İyi huylu prostat büyümesi tedavisinde Transperineal Lazer Ablasyonu yöntemiyle hastalara birçok avantaj sağlandığını aktaran Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesi Üroloji Kliniği İdari Sorumlusu Prof. Dr. Halil Lütfi Canat, klinikte ileri teknikle gerçekleştirilen operasyonları, dünyanın birçok ülkesinden hekimlerin izlediğini aktardı. Prof. Dr. Canat, “20-30 yıl önce hocalarımız hep Avrupa, ABD gibi yerlere giderek çeşitli sıkıntılarla karşılaşırken, artık gururla söyleyebilirim ki Avrupa, Orta Doğu, ABD gibi çok sayıda bölgeden meslektaşlarımız bize gelmek için sıraya girmeye başladı” dedi.
Son yıllarda gelişen teknoloji her sektörde kendini hissettirirken sağlık alanında da birçok işlemin kısa sürelerde hızla gerçekleştirilmesi sağlanıyor. Robotik işlemlerden kesisiz ameliyatlara birçok noktada hastalara hızlı çözümler sunulurken, Prof. Dr. Halil Lütfi Canat da özellikle ileri yaş grubunda probleme neden olduğu belirtilen iyi huylu prostat büyümesi tedavisi hakkında bilgi verdi. Prof. Dr. Canat, erkeklerde bulunan ve idrarı vücuttan dışarı taşıyan üretrayı çevreleyen prostatta iyi huylu büyüme durumunda tek bir iğne ile idrar kanalına müdahale etmeden Transperineal Lazer Ablasyonu (TPLA) olarak ifade edilen yöntemle hastalara birçok avantaj sağladığını aktardı. Tedavinin giderek yaygınlaştığını anlatan Prof. Dr. Canat, yönteme ilişkin bilgi verirken dünyanın birçok ülkesinden hekimlerin de operasyonları takip etmek için şehir hastanesine geldiğini aktardı. İdrar kesesi ile idrar kanalı arasında bir bağlantı görevi gören prostatta iyi huylu büyümelerde uygulanan tedaviye ilişkin bilgiler veren Prof. Dr. Canat, “Transperineal lazer ablasyon, uluslararası literatürde TPLA olarak kısaltılan yöntemin diğer yöntemlerden en büyük farkı; herhangi bir üretral enstrümantasyon kullanılmaması. Penisin içerisinden bir alet yerleştirmeden doğrudan perine dediğimiz cilt bölgesinden 300 mikrometre çapında bir iğne ile işlemi gerçekleştiriyoruz. Bu tarz hastalarda biz üretral yoldan penisin içerisindeki kanaldan girerek ameliyatları yapıyorduk. O yöntemlerde hastalarımızda fazlasıyla cinsel fonksiyon bozuklukları gibi durumlar oluyor. İdrar kanalını kullanmadığımız için herhangi bir idrar kaçırma şikayeti olma ihtimali bu hastalarda yok çünkü idrarı tutmayı sağlayan 2 tane sfinkter dediğimiz kapaklar var, bu işlem ile bu yapılar arasında bir ilişki yok. Bir diğer avantajı da hastalarımız; belli yaşın üstündeki hastalar bu nedenle çeşitli ek hastalıkları var. Birtakım kan sulandırıcı diye tabir edilen ilaçlar kullanıyorlar, bu yöntemin diğer yöntemlere göre en avantajlı yönlerinden biri de hastalarımızın bu ilaçlarını kesmeden güvenle işlemi yapabilmemiz. İşlem yaklaşık 20 dakika sürüyor, diğer prostat ameliyatlarıyla karşılaştırdığımız zaman neredeyse 3’te 1 oranında süre avantajı olan bir yöntem. Hastalarımızı işlemden birkaç saat sonra güvenle evlerine gönderebiliyoruz” şeklinde konuştu.
“Çok sayıda ülkeden meslektaşımız bize gelmek için sıraya girmeye başladı”
Ameliyat tekniklerini öğrenmek amacıyla dünyanın birçok noktasından hekimlerin şehir hastanesine geldiğini aktaran Prof. Dr. Canat, sözlerini şöyle sürdürdü: “Ülkemizde çok az sayılı merkezde yapılıyor, İstanbul’da ilk başlatan merkezlerden bir tanesiyiz. Bu nedenle ülkemizden, yurt dışından olsun ki bugün de yine yurtdışından gelen bir meslektaşımız ameliyatımızı izledi, eğitimini aldı. Çok ciddi bir ilgi var, bu konuda akademik bilimsel çalışmalarımızı da devam ettiriyoruz. Uluslararası düzeyde, iyi bir dergide bu konuda bilimsel çalışmamızı da yayınladık. Bu yöntemin diğer yöntemler kadar etkili olduğunu, yan etkilerinin, komplikasyonlarının neredeyse hiç olmadığını göstermiş olduk. Önümüzdeki 10 yıla ciddi şekilde damga vuracak bir yöntem olacağını düşünüyorum. Yöntem, yoğun olarak İtalya, ABD, İspanya’da yapılıyor. Avrupa’da birkaç merkezde daha yapılıyor, oralarda da yaygınlaşma aşamasında diyebilirim. Yaklaşık 20-30 yıl önce bizim hocalarımız hep Avrupa, ABD gibi bu tür yerlere giderek çeşitli sıkıntılarla karşılaşırken, artık bunu gururla şahsım, hastanemiz adına da söyleyebilirim ki Avrupa’dan, Orta Doğu’dan, Uzak Doğu, ABD, İngiltere’den olsun çok sayıda ülkeden meslektaşlarımız bu tarz yeni yöntemler sayesinde artık bize gelmek için sıraya girmeye başladılar. Hastanemizin teknolojik alt yapısı çok iyi, gelen hekimler çok memnun oluyorlar, umarız onlar da kendi vatandaşlarına bizler sayesinde faydalı olurlar”
“Hastaneye, teknolojiye hayran kaldım”
Üroloji kliniğinde gerçekleştirilen ameliyatları takip etmek için yurtdışından gelen Dr. Anas Hasan, “Profesör Lütfi ve ekibiyle tanışma fırsatı buldum, ameliyatlar konusunda çok iyi bir iş çıkarıyorlar, hastaneye hayran kaldım. Profesör Lütfi ile 2 ameliyata şahit oldum ve yüksek teknoloji vardı, hayran kaldım. Birincisi protez ameliyatı için yeni bir cihazı değerlendiriyordu, ikinci ameliyat ise prostat için minimal invaziv bir teknikti. Hasta aynı gün içinde hastaneden çıkıyor, bu ilginç bir teknik. Ülkem ile Türkiye arasında paylaşım yapmaktan mutluluk duyuyoruz, burada bulunmamın amacı da bu. Profesör Lütfi gibi insanlar burada tarih yazıyor, tüm Türk halkının misafirperverliğini seviyorum” dedi.