Eski Yunan medeniyetinin merkezi ve günümüzde Yunanistan’ın başkenti olan Atina, 'Tanrılar Şehri' olarak biliniyor. Tragedyanın ve demokrasinin doğduğu yer olan bu kent, Sokrates, Aristo, Platon ve Sofokles gibi felsefeciler sayesinde, batı düşüncesinin ve dinlerini etkilemeyi başardı. Yaklaşık 3 bin yıllık tarihiyle Atina, felsefe, demokrasi, tiyatro ve olimpiyatlar gibi insanlık tarihinin seyrini değiştiren gelişmelere ev sahipliği yapıyor. Atina; mitolojik tanrıları, tanrıçaları ve efsaneleriyle; antik tarihiyle, müzeleriyle, sabahlara kadar süren taverna eğlenceleriyle, spor aktiviteleriyle ve bütün yıla yayılmış festivalleriyle ziyaretçilerine tek bir gezide çok çeşitli tatlar sunuyor. Akropolis: Atina gezilerinin geleneksel başlangıç noktası. MÖ 5’inci yüzyıldan kalma tapınakların bulunduğu Akropolis, antik Atina’nın kurulduğu yer. Antik Yunan’daki şehir planlamasının en temel amacı, tanrıların oturacağı yerler inşa etmekti. Bu amaçla yaptıkları akropoller arasında en çok bilineni olan Atina Akropolis’i, şehrin koruyucu tanrıçası olarak kabul edilen Athena için inşa edilmiş. Yunan mimarisinin en önemli örneklerden biri olan Akropolis’in bulunduğu Akropol Tepesi’ne çıkıp şehri izleyebilir, Atina’ya hayran kalabilirsiniz. Propylaia (Propylaea), Akropolis’in anıtsal giriş kapısı. Akropolis’e ulaşmak için çıkılan yoldan ulaşılan Proplyaia’da, Beule Kapısı ile karşılaşıyorsunuz. Parthenon’a benzeyen Propylaia’nın özelliği ise Yunan mimarisinde dorik ve iyonik özelliklerin bir arada kullanılmasının ilk örneklerinden olması. Athena Nike Tapınağı, Propylaia’nın güney kanadından sola döndüğünüzde karşınıza çıkan yine MÖ 5’inci yüzyıl yapısı. Yunan askerlerinin zaferlerini betimleyen frizlerle süslü bir alınlık ve onu destekleyen altı sütundan oluşan tapınak, Osmanlı döneminde yıkılarak yerine bir su bataryası kurulmuş. Günümüzde orjinal yapının kalıntılarıyla yeniden inşa edilen tapınak, Athena ve zafer tanrıçası Nike’ye adanmış. Parthenon, dünyanın en ünlü arkeolojik kalıntılarından biri. Akropolis’in de en büyük tapınağı olan Partheon, Atina’nın sütunlar üzerinde duran ve frizlerle süslenmiş en bilinen sembolü. “Bakirenin Tapınağı” anlamına gelen yapı, MÖ 4’üncü yüzyıl yapısı. Venedik toplarının sebep olduğu büyük bir patlamada merkezi ve pek çok sütunu yok olan tapınağın sökülen frizleri ve heykelleri İngiltere’de yer alan British Museum’da sergileniyor. Plaka: Akropolis’in bulunduğu tepenin hemen eteklerinde, daracık sokaklarında günlük hayatı görebileceğiniz Anafiotika ve Plaka adında, Atina’nın en eski yerleşim yerleri bulunuyor. Anafiotika, çoğu Yunan yerleşiminde de görülen, beyaz boyalı yazlık evler ve pencerelerin, kapıların önlerini süsleyen sardunyalarıyla görenlerin beğenisini topluyor. Buranın biraz uzağındaysa Plaka bölgesi bulunuyor. Plaka’da geniş meydanlara veya antik kalıntılara çok rastlanmasa da tavernaları, daracık taş sokakları, sokaklardaki satıcıları, sardunyalı cumbalı evleri, antika dükkânları, galerileri ve yemekleriyle Atina’da mutlaka görülmesi gereken kültürel zenginliklerinden birisi. Syntagma Meydanı: Atina'ya gelen turistlerin uğrak noktalarından biri olan Syntagma Meydanı, Yunan Milli Meclisi'ne ev sahipliği yapıyor. Yunan halkının muhalif geleneğinin sergilendiği meydanda hemen hemen her gün farklı bir konuda protesto gösterileri düzenleniyor. Atina'nın kalbi olarak da kabul edilen