Türkiye’nin ihracattaki güçlü oyuncusu yumurta sektörü sıkıntılı günler geçiriyor. 7,4 milyar liralık üretim değerine sahip yumurta sektörünün yaşadığı güçlükleri anlatan İzmir Kanatlı Et Üreticileri Birliği Sözcüsü Varol Gürol, “Hammadde ihtiyacında yüzde 70 dışa bağımlıyız. Dolar kuru ve esasen alınan diğer ürünler çok yükseldi. Ciddi bir üretim daralması var. Bu arada perakende satış fiyatları düştü. Entegrelerde zarar ediyor aslına bakarsanız. Pozisyon var ama ihracat olmadan olmaz. İç piyasaya göre çok fazla üretiyoruz doğal olarak ihracat yapmak zorundayız. Pazar açılırsa kısmi olarak bir rahatlama olur sektörde. Fakat hiç bu ihtimali görmüyoruz” dedi.

‘MARKETE BAĞLI EKONOMİ’

Üretimin yüzde 15’i dış piyasaya satıldığının ve entegrelerin üretimleri aşağı çekmek zorunda kaldığını belirten Varol, “Yaptıkları işten zarar ediyorlar. Bu durum üreticide etkili. Entegre kapasiteyi düşürdüğü an, dönem araları uzuyor demektir. Metre kareye düşen çiftçi düşüyor demektir. Bundan üretici yine zararla çıkar. Bizim ihracatımız var yapıyoruz fakat korona virüs nedeniyle pek çok ülkeye ihracat yapılamıyor. Özellikle Kuzey Irak kapısının kapanması üreticiyi çok fazla etkiledi. İç piyasa bizleri olumsuz etkiledi. But ve tavuk alıyorsunuz. Protein fiyatı neredeyse buğdayla aynı oldu. Devam ediyor bir şekilde fakat 2.2 milyon ton üretim var yıllık. Yüzde 15 ‘i çok fazla ürün yapıyor. Yazları tavuk sektörü fiyatı pik yapar biz 2019’daki fiyatı yakalayamadık bile. Artık fiyatı entegre ve üretici değil marketler belirliyor. Parayı kazanan marketler oluyor. Yüzde 70 ve 80 marketlere bağlı bir ekonomi dönüyor” ifadelerini kullandı.

‘HAK ETTİĞİ DEĞERİ VERİN’

Entegrelerin satış politikalarına bağlı olarak, civciv üretiminin azaldığını ve acilen çözüme ulaşması gerektiğini belirten Varol, “Satılmayan tavuk için kuluçkaya tavuk basmaz kimse. Bu nedenle civcivde bir azalma var. Tavuk gerçek fiyatına sahip olmadığı için bu durum. Entegreden çıkış fiyatını düşünün. Kendi kararlarını kendileri belirlemiyorlar. Bunu o müşteriye satacağım diyor. Eskiden öyleydi artık öyle değil. Bizlerin üretiminde kullandığımız ekipman ve cihazlar özel cihazlar. Pahalı cihazlar başka amaçla kullanılacaksa sökülüyor ve sonra başarılı olamıyorlar. Geri dönüşümü çok zor. Vatandaş için problem olacak. Pahalı mal alınsın demiyorum ama tavuğun gerçek fiyatı şuan bu değil. Üretimin kısılması gerekiyor. Arz talebe göre bir üretim gerçekleşmesi lazım. Yoksa sistem çökecek. Üretici batar. Üretici ve entegre karşı karşıya görünüyor ama aslında aynı gemideyiz. Bu tip sahnelerle karılaşmamak adına hak ettiği fiyata tutulmalı. İhracatın artması lazım. Japonya çocuklarını protein esaslı büyütüyor. Ekmek yiyen bir çocukla protein tüketen çocuğun beyin algoritması asla aynı çalışmıyor. Tavuk artık hak ettiği değeri görmeli” diye konuştu. Rana Beyza Öztürk / Özel Haber