Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Dr. Tuncay Batur, Ege Telgraf Web TV’nin canlı yayın konuğu oldu, Ege Gündemi’nde Yunus Karakaya’nın sorularını yanıtladı. Böylesi salgın durumlarında hijyenin çok önemli olduğunu ve fiyatlarda oynama dahi olsa herkesin bildiği iki maddenin dezenfekte etmede ana malzemeler olduğunu belirten Batur, “Fiyatlarda oynama olabilir bu dönem ama bildiğimiz iki madde var biri alkol diğeri hipoklorit. Biri İzmirlilerin ‘klorak’ olarak tanıdığı madde. Bu maddenin onda bir çözeltisi bu virüsü her türlü ortamdan izole ediyor. Kağıt üzerinde 24 saat yaşama süresi var. Plastik yüzeyde 9 güne kadar yaşayabildiği söyleniyor. Bu iki madde ile alkol bazlı dezenfektanın birçoğunun temeli aynı değil, yer temizliği için mutlaka kullanılmasında fayda var. Havada 3 saat asılı kaldığı tespit edilmiş. Bir diğeri ise yüzey teması, nezle dahi olsa maske takacağız ki ortama parçacık dağılmasın. Nemli ortam virüsün en çok sevdiği ve ürediği ortamlar oluyor" açıklamalarında bulundu.

‘SORUMLUYUZ’

Vücuda giren virüsün ilk önce yerleştiği yerlerden birinin akciğer diğerinin ise kalp olduğunu söyleyen Batur, dikkat edilmesi gereken hususları açıkladı. Batur, “Virüsler insana bulaştığı zaman biz çok fazla etken ile karşılaşıyoruz. Mesela, ‘Sağlıklı besleniyor muyuz?’, ‘Sigara kullanıyor muyuz?’ veya “ Alkol alıyor muyuz?’ gibi. Bunları yaparak risk yaratıyoruz. Diğer etken ise bu virüs ne kadar miktarda bedene girerse hasta yapıyor? Maske takalım en azından geçse bile geçen damlacıkların sayısı azalsın. Ellerimizi yıkayalım yüzümüze değdirmeyelim. Eller bizler için çok tehlikeli. Para ve cep telefonu da keza öyle. Mümkünse kulaklık kullanalım. Ellerimizi dezenfekte edelim. Telefonlarımızı silelim. Ev hijyeni çok önemli. Evden çalışma imkanı olanlarda evde ama illa çalışması gereken insanlar var. Dışarıda bu etkeni taşımamanız gerekiyor. Annelerimizin ve büyüklerin hastalanmasına neden olmamaya çalışalım. 20 ila 40 yaşın ölüm oranlarının az olması böyle etkilemiyor ama büyüklere karşı sorumluluklarımız var” ifadelerini kullandı. Diğer bir merak konusu olan virüsü yayılım alanları ve koşullarına dair konuşan Batur, ısı ve nemin ideal ortamlar olduğunun altını çizdi. Batur, “Bizi mikroptan korumak için ıslak mendiller şu an için yeterli değil. Kağıt havluya dezenfektan sıkıyor ve işlerimizi bitiriyoruz. 15 derece olan bir hava ve nem virüs için ideal. Büyük cerrahi operasyonlar geçirenler yine büyük risk grupları. Nargile olağanüstü bir tehlike. Nem var üremesi için ideal ortam. Belki şuan bu dönemde yönetmelikler ya da yasalarla yasaklanması doğru olacaktır” diye konuştu

‘KARANTİNA ŞART’

Yurt dışından gelen her kim olursa olsun izole olması gerektiğini vurgulayan Batur, “14 gün izolasyon gerekiyor. Yurt dışından gelen kim olursa olsun 14 gün karantina altında olması gerekiyor. Çok vaka var. Merkezlerin ya da halk sağlığının yükü kaldırması zor. Kısa zamanda 1 vaka daha sonra 3 oluyor sonra inanılmaz bir hızla yayılıyor. Bir vakadan 2 bin 500 vakaya kadar çıkabiliyor. Salgın ortaya çıktıktan sonra Bilim Kurulu oluşturulması çok önemliydi. Meslek odalarının ve dernek temsilcilerinin olduğu bir kurum oluşturuldu. Bu anlamda Sağlık Bakanlığı’nın iyi çalıştığını düşünüyorum. Bakın İtalya yalnız başına kaldı. Çok ciddi gözden geçirilmesi gerekilecek bir konu. Çin’de ortaya çıktığında gerekli önlemler alınsa ve uçuşlar iptal edilseydi belki yayılımı bu kadar hızlı olmayacaktı ve bu sırada aşı üretilebilecekti. Şuan en hızlı 3 ila 6 ay arasında ası üretilebilir duruyor. Virüsün üzerinde yapılan incelemelerde doğal bir mutasyon sonucu bu forma geldiği görülüyor. Sonuç olarak korkmayacağız narenciye tüketeceğiz. Hijyene dikkat edeceğiz. Sigaradan uzak duracağız ve bol bol su tüketeceğiz..." Feyaz Tatar / Özel Haber