Türk Milleti için kara bir yazgı olan yoksulluk ve görülmek istenmeyen gerçekler…
Bin yıldan fazla süredir Anadolu’yu yurt bellemiş Türkler’in son ve en büyük eseri Cumhuriyet, 100 yaşını geride bırakmaya hazırlanıyor. Doğrusu bu ya… Ne Cumhuriyetimizi kan dökerek, can vererek bi...
KİLİTLİ BEBEK MAMALARI
Önceki hafta mahallemdeki bir zincir markette alışveriş yaparken, gözüm epeydir ilgi alanım dışında kalan çocuk bezlerine takıldı.
Şaşkınlıktan küçük dilimi yutacak gibi oldum.
Bir bebeğin bez ihtiyacı, asgari ücretli bir işçinin maaşının beşte birine denk geliyordu. Rafları uzun uzun inceleyen, yaşça benden küçük bir arkadaşla laflarken durumun vahametini daha iyi anlama fırsatı buldum.
Benzer bir durum bebek mamaları için de geçerli.
Bebek mamasına son bir yılda yüzde 80, bebek bezine de yüzde 120 zam geldi. Marketlerde kilitli şekilde satılan mamalara ulaşamayan aileler, bebeklerini şekerli suyla beslemek zorunda kalıyor.
Geçen aylarda İzmir’in Karabağlar ilçesindeki bir ilkokulda görev yapan kadın öğretmenin ağlaya ağlaya anlattıklarını sayfalarımıza taşımıştım.
YOKSULLUK DERİNLEŞİYOR
Bugün durumun o günden daha feci olduğu anlaşılıyor. Uzmanlar ise yetersiz beslenmenin yol açacağı anemi, obezite ve bodurluk gibi sağlık sorunlarına karşı hepimizi uyarıyor.
Ve en umutsuz anlarımızda Hızır gibi yetişen sivil inisiyatifler, devletin yapması gereken işleri üstlenmekte gecikmiyor.
Bu hafta sizi, etki alanı giderek büyüyen “Derin Yoksulluk Ağı” platformu ile tanıştırmak istiyorum.
Bu platform, derin yoksulluğun sürdürülemez koşullarını görünür kılmak ve yoksulluğu bir insan hakları ihlali olarak tartışmak için çalışıyor. Acil durum müdahalesi olarak “Evden Değiştir” modeli ile yoksulluk yaşayan kişilere temel ihtiyaç desteği sağlıyor.
FAKİRLİK KİTLESELLEŞİYOR
Şu rakamlara bakar mısınız?
Yoksulluk koşullarında yaşayan ve bu yılın ilk 15 gününde Derin Yoksulluk Ağı’na dahil olan 810 hanenin yüzde 46’sı bebek bezine, yüzde 27’si de bebek mamasına erişim konusunda desteğe ihtiyaç duyuyor.
Bebek bezine erişimde yaşanan zorluk, aileleri aynı bezi uzun süre kullanmaya, bez yerine geçmeyecek farklı materyallerin bez yerine kullanmasına yol açıyor. Bunun sonucunda bebeklerin sağlıkları riske giriyor. Mamaya erişimdeki zorluklar ise bebeklerin besin ihtiyacını karşılaması mümkün olmayan lapa gibi yiyeceklerin kullanılmasına sebep oluyor. Çocuklarda yetersiz ve dengesiz beslenme çocukluk ve yetişkinlikte, anemi, obezite, bodurluk, aşırı zayıflık, bağışıklık hastalıkları, mikro besin eksiklikleri, öğrenme güçlüğü gibi sonuçlara yol açıyor.
Türkiye Beslenme ve Sağlık Araştırması’na göre, 15-18 yaş arası çocuklarda, bodurluk oranı yüzde 4.6, çok zayıf olanların oranı yüzde 15.6, obezite oranı ise yüzde 8.3 olarak ölçüldü.
KAHVALTI YAPAMAYANLAR
Milyonlarca çocuk ekonomik yetersizlikler yüzünden derslere aç girmeye devam ediyor. Özellikle küçük yaş grubundaki çocuklar, erken saatlerde başlayan derslerine kahvaltı yapmadan gidiyor. Ekonomik yetersizlikler nedeniyle de okulda yeterli ve dengeli beslenemiyor.
Yetersiz beslenme, milyonlarca çocuğun zihinsel ve sosyal gelişimlerini olumsuz etkiliyor.
Belki unutmuş olabiliriz…
Geçen aylarda Eskişehir’de 6 yaşındaki Nur Elif T. yetersiz beslenme ve bakımsızlıktan yaşamını yitirmişti.
Derin Yoksulluk Ağı’nın pandemi dönemini kapsayan Derin Yoksulluk Haklara Erişim Araştırması’na göre özellikle derin yoksulluk koşullarında yaşayan hanelerin yüzde 74’ü bebek maması ve bebek bezi almakta zorlanıyor. Aileler, bebekleri için mamaya ulaşamadıklarında şekerli su, hazır çorba ve pirinç lapası gibi besinlerle çocuklarını beslemek zorunda kaldıklarını anlatıyor.
Okul çağındaki çocuklarımız, ihtiyaç duydukları besinleri alamadıkları için gelişemiyor.
3 MİLYON ÇOCUK AÇ
Uzmanlara göre, çocuklarımız yeni dokuların yapımı için gereken iyi kalitede protein, vitamin ve mineralleri alamıyor. Yaklaşık üç milyon çocuk ise kronik yetersiz beslenme yaşıyor.
BM Dünya Gıda Programı tarafından hazırlanan Dünya Yoksulluk Haritası’na göre, Türkiye’de 84.3 milyon nüfusun 14.8 milyonu yeterli gıda tüketemiyor.
Ve Sağlık Bakanlığı’ndan “itiraf” gibi bir hesaplama yapılıyor.
Bakanlığa bağlı Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü’nün öğrencilere yönelik en asgari koşullar gözetilerek hazırladığı beslenme listesi acı gerçeği ortaya koyuyor.
Listede, süt, yumurta, zeytin, peynir, çiğ sebze ve meyve gibi gıda ürünleri yer alırken, bir öğrenci için bir haftalık örnek beslenme çantası 102 liraya mal oldu.
Bu asgari hesap dikkate alındığında dahi, bir çocuğun bir aylık sağlıklı beslenme çantasının maliyeti 408 TL’yi buluyor.
Okurlarımın içinin karardığını görür gibiyim.
Ama inanınız, istihareye yatarak sayfalara döktüğümüz cümleler değil bunlar.
Hemen hepsi resmi verilerde yüzümüze çarpılan, sokakta, markette, pazarda tanık olduğumuz; canımızı acıtan, gözlerimizi buğulandıran gerçekler…
Görmek istemediğimiz gerçekler!..