Kurulduğu günden bu yana can dostlar için gece gündüz demeden çalışan bir dernek, HİPDER yani Hayvanlar İçin Projeler Derneği… Yaşanılan tüm sıkıntılara rağmen yaklaşık 6 yıldır derneği ayakta tutarak, “Hayvanların ölmelerine göz yumamıyoruz” diyen HİPDER’in kurucusu Funda Bonomo Akın, üç haneli rakamlara çıkmış klinik borçları, dinmek bilmeyen ‘Yardım edin’ çağrıları ve tüm yorgunluğuna rağmen zorlu mücadelesini aralıksız sürdürüyor… “Ülke olarak karanlık günler geçiriyoruz, çok büyük acılar yaşıyoruz ancak bizden yardım bekleyen canlar için de sorumluluklarımız var” diyen Funda Bonomo Akın, “Artık yüreklerimiz daha ağır, gözyaşlarımız daha fazla… Elimizden geldiğince bize muhtaç olanların yanında olmaya devam ediyoruz. Destek bekleyen insanlarımız, desteğimiz olmadan yaşamlarını sürdüremeyecek can dostlarımız var. Keşke elimizde olsa tüm acıları dindirebilsek… Ancak şu anda imkanlarımız dahilinde çalışmalarımızı yürütüyoruz. HİPDER çatısı altında yaklaşık 6 yıldır yardıma muhtaç hayvanlara destek oluyoruz. Derneğimizin kuruluşu ihtiyaçlar dahilinde spontane gelişti. O günden bu güne bazen istesek bile sorumluluklarımızdan kaçamadık. Sokakta yardıma muhtaç o kadar canımız var ki… Uyuz olmuş, vücudu yara içinde köpekler, hastalıkla mücadele eden kediler… Sokakta yaşayamayacak, başının çaresine bakamayacak, tecrübesiz bir gözün bile gördüğünde ‘Bu hayvanın burada ne işi var?’ diyebileceği ufacık ev hayvanlarını perişan halde buluyoruz. Ve onlarla ilgilenmezsek vicdanımızın bir saniye bile susmayacağını bildiğimizden elimizden geldiğince yardım etmeye çalışıyoruz” dedi.

‘BOŞ CEP, KOCA YÜREK’

Her yere yetişmeye çalışırken, çıktıkları bu uzun ve zorlu yolda yalnız bırakılmanın üzüntüsünü yaşadığını belirten Bonomo, “İnsanlar sadece sizden destek bekliyor. Birçoğu iş destek olmaya geldiğinde ne yazık ki ortadan kayboluyor. Çok fazla klinik borcum var. Bu borç zamanla 500 bin liranın bile üstüne çıktı. Sorumluluğumun altında çok fazla hayvan var. Hiç susmayan bir telefonum, asla göz ardı edemediğim bir vicdanım, boş ceplerim ve her şeye rağmen büyük bir kalbim var. Benim gibi bu dipsiz kuyuda boğulmamak için birlikte çırpındığımız, yardıma muhtaç hiçbir canlıya sırt çeviremeyen tanıdığım diğer koca yürekli insanların da kendilerine ait bir klinikleri yok. Tüm bunların yanında zaman zaman hakaret ve sitemlerle karşılaşıyor, kendimizi savunduğumuzda da ilgisiz, duyarsız olmakla suçlanıyoruz. Üzgün, kırgın ve çok yorgunum. Nefes aldığım her gün yolun sonuna bir adım daha yaklaştığımı biliyorum. Ancak derdine deva olabildiğimiz hayvanların gözlerindeki yaşama mutluluğunu gördükçe acılarımız bir nebze de olsa diniyor” ifadelerini kullandı.

‘HİP MELEKLERİ…’

Yolculuğunda tüm olumsuzluklara rağmen iyi insanlarla da karşılaştığını söyleyen Bonomo, “Ben onlara ‘Hip meleklerim’ diyorum. Gerçekten tıpkı melekler gibi en çok yardıma ihtiyacımız olduğu zamanlar, o melek kanatlarının iyileştirici dokunuşlarıyla karşılaşıyoruz. Son zamanlarda HİPDER’de bir akım bile yarattılar… Gerçekleşmesini istedikleri dilek için totem yapıyor, dilekleri kabul olduğunda ise sevinçlerini HİPDER ile paylaşıyorlar. Bu hareket telefonuma gelen bir mesaj ile başladı. Zamanla yayıldı, kocaman oldu. Bir gün telefonuma, ‘Funda hanım, size güzel haberlerle geldim. Benim işyerimde bir süredir vermem gereken bir sınav vardı ama bir türlü veremiyordum. Bununla ilgili erkek arkadaşımla bir totem yaptık. Eğer sınavımı geçebilirsem HİPDER’e ikimiz de bağış yapacaktık. Ve sınavımı geçtim. Çorbada bizim de tuzumuz olsun istedik’ diye bir mesaj geldi. ‘Totem’ dediğiniz şey, evet çok eski bir inanış. Özellikle son yıllarda insanların bu istediği şeylerin olması için ufak çaplı totemler yaptığını görüyoruz. Derneğimize destek için de böyle bir adım atılmasına gerçekten çok şaşırdım. O zaman ne kadar güzel işler yaptığımızı, iyiliğin paylaştıkça çoğaldığını bir kez daha anladım” dedi.

‘DESTEK OLMAK İÇİN…’

Takipçisinden gelen mesajı sosyal medyada paylaşmasının ardından totem hareketinin kartopu misali büyümeye başladığını da sözlerine ekleyen Bonomo, “Her gün yeni mesajlarla karşılaşmaya başladık. İnsanlar kendilerinin de bir dileği olduğunu ve totem yapacağını yazıyorlardı. ‘Totem yapan arkadaşları gördüm. Ben de totem yaptım, gerçek oldu’ şeklindeki mesajlar geldikçe şaşkınlığımız da artmaya başladı. Yakınlarına şifa, uzaktakilerden haber ve dertlerine umut bekleyenler bir bir yazmaya başladı. Bununla ilgili soru soranlara, ‘Siz sadece hayvan kurtardığımızı mı sandınız? Verilemeyen sınavlara, kavuşamayan aşklara, işsizliğe, hatta kaynana dırdırına da çareyiz’ diyoruz. Tabi bunlar işin esprisi. Herkesin kalbinden geçen dileklerin koşulsuz, şartsız gerçek olması da bizim en büyük dileğimiz. Ancak yardıma muhtaç canlar için destek olmak istiyorsanız ve varsa bir dileğiniz, totem için seve seve bekleriz. Ne demişler: Totemlerin gücü adına!” diye konuştu.

‘Virüs geçtikten sonra…’

Kişilerin kullanmadıkları eşyalara da talip olduklarını söyleyen Funda Bonomo Akın, “Eşyalarınız, dolapta eskimeyi beklemesin, kimsesiz patili dostlarımıza daha iyi birer yaşam şansı versin. Yeni ya da ikinci el kitap, giyim, aksesuar, kozmetik ürünleri ve hediyelik eşyaları az ve temiz kullanılmış ve ‘satılabilir’ durumda olduğu sürece kabul edebiliyoruz. Ürünleri sosyal medya üzerinden açtığımız ‘hipexpress’ sayfasından yayınlayarak beğenilere sunuyoruz. Sadece şu anda virüs salgını yaşandığı için bir süre bağış alamayacağımızı takipçilerimize bildirdik. Bizler için elinizdeki ürünleri saklayın, hayvanlarımıza umut olmak için virüsten sonra yine beraberiz” dedi. Yağmur Gülü / Özel Haber