Modern dünyanın karmaşasından uzakta, teknolojiden ve şehir gürültüsünden izole bir yaşam süren insanların olduğu bir yer düşünün. Ne internet var ne de günlük gazete… Güney Atlantik Okyanusu’nun ortasında, Afrika kıtasına Britanya’dan daha yakın bir noktada yer alan Tristan da Cunha Adası, dünyadaki en uzak ve en az erişilebilir yerleşimlerden biri olma özelliği taşıyor.

Birleşik Krallık’a bağlı olmasına rağmen ana karaya 6 bin mil mesafede bulunan bu volkanik ada, sadece 200 kişilik küçük bir nüfusu barındırıyor. Ada halkı, teknolojinin getirdiği alışkanlıklardan büyük ölçüde uzak; yaşamlarını doğayla iç içe, basit ama güçlü bağlarla sürdürüyor.

Yedi Denizlerin Edinburgh’u: Tek Yerleşim

Adada yalnızca bir yerleşim bölgesi bulunuyor: “Edinburgh of the Seven Seas” yani Yedi Denizlerin Edinburgh’u. Bu küçük yerleşim, adanın kalbi niteliğinde. Tristan da Cunha’ya ulaşmak ise başlı başına bir macera; ziyaretçiler altı gün süren zorlu bir deniz yolculuğunu göze almak zorunda. Uçakla ulaşım yok, çünkü adada havaalanı bulunmuyor.

Tarihin Sakin Sahnesi

Tristan da Cunha, 1506 yılında Portekizli denizci Tristão da Cunha tarafından keşfedildi. Adanın adı da bu keşiften geliyor. Tarih boyunca birkaç Avrupalı keşif gemisinin uğrak noktası olan ada, 1816’da İngiltere tarafından, Napolyon’un kaçabileceği olasılığına karşı askeri önlem olarak işgal edildi. Bu tarihten itibaren, adanın sakin ama kararlı bir yerleşim hikayesi başladı.

İstakoz ve Toprakla Hayat

Bugün ada halkı yaşamını büyük oranda balıkçılıkla sürdürüyor. Özellikle dünya çapında ihraç edilen Tristan kaya ıstakozu, yerel ekonominin temel taşlarından biri. Aynı zamanda ada halkı küçük çaplı tarım ve hayvancılıkla da uğraşıyor.

Gazete basımı yapılmıyor, haberleşme genellikle sözlü. Ancak bu, adada her şeyin yavaş işlediği anlamına gelmiyor. Acil durumlar için gong çalınarak halk uyarılıyor ve her evde özel bir tahliye planı hazır bulunduruluyor.

Temel Hizmetler Sınırlı Ama Etkili

Adada iki kilise, küçük bir sağlık merkezi ve birkaç sağlık çalışanı bulunuyor. Uzman doktorlar, belirli dönemlerde adaya gelip hizmet veriyor. Eğitim ve sosyal yaşam ise topluluğun kendi içinde kurduğu dengelere dayanıyor.

Seyahat güvenliğinde yeni trend: Valiz kilitleri tarihe mi karışıyor? Seyahat güvenliğinde yeni trend: Valiz kilitleri tarihe mi karışıyor?

Tristan da Cunha, teknolojik ilerlemelerden uzak olmasına rağmen insan dayanışmasının ve doğayla uyumlu bir hayatın mümkün olduğunu gösteren nadir yerlerden biri. Uzaklığı nedeniyle ulaşılması zor ama bir o kadar da büyüleyici.

(Sözcü)

Kaynak: Haber Merkezi