Deprem, Türkiye’nin üzerinde bulunduğu coğrafya için bir kader. Ancak yaratacağı etkiyle ilgili yapılacak hala çok şey var. Türkiye Tabiatını Koruma Derneği Ayvalık Temsilcisi ve İstanbul Çevre Konseyi Medya Koordinatörü Bülent Özgen 17 Ağustos Depremi’nden sonra aradan geçen sürede depreme hazırlık için Türkiye’de neler yapıldığının sorulması gerektiğini söyleyerek, “Bir hayal aleminde yaşıyoruz. Lafla peynir gemisi yürümüyor ki? Bir kere tüm toplum olarak deprem bilinci ile yaşamamız gerekiyor. Başımıza er ya da geç gelecek olanlar belli. Her hangi bir afette devletin 72 saat içinde ne kadar iyi çalışırsa çalışsın yetişmesi mümkün değil. Dolayısıyla vatandaş bilinçlenmeli her şeyden önce. Böylelikle devletin de atması gereken adımları atmaya zorlanması sağlanabilir. Öncelikle ülkedeki yapı envanterinin çıkarılması gerekiyor. Bu sayede yol haritası belirlemeliyiz. Bu envanter çıktıktan sonra, sayısı hayli fazla olan güçlendirilmesi gereken binalar için para harcamak gerekiyor. Ülkede bakıyorsunuz bir tane dışında bina güçlendirmesi için kullanılmak üzere spesifik kredi veren banka yok. Depreme ilk müdahale edecek olanların kimler olduğu, neye göre hareket edeceğimiz bile belli değil. Bu kadar hazırlıksızlığın içinde deprem olunca da vah vah demenin dışında bir şey gelmiyor elimizden. Dahası biz imar barışı gibi Türkiye’nin temeline dinamit koyan eylemler yapıyoruz. Deprem olduktan sonra yapılacakların bir anlamı yok. Artık hızlı bir şekilde özellikle karar alanların şapkalarını önüne koyarak düşünmesi gerekiyor” dedi.

‘EKONOMİK DE YIKAR’

Depremin ekonomik olarak da yıkım anlamına geldiğine değinen Özen, “Önlem alırken harcamaktan kaçındığınız her kuruş, sonrasında misli ile kasanızdan çıkacak. Deprem sırasında yıkımın etkisini azaltacak birçok teknoloji var. Örneğin sismik izolatör bunlardan biri. Bu şehir hastanelerinde uygulanan bir sistem, depremin etkisini büyük oranda azaltıyor. Bunlarla binalarımızın sarılması gerekir. Yine cep telefonlarında depremi önceden haber veren aplikasyonlar oluşturuluyor. Erken uyarı sistemlerine yatırım yapılmalı. Bunlar maliyetli gözükebilir ancak yapılması elzem olan şeyler. İnsan hayatının değerine nasıl paha biçebiliriz ki? Avrupa Birliği bu tür çalışmalar için fonlar açıyor. Yine Türkiye’nin geniş bir kaynağı var. Bunlar doğru şekilde değerlendirilerek depreme karşı çalışmaların yapılması şart” ifadelerini kullandı.

‘RADİKAL MÜCADELE’

Başta belediye başkanları olmak üzere tüm yetkililerin bu anlamda bir eğitimden geçmesi gerektiğinin altını çizen Bülent Özen, şunları söyledi: “Depreme hazırlık bir ekip işidir. Siz istediğiniz kadar bilgili olun, atılacak adımlara karar verenler olur vermedikten sonra ne yapsak boş. Bakın biz Ayvalık’ta bununla ilgili iki çalışma yaptık. Bilinçlendirme çalışmalarının yanı sıra, Ayvalık’taki toplanma bölgelerini netleştirerek bunları belediyenin sitesinden erişime açtık. Burada yaşayan herkes, bu afet sırasında nereye sığınması gerektiğini biliyor. Ama ülkenin birçok yerinde bu bile daha net olarak ortada değil. Acilen, topyekun radikal kararlar almak gerekiyor.” Utkucan Akkaş / Özel Haber