Pandemi döneminde gıda fiyatlarındaki artış adeta gündemden düşmüyor. Ramazan ayının gelmesiyle fiyatların arttığı görülürken, bazı market zincirlerde domatesin taneyle satılması sosyal medyada tepki yarattı. Daha önce peynire kilit vurulduğu ve ayçiçeği yağının bazı mahalle bakkallarında bardak ile satıldığı gündeme gelmişti. Gıda enflasyonunun ve fiyat artışının üreticiler ve vatandaş arasındaki aracı zincirlerden kaynaklı olduğunu aktaran Gıda Mühendisleri Odası Başkanı Uğur Toprak, “Enflasyonun yüksek olması, gıda kalemleri toplam harcamasının büyük bölümünü oluşturan dar gelirli kesimi çok daha fazla etkilemekte” dedi.

‘VATANDAŞ ZORDA’

Yaşanan gıda enflasyonunun nedenlerine ve vatandaşı olumsuz etkilediğine değinen Toprak, “ Üreticiler ürünleri düşük fiyata satıyor. Üretici ve vatandaş doğrudan değil aracılar vasıtasıyla ürünleri temin edebiliyor. Üretici yüksek mazot, ilaç gibi girdilerin çoğunlukla ithal olması nedeniyle zorluk çekiyor. Vatandaşlar bu anlamda aracılar nedeniyle fiyat farkında büyük zorluk yaşıyorlar. Fiyat artışı bura zincirleme nedenlerden kaynaklanıyor. Maliyetli üretim yapan çiftçi kazanmadığı gibi vatandaşta ucuza ürünleri alamıyor. Gıda enflasyonunun yüksek olması, gıda harcamalarının toplam harcamanın büyük bölümünü oluşturan dar gelirli kesimi etkiliyor. Asgari ücretin açlık sınırının altında kaldığı ülkemizde gıda, çok büyük bir kesim için en fazla harcama kalemi. Değişen, yükselen döviz fiyatları ve artan işsizlikle birlikte gıda enflasyonundaki artış vatandaşın alım gücünü büyük ölçüde azalttı. Özellikle dar gelirli kesimi daha fazla etkilemekte. Ramazan ayının da gelmesiyle özellikle vatandaş indirimli ürünleri takip etmekte. Nerede daha uyguna alışveriş yapabilirim diye bakmaktadır. Bu bizlere ekonominin ne denli önem arz ettiğini ve vatandaş için önemini gösteriyor ” açıklamalarında bulundu.

‘GIDA EGEMENLİĞİ’

Gıdadaki yüksek fiyatların vatandaşı olumsuz etkileyeceğini ve olumsuz etkilerinin acilen azaltılması gerektiğine değinen Toprak, “Türkiye'de yerli üretimi artırma ve üreticiyi korumaya yönelik somut ve ciddi adımlar henüz atılmadı. Acil olarak hükümet önce kayıt dışılığı azaltmalı... Kalıcı çözüm için ise toprak analizleri yaptırılmalı ve nerede ne yetişir bilinmesi sağlanmalı. Ayrıca alım garantili üretim yapılmalı. Bu sayede çiftçi kendini toparlayabilir. Desteklenebilir. Bunun yanında kooperatiflere müdahaleyi azaltmalı ve daha fazla desteklemeli, üretici kooperatiflerinin yanı sıra tüketici kooperatiflerini de yaygınlaştırmalı, lojistik kayıpların azaltılmasını sağlamalı ve ithalatçı politikalardan vazgeçmeliyiz. Sonuç olarak, meralarımızı ve tarım arazilerimizi korumadan ve sürdürülebilir kılmadan, üretici, tüketici ve dağıtıcı kooperatiflerin yaygınlaştırılmasını sağlamadan, ülkemizi ithalat sarmalından kurtarmadan, gıda egemenliği ilkelerine dayalı bir tarım politikasını derhal hayata geçirmeden gıda enflasyonu bitmeyecek. Çözüm ortada ve net. Yapılması gereken, yönetici konumunda bulunanların tercihlerini toplumsal refahtan ve halktan yana kullanmaları. Vatandaşın yaşadığı zorluk ancak gıda egemenliği ilkesine dayalı tarım politikasıyla son bulacak” diye konuştu. Rana Beyza Öztürk / Özel Haber