meydanda bulunan Yunan Ulusal Meclisi, meclis önünde nöbet tutan geleneksel Yunan askeri üniforması taşıyan askerlerin nöbet değişim sahnesine tanık olabileceğiniz bir nokta. Atina'nın zengin tarihi ve kültürel geçmişi nedeniyle şehrin dört bir yanında onlarca tarihi yapı, butik müze ve hareketli meydanlara rastlamak mümkün. Şehirde mutlaka görülmesi gereken yerler arasında Bennaki Müzesi, Yunan Halk Sanatları Müzesi (Greek Folk Art Museum), Olympion Tapınağı, Akropolis'in yanı başındaki Dionysus Tiyatrosu, Ulusal Arkeoloji Müzesi de bulunuyor. Akropolis Müzesi: 2009'da ziyarete açılan Yeni Akropolis Müzesi, Yunanistan'ın zengin tarihini yansıtan en modern müze olarak kabul ediliyor. Akropolis Tepesi'nin yanı başındaki müze, Akropolis ve çevresinde yapılan kazılarda elde edilen buluntuların sergilendiği Avrupa'nın en prestijli müzeleri arasında. Monastiraki: Antik Yunan Agorası’nın kuzeyindeki Monastiraki bölgesi Atina’nın en renkli bölgelerinden biri. Sokakları hediyelik eşyalar, biblolar satan dükkânlar, küçük barlar ve kahvecilerle dolu. Monastiraki denildiğinde ilk akla gelen ise aradığınız her şeyi bulabileceğiniz sokak aralarında kurulan bitpazarı. Pazar günü kurulan bu pazarda, uygun fiyatlı eşyalar, çeşit çeşit hediyelik eşyalar, antikalar, kıyafetler, gümüş, bakır, bronz eşyalar bulmak mümkün. Agora: Monastiraki Meydanı'nın hemen arkasında yer alan Agora, antik Yunan'ın en önemli ticari, politik, sosyal ve idari merkezi olmasıyla tanınıyor. O dönemdeki alışveriş mekanlarının da burada yoğunlaştığı elde edilen bilgiler arasında. Sokrates'in insanlara hitap ettiği yerlerden biri olan Stoa of Zeus Eleutherious, Agora Müzesi ve daha fazlası bu antik çarşının içerisinde bulunuyor. Agora, Antik dönemlere ait kültürel yapıyı tanımak için oldukça yararlı. Ulusal Arkeoloji Müzesi: Ulusal Arkeoloji Müzesi, Yunanistan’ın en önemli arkeoloji müzesi olduğu kadar, dünyanın da en kapsamlı antik Yunan koleksiyonuna sahip müzelerinden biri. 48 odadan oluşan müze, Yunan heykel sanatının en önemli koleksiyonunu ve Avrupa’daki dördüncü en önemli Mısır sergisine sahip. Müzenin en ünlü eserlerinden biri de MÖ 1500 tarihli olduğu düşünülen altın Agamemnon Maskesi. Atina lezzetleri: Atina mutfağı özellikle bir Türk için oldukça tanıdık. Lezzetli zeytinyağlıları ve mezeleri ile evdeymiş hissi uyandıran, hatta dolmades (yaprak sarma dolma), keftedes (köfte), gyros (döner), souvlaki (şiş kebap), yuvarlakya (sulu köfte), stifado (yahni), moussaka (musaka), tzatziki (cacık), pilav, imambayildi, pilaki, fava, baklava, kadayıf gibi birçok aynı yemeğin rahatlıkla bulunabileceği bir mutfak. Rakının çok benzeri Uzo ve buzuki müziği eşliğinde Sirtaki dansları ise buradaki eğlenceye rahatlıkla adapte olabilmeyi sağlıyor. Yunan mutfağı çok zengin bir Akdeniz menüsüne sahiptir. Atina her türlü lezzetli geleneksel yemeğin sunulduğu tavernalarla (özellikle Plaka'da) dolup taşıyor. Atina Japon suşisi, Hindistan lezzetleri, içecekleri ve antik Yunan şarapları ile bu bildik lezzetlerin yanında gelenlere çok farklı tatlar da sunuyor. Farklı farklı içecekler ve Yunan mezelerinin sunulduğu Monastiraki ve Psiri mahalleleri, mutlaka gidilmesi gereken yerlerden. Syntagma ve Kolonaki, kaliteli ve pahalı yemek alternatifleriyle ön plana çıkarken, Gazi ve Rouf, kulüp, bar ve ana yemeklerin servis edildiği mekanlarla dolup taşıyor. A. Buğra Tokmakoğlu / Özel Haber