Foça Forum Platformunca düzenlenen toplantıya bazı STK temsilcileri ile ilçe tarihini merak eden Foçalılar katıldı. Sebahattin Karaca Foça tarihinin Anadolu tarihiyle özdeş olduğunu, Hititler, İonlar, Aioller, Persler, Büyük İskender İmparatorluğu, Bergama Krallığı, Romalılar, Bizanslılar, Cenevizliler, Fatih Sultan Mehmet’le birlikte Osmanlılar ve Türkiye Cumhuriyeti dönemlerini yaşadığını anlattı. Bir zamanlar çoğunluğu oluşturan ve Birinci Dünya Savaşı sırasında göç ettirilen Rum nüfusun önemli bir kısmının, Yunanlıların Batı Anadolu’yu işgaliyle Foça’ya geri döndürüldüğünü, ancak Kurtuluş Savaşı sonrası ve mübadeleyle bu nüfusun tekrar adalara ve Yunanistan’a gittiğini dile getirdi. Benzer acıları Balkanlardaki Türk’lerinde yaşadığını belirten Karaca zorunlu gidişler, göç, mübadele ve insanların yeni yerlere yerleşme isteklerinin ardından yaşanan ve değişmeyen tek olgunun “ötekilik” olduğunu söyledi. Yerleşik ve aslında kendileri de başkalarıyla karışmış olan halkların yeni gelenleri uzunca süre benimsemediklerini, bazen yeni gelenlerin çoğunluğu ele geçirdiğinde yörenin eskilerini ötekileştirdiğini ve durumun günümüzde de sürdüğünü ifade eden Karaca sunumunu görsel öğeler ve tarihi belgelerle destekledi. Karaca söyleşisinin son bölümünde Foça’nın tarih boyunca önemli bir ticaret merkezi olduğuna, yerleşim ve yaşamın aralıksız sürdüğüne dikkat çekerek, pek çok kişinin bilmediği ve yerle bir olmuş yerleşim yerlerinden Işık Köy (Şeyh-i Kebir), Söğütçük ile Sazlıca, Bağarası ve çevresinin kuruluş ve değişim öykülerine yer verdi. İzmir ile Foça arasında ticari hayatın zorlaması nedeniyle yapılan yollar, değişim güzergahları ve yerleşim yerlerinin değişmesine etkilerinin ayrıntılarını paylaştı. Kendisinin de muhacir bir ailenin mensubu ve Erzincan’dan Ankara’ya ve oradan Foça’ya göç sonrası ötekileştirmenin sıkıntılarını yaşayanlardan olduğunu belirten Sebahattin Karaca sunumunu; “Gittiğimiz yerlerde çok uzun yıllar yaşasak ta siz muhacirsiniz denilerek ötekileştirilmeye çalışıldık. Bundan sonra Foça’da ve her yerde, herkesin kendinden önce ya da sonra gelmişleri ötekileştirmekten vazgeçmesini diliyorum. Ötekileştirmeme kültürünü geliştirmeyi görev biliyorum. Bundan sonra da geleceklerle birlikte ve ayrıştırmadan yaşamayı seçiyor ve öneriyorum” sözleriyle bitirdi.