelleştirme sonucu kapanıyor. Belediye şu anda burası ile ilgili bir tasarruf içerisinde. Yapmaya çalıştığı tasarruf bu parseli ikiye bölüp bir kısmını da belediyenin borçlarına karşılık yine hazineye devretmek… Başkanın sürekli yaptığı iş belediyeye ait tesisleri bir şekilde bakanlığa, devlete, kamuya geçirmek… Tekstil fabrikasında da aynı şeyi görüyoruz. Bu konuda oradan emekli olmuş eski çalışanlarla bir araya gelip durumu anlattık ve kamuoyu oluşturduk. Bunun dışında da tescilli olduğu için yapılacak olan işlemin hukuksuz olduğu yönünde bir ihbar dilekçesi verdik. Sanıyorum ki koruma kurulu olaya müdahale edecek ve işlem durdurulacak. Ayrıca bu hafta içinde dava açmaya da hazırlanıyorum.
  • Son olarak Bergamalılar için bir mesajınız var mı?
Bu ülkede yaşanmış ve Cumhuriyet ve Atatürk kazanımlarıyla yetişmiş her bireyin önce ülkesine sonra doğduğu kente yararlı olması gerekiyor. Bende bu gaye ile yola çıktım. Seçim sathında olmamamıza rağmen 17 aydır gezmediğim sokak, tutmadığım el, çalmadığım kapı kalmadı. Derdimiz asla politika değil. Burada amacım asla siyaset değil, insanlara dokunabilmek sorunlarını çözmek adına girişimlerde bulunabilmek. Ben hemşehrilerimden üretmiş olduğumuz faaliyetlere destek olmalarını istiyor ve özellikle kadınlar başta olmak üzere siyaset yapmak isteyen İYİ insanları partimize davet ediyorum. Yağmur Gülü / Özel Haber