Başkent Amman'a sadece 30 kilometre uzaklıkta bulunan Salt kenti, benzersiz mimarisiyle dikkat çekiyor ve 2021 yılında "hoşgörü ve medeniyet şehri" olarak UNESCO Dünya Miras Listesi'ne dahil edilmiştir. Salt'ın Osmanlı dönemine ait tarihi yapıları, sokakları ve mahalleleri, ziyaretçileri adeta bir Osmanlı tarih yolculuğuna çıkarıyor. Kentteki yapılar, kesme taş, kireç taşı ve ahşap gibi malzemelerin ahenkli bir şekilde kullanıldığı klasik Osmanlı şehir yapısını yansıtmaktadır.
Eski İstanbul sokaklarını aratmıyor
Eski Ürdün Üniversitesi Tarih ve İslam Medeniyeti Bölümü Öğretim Üyesi Muhammed Abdulkadir Hureysat, "Salt şehrinin kentsel karakterinin Şam, Nablus ve Kudüs'teki şehirlerle benzerlik gösterdiğini, eski İstanbul'un sokaklarını aratmadığını" ifade etmiştir. Salt, 15. yüzyıldan beri yerleşim alanı olarak kullanılmaktadır ve Osmanlı döneminden kalma idari yapılar günümüze kadar sağlam bir şekilde varlığını sürdürmektedir. Kentin "Küçük Nablus" olarak anılmasının sebebi, bu iki şehir arasındaki kentsel benzerliklerdir.
756 adet tarihi yapı var
Salt kentinin UNESCO Dünya Mirası Listesi'ne alınmasının sebebi ise 756 adet tarihi yapının varlığıdır, bu yapıların tamamı Osmanlı mimari standartlarına uygun olarak inşa edilmiştir. Şehirde, Salt Belediyesi'ne ait bir Osmanlı binasında restorasyon akademisi açılması planlanmaktadır. Bu proje, yerel topluluğun restorasyon alanında uzmanlaşmasını ve iş fırsatları yaratılmasını amaçlamaktadır.
300 Osmanlı askeri bu topraklarda yatıyor
Ayrıca, Salt kenti, Birinci Dünya Savaşı sırasında İngilizlere karşı savaşan 300 Osmanlı askerinin mezarının bulunduğu Salt Türk Şehitliği'ne ev sahipliği yapmaktadır. Şehitlik ve anıt yapı, 1994 yılında eski Ürdün Kralı Hüseyin bin Talal ve eski Türkiye Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel tarafından inşa edilmiş ve 2004 yılında restore edilmiştir. Salt kenti, Türkiye Savunma Bakanlığı'na bağlı olarak Türkiye Büyükelçiliği tarafından denetlenen Salt Türk Şehitleri arazisine ev sahipliği yapmaktadır.
