Türkiye, obezite konusunda Avrupa’da en üst sıralarda yer alıyor. VM Medical Park Maltepe Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Mustafa Atabey, 17 Mayıs Avrupa Obezite Günü dolayısıyla yaptığı açıklamalarda, özellikle kadınlarda görülen yüksek obezite oranlarının alarm verici olduğunu söyledi. Türkiye genelinde ise erişkin nüfusun yüzde 30’undan fazlasının obez olduğu belirtiliyor. Çocuk ve genç nüfusta ise bu oran hızla artıyor.

Obezitenin tanımı hakkında bilgi veren Doç. Dr. Atabey, bu sağlık sorununun yalnızca fazla kilolardan ibaret olmadığını vurguladı. Dünya Sağlık Örgütü’ne göre obezite, sağlığı bozacak ölçüde anormal veya aşırı yağ birikimi olarak tanımlanıyor. Vücut kitle indeksi 30’un üzerinde olan bireyler obez kabul ediliyor. Ancak bu durumun metabolik, hormonal ve psikolojik yönleri de bulunuyor. Obezite, yaşam kalitesini düşürmekle kalmıyor, birçok ciddi hastalığa da zemin hazırlıyor.

Hareketsiz yaşam ve sağlıksız beslenme en büyük risk

Günümüzde obezitenin yaygınlaşmasında, yaşam tarzı alışkanlıklarının büyük payı bulunuyor. Fast food tüketiminin artması, porsiyon boyutlarının büyümesi, ekran karşısında geçirilen sürenin uzaması ve hareket azlığı obezitenin yayılmasında başlıca faktörler arasında. Ayrıca duygusal yeme davranışı da kilo alımını tetikliyor. Stres, uyku bozuklukları ve genetik etkenler de obezitenin gelişiminde etkili rol oynuyor.

Türkiye’de kadınlarda obezite oranı Avrupa’nın zirvesinde

Doç. Dr. Atabey’in verdiği bilgilere göre Türkiye, Avrupa'da kadınlarda obezitenin en yüksek olduğu ülke konumunda. Genel nüfusta ise OECD ülkeleri arasında ilk üçte yer alıyor. 2022 Avrupa Obezite Raporu’na göre Türkiye'deki yetişkinlerin yaklaşık yüzde 59’u fazla kilolu ya da obez. Kadınlarda obezite oranı yüzde 40’lara kadar çıkarken, erkeklerde bu oran yüzde 30 civarında seyrediyor. Daha da endişe verici olan ise çocukluk ve ergenlik döneminde obezite oranlarının son 10 yılda hızla artmış olması.

Sağlıkta yeni kanun teklifi TBMM’ye sunuldu Sağlıkta yeni kanun teklifi TBMM’ye sunuldu

Obezite, 200’den fazla hastalıkla ilişkilendiriliyor

Obezite, sadece fiziksel görünümle ilgili bir sorun değil. Tip 2 diyabet, hipertansiyon, kalp damar hastalıkları, uyku apnesi, karaciğer yağlanması, infertilite gibi birçok ciddi sağlık sorununa neden olabiliyor. Ayrıca bazı kanser türleriyle de doğrudan ilişkili. Meme, rahim, kolon ve pankreas kanserleri obeziteyle bağlantılı sağlık riskleri arasında yer alıyor. Kadınlarda polikistik over sendromu, erkeklerde cinsel fonksiyon bozuklukları da obez bireylerde sık görülüyor.

Sosyal ve psikolojik etkiler de göz ardı edilmemeli

Obezite, bireyin sosyal yaşamını da derinden etkiliyor. Beden algısındaki bozulma, özgüven kaybı ve depresyon gibi psikolojik sorunlara yol açabiliyor. Hızlı yorulma, nefes darlığı, horlama, bel ve diz ağrıları gibi fiziksel şikâyetler de günlük yaşamı olumsuz etkiliyor. Özellikle şehir yaşamı süren, masa başı çalışan ve fiziksel aktivitesi az olan bireylerde obezite oranları daha yüksek.

Cerrahi müdahale son çare, kişiye özel planlama şart

Obezite tedavisinde ilk adım her zaman yaşam tarzı değişiklikleri ve sağlıklı beslenme alışkanlıklarının kazandırılmasıdır. Ancak ileri derece obez bireylerde bu önlemler yetersiz kalabilir. Bu noktada mide balonu uygulamaları ve obezite cerrahisi devreye giriyor. Tüp mide ameliyatı ve gastrik bypass gibi yöntemler, kalıcı kilo kaybı ve metabolik hastalıkların kontrolünde etkili sonuçlar sağlıyor. Cerrahi müdahale kararı ise multidisipliner bir ekibin değerlendirmesiyle verilmelidir.

Obeziteyle mücadelede erken önlem hayati önem taşıyor

Doç. Dr. Atabey, obezitenin tedavi edilmesinden ziyade önlenmesinin daha kolay ve etkili olduğunu vurguluyor. Çocukluk çağında sağlıklı beslenme alışkanlıklarının kazandırılması, düzenli fiziksel aktivite, ailelerin bilinçlendirilmesi ve okullarda sporun teşvik edilmesi büyük önem taşıyor. Porsiyon kontrolü, yeterli uyku, stres yönetimi ve aktif yaşam tarzı gibi basit ama etkili önlemlerle obezitenin önüne geçilebileceği belirtiliyor. Aksi takdirde Türkiye’yi önümüzdeki yıllarda daha büyük bir sağlık krizi bekliyor.

Kaynak: İHA