Turizm yaşanan pandemi sürecinden şüphesiz en çok etkilenen sektörlerden biri oldu. Sağlık için alınan önlemler kapsamında uzun zamandır kapalı durumdalar. Maliyetlerini kurtaramayan oteller tek tek kapılarını kapattı. Fakat şimdi aşılamanın başlamasıyla dünyada pek çok sektör umut doldu. Peki aşılamayla birlikte turizmin beklentileri nelerdir? Aşılama süreci turizmciler için bir umut ışığı olabilecek mi? Pandemi ve gelecek dönemi değerlendiren ETİK Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet İşler, ‘Aşılama ve Güvenli Otel Sertifikası sayesinde daha olumlu bir senaryo izleyeceğimize inanıyoruz’’ dedi.  Şimdi sömestr tatili başladı. Bu tatil sektör için can suyu olacak mı? Kayak sporu yapılan oteller ve termal tesisler bundan faydalanacak ancak kent içindeki otellere çok da hareket gelmeyecek. Uludağ’da ise durum farklı. Şu an doluluk fazla. Eğlence odaklı değil daha çok sağlık için termallere gidilebilir. Havuzlar henüz kapalı lakin özel banyolarda kullanmak amaçlı gidebilirler. Sömestr yoğunluğu sektöre bir can suyu olacaktır. Aşılama dünyada pek çok ülkede olduğu gibi Türkiye’de de başladı. Turizm için bir umut aşısı olacak mı? Şu anda ülke olarak ciddi bir şekilde aşılamaya geçtik. Yurt dışından da aşı geliyor. Türkiye’nin sağlık altyapısı beraberinde Mart, Nisan sonuna kadar yüzde 70’lere varan bir aşılama gerçekleşecek gibi görünüyor. Ülke içinde bulaş riskinin azaltılmasını ve onların virüse karşı yakalanmalarının direncinin artmasıyla korona virüsün daha hızlı ilerlemesini engeller. Yurt dışında ise yabancı ülkeler aşı olan ülkeleri seyahatlerinde tercih edecekler. Çin aşılamada ön plana çıktıysa, tur operatörleri ve devletler güvenli ülkeleri seçecekler. Hem bulaş riski hem yurt dışından gelen turistin o ülkelerin aşılama politikası ve güven ortamıyla doğru orantılı olarak bir satış politikası izleyecektir. Turizmcinin aşılanacak personel listesine yazılması ve hazır olması gerekiyor. Turist gelmeden turizm sektörünün aşılandığının bilinmiş olması olumlu anlamda katkı sağlayacaktır. Erken rezervasyon döneminde algı yönetiminde bizler için önemli bir başlık. Aşılamayı iyi yapan ülkeler, turistin seçim önceliğini taşıyacak. Bu nedenle bizler için çok önemli Aşılama turistlerde yaratacağı güven ortamı algısı  şüphesiz büyük bir faktör. Yine de bunun dışında bir takım güven artıları var mı? Varsa sizce nedir? Aşılamaya turist daha güvenli ortamlara gittiğini düşünerek gelecektir. Bunu neyle takviye ediyoruz. Güvenli Otel Sertifikası’yla... Bu durum bizi Avrupa ülkelerinden bir adım önde götürecek; Türkiye’de gelişmiş ülkelerdeki gibi aşılama oluyor, ayrıca otelde güvenli otel sertifikası ile yüksek hijyen kurallarına gideceğim. Zaten güneş var, açık hava var. Daha güvende olacağım diyecek ve son dakika satışlarda artış devam edecek. Umut aşısı olacaktır, Türkiye’nin rakipleri kadar pay alacağına inanıyorum. Pozitif bir bakış açısına sahibim. Sağlık turizmi, Türkiye'nin kendini konumlandırmak istediği bir alan. Bu konunun sektöre artı bir payı olacağını bekliyor musunuz? Sağlık turizminde biliyorsunuz; sosyalleşmeyi azalttık pandemiyle birlikte. Sosyalleşme azalınca turizmin tüm çeşitlerinde ciddi düşüşler oldu. Aşılamayla birlikte turizmin tüm varyasyonunda ilerleme olacaktır. Sağlık turizminin de payı olacaktır. Sadece kum, deniz güneş değil bu anlamda da turist bekliyoruz. Peki rakamlar bize ne