Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) politika faizini 200 baz puan artışla yüzde 17'ye çıkardı. Ekonomist Uğur Civelek, “Ekonomi politikalarında gerçekçi olmak yerine, piyasa beklentileri konuşuluyor” dedi. Merkezde ekonomi yönetmeliğinde değişiklikler olduğunu söyleyen Civelek, “Biraz geniş açıdan bakmak lazım. Ekonomi yönetmeliğinde bir değişiklik var ama anlayışta ne kadar değişiklik var, belirsiz. Sadece piyasaların duymak istediği şeyler daha sık telaffuz ediliyor. Ama yeterli olduğunu düşünmüyorum. Kasım ve Aralık aylarında Merkez Bankası 2 kez faiz yükseltti. Her ikisinde de net görünüm şu; organize bir şekilde yerleşiklerin beklentileri üzerinde bir operasyon var. Yerleşiklerin güven bunalımını kırmaya yönelik tüm yapılanlar” dedi.

‘YETERLİ DEĞİL’

Ekonomide henüz aşılamayan büyük bir güven duvarı olduğunu savunan Civelek, “Yapılanlar çok sınırlı. Söylem var, eylem olarak faiz artışını görüyoruz. Geçmişe biraz bakarsak, kurda yüzde 25’lik artış var ve 7.5 altına itmek olanaksız. Rezervlerde erime var. Beklenti kırmak, güven bunalımını aşmak kolay olmuyor. Ekonomide güven duvarı aşılamıyor. Merkez Bankası’nın yapması gerekenleri yaptığını ancak alınan sonucun yeterli olmadığını düşünüyorum” açıklamalarında bulundu.

KÖTÜ SENARYOLAR…

2021’e dair olumsuz bir tablo oluşabileceğine değinen Civelek, “Bir senaryo yazılmış, herkes o senaryoyu oynuyor. Bu hafta olan senaryo; kamu bankaları döviz satıyor, bankalar beklenenden fazla faiz yükselttiğini söylüyor, yabancı giriş yok, yerleşiklerin güven bunalımı devam ediyor. Bu şekilde devam ederse yılın ilk çeyreğinde hiç akla gelmeyecek durumlarla karşılaşabiliriz. Bizim yaşadığımız süreç 3 yıl önce Arjantin’de yaşandı. IMF ile anlaştılar yine bir şey değişmedi, yerleşiklerin güvensizliği yine aşılamadı. Yeni ekonomi yönetiminin öncekinden farklı yaptığı tek şey piyasayla inatlaşmıyor, ne beklenirse onu yapmaya çalışıyor. Duymak istenenleri söylüyor. Hala kamu bankalarına döviz sattırarak kuru geriletmeye çalışan bir anlayış var. Hala rezerv azaltma var, hem de artırma söylemlerine rağmen… Bunun dışında bir değişiklik görmüyorum. Korona virüste yaşanan ikinci dalga sokağa çıkma yasaklarında ekonomik beklentileri hırpalamaya devam ediyor. Yerimiz dar olduğu için yapılması gereken de yapılamıyor bu konuda. Gelir dağılımında çok sert bozulmalar var. Maliye politikasının daha aktif kullanılması lazım. Fakat enflasyon mücadelesine vereceği zarardan dolayı kullanılamıyor. Durum söylendiğinden çok daha olumsuz” dedi.

‘REALİST TUTUM ŞART’

Olumsuz senaryodan çıkışın ancak realist tutumlarla ve radikal tavırla gerçekleşebileceğini iddia eden Ekonomist Uğur Civelek, “Umudu yaşatmak için yerleşiklerin TL’den dövize dönmesi için çok çaba harcanıyor. Bu yönde mesafe kat edilmediği gözlendiğinde riskten kaçınma hızlanabilir. Türkiye 2021’de siyaseten düşündüğünden daha olumsuz şeyler yaşayabilir, ekonomideki gelişmelere bağlı olarak… Piyasaların söylediğinde sorun var. Arjantin her denileni yapmasına rağmen bu çıkmazdan kurtulamadı. Bizim için de yüksek olasılıkla geçerli olan bu. Gerçekleri kabullenerek, küreselci olmayan bir çözüm olabilir. Radikal çözümlere ihtiyaç var” diye konuştu. Rana Beyza Öztürk / Özel Haber