Tüketici Hakları Derneği’nin (THK)“Kovid-19 Salgınında Yoksulların Temel Gıdalara Erişimi” araştırmasına göre bakliyat temel gıda maddesi oldu. Katılımcıların yüzde 97,7’sine göre salgın döneminde gıda fiyatları katlandı. 2020 yılının Ocak ayında asgari ücretle 46 kilo kırmızı et alınabilirken, söz konusu miktar 2021 yılının ocak ayında 40 kiloya düştü. THK tarafından hazırlanan raporda, salgın öncesi düzenli olarak kırmızı et tüketemediğini söyleyenlerin oranı yüzde 16,8 iken, söz konusu oran salgında yüzde 31,2’ye yükseldi. Ayda 2 kilodan fazla kırmızı et tüketenlerin oranı salgın öncesinde yüzde 13,3 iken, salgın döneminde yüzde 3,5’e düştü. Ankete katılanların yüzde 84,4’ü ayda 1 kilodan az veya hiç et tüketemiyor. Kuru bakliyat ürünlerine vatandaşın talebi artarken ankete katılanların yüzde 13,3’ü salgın öncesinde kuru fasulyeyi ayda bir tüketirken, bu oran korona virüs salgını sırasında yüzde 19,5’e yükseldi. Katılımcıların yarısına yakını bulguru her hafta tüketirken, yine aynı oranda katılımcı hem salgın öncesi hem de salgın sırasında her hafta makarna tüketiyor. THK raporuna göre mercimek, makarna, bulgur, şehriye ve pirinç yoksulların temel gıdası oldu.

‘TABLO ORTADA!’

Pandeminin ve işsizliğin büyük oranda etkili olduğunu belirten Tüketici Hakları Federasyonu İzmir Şube Başkanı Cevdet Uçan, “Sokağa çıktığımız zaman karşılaştığımız tablo ortada. Merhabaları dahi artık söylemiyoruz. Gelir seviyesine, ücretlere baktığımızda, salgın döneminde insanların işsiz ve çok sıkıntılı bir döneme girdikleri sırada yaşanan bu tablo kaçınılmaz. Bir tarafta hızlı fiyat artışı, diğer tarafta ithalata dayalı ekonomi. Ayçiçeği hammadesi konusunda bile önemli ölçüde ithalat yapıyoruz. Buna bağlı olarak yüksek fiyat artışı ile karşı karşıya geliyoruz” dedi. Gelir seviyemizin azaldığını ve bu anlamda vatandaşın baklagil gibi ürünlere yöneldiğini söyleyen Uçan, “Gelir seviyesine baktığımızda hiç orantılı değil. İster istemez, eti, yumurtayı geçin karnı doyurmak mesele oldu. Dolayısıyla insanların birçoğu şuan işinden olmuş, birçoğu işyerini kapatmış, kendi haline terk edilmiş. Ücret artışlarına bakıyorsun hiç insanları mutlu edecek seviyede değil. Bırakın et almayı ucuz ekmek sıraları var ülkemizde. Her gün makarna, kuru ekmek yiyor, yanında katığı da yok üstelik. Evine et almaktan ziyade kurbandan kurbana et gören insanlar var. Vatandaş ekonomik bunalım yüzünden intihar ediyor. Durum daha vahim hale gelebilir. Toplumsal patlama gerçekleşebilir. İnsanlarımız torununa, çocuğuna bırakın harçlık vermeyi karnını doyuracak durumu kalmadı. Bu konunun hızla çözümü gerekiyor. Bu noktadan sonra umarız pandemi durumu 2020 sonuna kadar devam etmez. Yahut 2022, 2023’e sarkmaz. Aksi koşulda toplumda büyük yaralar açacak, onarılmaz bir kısım olumsuzluklara sebep olacak. Bu nedenle umarım bu denge değişir. Üretime yöneliriz” diye konuştu. Rana Beyza Öztürk / Özel Haber