1 Temmuz itibarı ile başlayan yeni normalleşme sürecinde Milli Eğitim Bakanlığı tarafından başlatılan telafi eğitimlerinde evdeki hesap çarşıya uymadı. Sınıflar bu kez de devam zorunluluğu olmadığından ve gönüllülük esası uygulandığından ötürü yine boş kaldı. Gözler şimdi Eylül ayında başlamadı planlanan yeni eğitim öğretim yılına çevrildi. Telafi eğitimlerine öğrenciler gibi öğretmenlerin de ilgi göstermediğini aktaran Eğitim Sen İzmir 4 No'lu Şube Başkanı Şuayip Vayiç, salgında yaşanan son gelişmeler nedeniyle Eylül'de başlaması planlanan yüz yüze eğitimin de zor gözüktüğünü kaydetti.

‘BRANŞ EĞİTİMİ YOK’

Telafi eğitimleri konusunda değerlendirmelerde bulunan KESK Eğitim Sen İzmir 4 No'lu Şube Başkanı Şuayip Vayiç şunları ifade etti: "Telafi eğitimlerine neredeyse hiç katılım yok gibi. Öğrencilerin derslere ilgisi yok denecek kadar az. Öğrenciler derslere de tek tük geliyor. Telafi eğitimlerinde gönüllük programı diye bir kavram var. İsteyen öğretmen derslere giriyor ya da girmiyor. Öğrenci kimin sınıfında olursa olsun, görevli olan öğretmen kimse, kim gönüllü olduysa derslere onlar giriyor. Aslında bu süreçte öğrenci de öğretmen de gönüllü durumda. Derslere katılım zorunluluğu da yok, devam ya da devamsızlık alınmıyor. Telafi programı branş bazında değildi. Milli Eğitim Bakanlığı'nın belirlediği program dahilinde daha çok sosyal ve sportif aktiviteler şeklinde etkinlikler yapılıyor. Yani branş eğitimi yok. Bu yüzden tamamen öğrenciler de, öğretmenler de gönüllü oldukları dahilde programlara dahil oluyorlar. Açıkçası Milli Eğitim Bakanlığı bu telafi eğitimlerinden ne umuyordu bilemiyorum ama telafi programı çok rağbet görmedi. İnsanlar zaten tatil modundaydı. Uzaktan eğitim süreci öğrencileri de, velileri de yeterince yormuştu. Henüz neyin ne olduğu da belli değilken öğrenciler bu derslere rağbet göstermek istemediler. Karneler zaten geçen ayın 18'inde dağıtılmıştı. 2 Temmuz itibarı ile öğretmenler de tatile girince yaz telafi programını başlattılar. Bu tatil sonrasına denk geldiğinden ötürü bizlere okullarda özellikle son dönemde bahsi geçen delta varyasyonu ile ilgili yansıyan bir durum da olmadı. Öğrenci zaten okula gelmediği için virüs vakası yaşanma ihtimali de olmadı. Öğrenciler derslere gelmeye niyetli değil ki, veliler çocuklarını okullara yollamaktan korksun. Ancak bilim insanlarından öğrendiğimiz kadarı ile bu virüs varyantı çocuklara da bulaşıyor. Özetle telafi aslında Milli Eğitim Bakanlığı'nın yasak savmak için ortaya atmış olduğu bir program gibi görünüyor. Bakanlığın da bundan yana bir beklentisi olduğunu sanmıyorum. Sadece biz bu dönemi çoğunlukla uzaktan eğitim ile geçirdik. En azından yaz döneminde yasaklar kalktı, biz de böyle bir şey yaptık mantığı ile hareket ettiler. Aslında yapmış olmak için yapılan bir uygulama idi."

‘ZOR GÖRÜNÜYOR!’

Sendikacı Vayiç, eğitimcilerin Eylül ayında derslere başlamayı hedeflediğini ancak son gelişmeler nedeniyle bunun mümkün gözükmediğini belirtti ve "Öğretmenler olarak bizim temennimiz Eylül ayından sonra eskisi gibi yüz yüze eğitime başlamak. Ancak şu anda gerek ortaya çıkan delta mutasyonu, gerekse virüsün yeni çıkan diğer varyasyonları bizi korkutuyor. Tam virüsten kurtulduk derken yeni mutasyonlar çıkıyor. Ortaya çıkan söylentiler ve bizim tahminlerimize göre okullar açılmadan önce yeni bir kapanma süreci bizi bekliyor gibi görünüyor. Virüsün yayılma hızı ve gidişat da bunu doğruluyor. Kaldı ki, insanların serbestliği ve hareketliliğin artmasıyla birlikte Eylül gelmeden yeni bir kapanma ile karşılaşabiliriz. Vaka sayıları artmaya başladı. Yeni vakalar genelde mutasyon olarak karşımıza çıkıyor. Tıpçılar da virüsün bu yeni çıkan mutasyonuna karşı uyarılarda bulunuyor. Ve Ağustos ayında dünya genelinde yeni bir kapanma sürecinin bizi beklediğini söylüyorlar. Olası bir dördüncü dalganın gelmesi kaçınılmaz olarak belirtiliyor. Gidişat böyle olursa Eylül'de derslerin başlaması zor gibi görünüyor. Her şeye karşın bizim beklentimiz böyle bir şeyin olmaması ve derslere başlamaktan yana" diye konuştu. Erman Şentürk / Özel Haber