söylüyor? İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in 3 yıl içerisinde 4 milyon turist hedefi var, bu konuda neler söyleyebilirsiniz? Bizim rakamlarımız şunu gösteriyor, 2022 senesinde 50 milyon turist bekliyor, 2023’ise bu rakamın 60 milyona çıkacağına inanıyoruz. Pandeminin bitimiyle ciddi bir talep bekliyoruz. Çünkü insanlar bu anlamda çok sabırsız. Geçen yıl risk nedeniyle tatile çıkmayanlar, bu yıl pandemiyi tanıdı. Eskiden ilçede 3 kişi olunca sokağa çıkmayan insanlar, artık pandemiyle korkmadan yaşamayı öğrendi. İnsanoğlunun bunu tecrübe etmesi ve yaşaması olumlu bir etki yaratacak. İzmir’e 2019 yılında 1 milyon 224 bin turist gelmiş, 2020’de bu 297 bine düşmüş yani yüzde 76’lık bir düşüş... Toplamda biz bir milyon 975 bin yerli ve yabancı turist alırken, 564 bin turiste düşmüşüz. Geçen 2019’a göre eksi yüzde 71 düşüş var. 564 bin yerli ve yabancı. 297 yabancı, 267’si yerli. Biz bu sene bu  rakamın 750 bin civarında olacağına inanıyoruz. Bununda 400 bini yabancı, 350 bini yerli turist olacak gibi düşünüyoruz. 2020’den kesinlikle daha iyi bir yerde olacağımıza inanıyoruz. 2022’de bir çıkış yapacağız. 2023 ise biz 3 milyon ila 4 milyon bir turist ile yılı kapatırız. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in bu konuda büyük çalışmaları var. İzmir’in turizm envanterinin ortaya çıkarılmasıyla ilgili çalışıyor. Sayın Soyer gibi bende bu çalışma performansı ve algı yönetimiyle ilerlersek 3 ila 4 milyon ile yılı kapatırız diye düşünüyorum. Olası bir senaryoda, mutasyona uğrayan virüs problemine yönelik neler söyleyebilirsiniz? Mutasyon değişikliğinin şiddetli sonuçları olacaktır. Orada aşıyla aşabilirsek 2022’ den itibaren gelişmiş ülkelerin normale döneceğini, 2023’te artık turizmin normalleşeceğini düşünüyorum. Bu sene 30 milyon civarı kalırız. Rakiplerimizle baş edebiliriz; Aşılama ve Güvenli Otel Sertifikası bu konuda bizim için çok önemli. Sağlık alt yapımız, turizm alt yapımız çok iyi. Turizmci gelecekten umutlu mu? Sektörün talep ettiği yahut ihtiyacı olan bir takım değişimler var mı? Turizmci aşıdan umutlu, gelecekten umutlu ve zor şartları her zaman aşabilen bir sektör. Bunu da dişini sıkarak aşacaktır. İhtiyaç olan şey finans kaynağına ulaşmak ve turizm sektörü için devletin yeni finans modeli yaratmasıdır. Özel bankalar hiç riske girmek istemiyor. Özel bankalar limit vermiyor. Kredi de vermek istemiyor. Devlet bankalarının limitleri zaten belli. Herkes devlet bankalarıyla çalışmıyor, bankalar ödeme günleri geldiği için takla attırmıyor. Takla attırmak isteseler de çok yüksek fiyatlandırma yapıyorlar. Faizler şu anda yüzde 20-25’lere çekildi. Özel bankalar çok fırsatçı yaklaşıyor. Dolayısıyla devletin bu durumda sektör için özel bir finans modeli çıkarması lazım.  Turizm sektörü maalesef finans kaynağına ulaşma konusunda, aldığı kredileri kapatma konusunda çözümsüz. Ertelenen vergi ödemelerimizin süreleri doldu. Sektör, bunların da ertelenmesini istiyor. Pandeminin ardından sektörün kendini toparlayabilmesi için bu konu da belli yanıtlara ulaşması gerekiyor.  Diğer yandan Türkiye, Sinovac adı altında etkileşim oranı düşük aşıyı kullanıyor. Avrupa ise Pfizer/BioNTech aşısını kullanıyor. Olası bir senaryoda; Türkiye bu noktada riskli ülke sınıfına alındı diyebilirler. Türkiye bu durumda, geleceğini düşündüğümüz turist sayısında düşüş yaşar. Aksi koşulda olumlu bir tablo bekliyoruz. Rana Beyza Öztürk/ Özel Haber