Balkan Rumeli Türkleri Konfederasyonu çatısı altında bulunan 12 federasyonun ortak düzenledikleri Mora katliamını “Unutmak Unutturmayacağız” konulu basın açıklamasında konuşan Balkan Rumeli Türkleri Konfederasyonu Genel Sekreter Yardımcısı Mehmet Serbest, 201 yıl önce Yunanlıların ‘1821 yılı eylül ayında başlayan Rum isyancılar, ayrım yapmadan bütün Müslüman köylerini yağmalayıp, komşuları Türkleri katletmeye başladıklarını söyledi.CANİLER’ 1821 yılına kadar Yunanistan güneyinde Mora yarımadası Tripoliçe şehrinde Türkler, Yunanlı ve farklı etnik milletlerle birlikte yaşadıklarını belirten Serbest, “ Osmanlı himayelerinde yaklaşık 400 yıl huzur ve uyum içerisinde yaşayan Yunanlılar, İngilitere, Fransa ve Rusya’nın Osmanlıya baskınlarını fırsat bilerek ayaklanmış ve bağımsızlığını ilan etmişlerdi. Yunan çetelerin başkomutanı Theodoros Kolokotronis öncülüğünde, “Eterya örgütü” adı altında ayaklanmışlardı. Bu örgüt sanki bir yerden emir almış ilk önce mayıs ayında Atina şehrinde 2 bin Türk’ü katletmiş, daha sonra Nevarin şehrinde 3 bin Türk’ü katletmiş. Bu acımasız ve insanlık dışı katliamlarda Türkleri öldürme provası, tekniklerini geliştirmiş ve buı katliamlar sonucu dünyadan hiçbir ses çıkmayınca daha da acımasızcasını “Türklere ölüm” sloganlarıyla Mora Yarımadası Tripoliçe şehrinde savunmasız çocuk kadın hamile yaşlı demeden aralarında Yahudilerin de bulunduğu 40 bin Türk’ü hunharca acımasızca önce işkenceyle ellerini sonra sonra kollarını bacaklarını ve kövdelerini ikiye ayırarak daha sonrada başlarını keserek katletmişlerdir. Tüm bu olup bitenler ise bu vahşete sessiz kalan "medeni modern” Avrupa’nın gözü önünde bu soykırımı gerçekleştirmişlerdir. Bu katliamlar canlı bir türk kalmayana kadar devam etmiştir. Yaşayan bir Türk kalmayınca kan ile beslenen bu caniler bu sefer de Türk mezarlarından ölülerin kemiklerini çıkarıp yakmışlardır”dedi.VAHŞET’ Yunan din adamları Türklerin öldürülmesinin teşviki için kiliselerde çan çalındığını söyleyen Serbest, “Bu vahşi katliama direnme çağrısında bulunan Tripoliçe Kadısı Halim Efendi Barbar çeteciler tarafından üzerine kızgın yağ dökülüp yakılarak katledildi. Rumlar katliamda kesilen kafaları piramit haline getirip gösteriler yapıyordu. Yunanlı isyanını başından beri destekleyen Avruplalılar bile gördükleri manzarada şaşkına döndüler. Bölgede bulunan helen dostu Dr. Wilhelm Boldemankatliamın ardından bunalıma girerek kendini zehirleyerek intihar etmiştir. Amerikalı tarihçi Justin McCarthy, şu sözlerle dikkat çekmişti: “3 gün boyunca zavallı Türk yerleşimciler, bir vahşiler güruhunun şehvetine ve zulmüne teslimm edildiler. Ne cinsiyet ne de yaş ayırt edilmedi. Kadınlar çocuklar dahi öldürülmeden önce işkenceden geçirildiler. Kıyım öyle büyük ölçüde idi ki çetecelerin sergerdesi Kolokotronis’in kendi bile; “Kasabaya girdiğimde yukarı hisar kapısından başlayarak Tripolice Meydanına kadar, atımın nalları hiç yere değmedi” demektetir. İlerlediği zafer kutlama tören yolu, cesetlerden bir örtüyle döşenmişti. Yerde yatan kolsuz, bacaksız, çocuk, kadın, yaşlı cansız bedenleri Kolokotronis atının nalları ile tepinerek bir kez daha cesetleri doğramış katletmiştir.Bu nasıl bir vahşettir! Tüm dünyanın gözü önünde acımasızca bir katliam bir soykırımdır. Bu bir insanlık suçudur. Bu soykırımı kınıyoruz ve lanetliyoruz!” diye konuştu.