Nihat AK/EGE TELGRAF- Avrupa’nın dev tedarikçileri salgın döneminde siparişlerini Türkiye’ye çevirmişti. Navlun fiyatlarının düşmesiyle Türkiye’nin stratejik konum avantajı neredeyse sıfırlandı. Küresel pazarın daralması, üretim fiyatlarının yükselmesi, kur baskısı ve yüksek enflasyon, hazır giyim sektörünün salgın dönemindeki kazınımlarını tüketti. Hazır giyim siparişlerinin yön değiştirmesi üreticileri ve ihracatçıları endişelendirdi. 

Türkiye'de yılın 3 ayında kruvaziyer yolcu trafiği 61 bini aştı Türkiye'de yılın 3 ayında kruvaziyer yolcu trafiği 61 bini aştı

‘AVANTAJI KAYBEDİYORUZ’

Pandemi dönemindeki coğrafi konum avantajını Türkiye’nin kaybetme noktasına geldiğine dikkati çeken Ege Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (EHKİB) Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Sertbaş, “Pandeminin başladığı dönemde stratejik konumu Türkiye’yi tedarik zincirinde önemli bir noktaya taşımıştı. Ülkemize yönelen hazır giyim siparişleri, yeniden yön değiştirmeye başladı. Yüksek enflasyon nedeniyle Türkiye’de artan maliyetlere karşın navlun fiyatlarının düşmesi, özellikle yüksek adetli basic ürün siparişlerinin bizden Doğu Asya ülkelerine kaymasına yol açtı. Konum yönünden salgın dönemimizdeki avantajımız özelliğini yitirdi. Eski havamızda değiliz. Rusya-Ukrayna savaşı, enflasyonist baskı, resesyon kaygısı gibi nedenler uluslararası piyasalarda bir talep daralmasına neden oldu. Alışveriş konusunda Avrupalılar pek iştahlı değil. Özellikle pazarları gezdiğimiz zaman tüketici, hazır giyim alışverişine çok fazla rağbet göstermiyor. Dolayısıyla orada küçülen bir pasta var. Pastadan pay almak konusunda da Uzak Doğu bizden çok daha heyecanlı” dedi. 

DAHA BÜYÜK TEHLİKE

Daha büyük tehlikelerin gündemde olduğuna vurgu yapan Başkan Sertbaş, “Bizim bir kur baskımız var. Yaklaşık bir-bir buçuk senedir yaşadığımız enflasyonun altında kur artışı söz konusu olduğu için biz, ne yazık ki gittikçe pahalanan bir ivmede müşteriye fiyat vermek durumda kalıyoruz. Müşteri de zaten az olan talebi pahalıyla değil, ucuz olan fiyatla değerlendirmek istiyor. Haklı olarak onlarda da Uzak Doğu’ya bir yöneliş var. Bizi daha büyük tehlikelerin beklediği yönünde endişelerimiz var. Böyle giderse rakiplerimiz karşısında fiyatlarımız hepten afaki olacak. Uzak Doğu fiyatlarına göre, yani hızlı üretimin yanında fiyat farkını koyduğunda müşteri diyecek ki, ‘Bu fiyat farkını veremem. Hızlı üretim de yapmayıvereyim. Ben malımı Uzak Doğu'dan alayım, Çin'den alayım, Bangladeş’ten alayım, Hindistan'dan alayım’ diyecek. Şu an yaşadığımız yöneliş tamamen o bölgeye kayabilir. Tabii ki hayat pahalı. Asgari ücretin artması lazım ama döviz baskılandığı sürece sektör olarak hep ters düşeriz. Biz döviz alıp dövizle satan bir sektör değiliz. Çoğumuz TL ile alıp dövizle satan bir sektörüz. Dövizin de aynı enflasyon oranında artmaması durumunda ters köşe oluruz. Ağustos ayında tatillerini yapan Avrupalı, eylül ve ekim aylarında işlerinin başına döndü. Eskiden bu dönemde Christmas sparişlerini yağdırırdı. Piyasada bir hareket yok. Sektör olarak 2023’ü kaybettik. Önümüzdeki yılı da kaybetme endişesini yaşıyoruz” ifadelerini kullandı. 

‘ACİL ÖNLEM ALINMALI’

Sektördeki kan kaybedişini önleyecek ciddi tedbirler alınması gerektiğini belirten Ege Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (EHKİB) Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Sertbaş, “Biz öyle döviz fahiş artsın demiyoruz. Dövizin fahiş artması bize yine zarar yazar. Döviz en az enflasyon kadar artmalıdır. Sektörümüzün TL girdisi fazla olduğu için enflasyon kadar dövizin artma zorunluluğu var. Dövizi tutmak enflasyonu ne kadar düşürüyor, ne kadar etkiliyor onu bilmiyorum. Kur baskısı kaldırılır, serbest bırakılırsa döviz enflasyon oranında otomatikman artar. Son dönemde kredilerle ulaşım konusunda büyük sıkıntılar yaşadık ve yaşamaya da devam ediyoruz. İhracatçı için yeni yeni bir takım açılımlar var. Onlara ulaştığımız sürece belki rahatlayacağız. Bizim dış finansman desteği olmadan yürüme şansımız, dönme şansımız yok. Ucuz ve uzun vadeli krediye ihtiyacımız var. Kar oranlarımızın üzerinde faiz oranlarıyla kredi kullanmamız mümkün değil. İstihdam dostu sektörlerdeki nitelikli iş gücünün artırılması için bazı destek ve teşvikler uygulamaya alınmalıdır” diye konuştu.

Kaynak: EGE TELGRAF