İzmir Büyükşehir Belediyesi İYİ Parti Grup Başkanvekili Kemal Sevinç, çalışmaları, görevi ve Meclis gündemi hakkında Ege Telgraf’a özel açıklamalarda bulundu. Meclis’te İYİ Partili üyelerin yapıcı ve yol gösterici bir tutum sergilemeye dikkat ettiklerini belirten Sevinç, sorularımızı içtenlikle yanıtladı. Öncelikle sizi biraz tanıyabilir miyiz? İnşaat mühendisiyim. Uzun yıllar Büyükşehir başta olmak üzere çeşitli belediyelerde üst düzey yöneticilik yaptım. Büyükşehir Belediyesi’nden emekli oldum. Bu dönemde de İYİ Parti İzmir Büyükşehir Belediyesi Grup Başkanvekilliği görevimi sürdürüyorum. Partimizin kurucu üyelerinden biriyim. İl Başkanımız Hüsmen Kırkpınar ile birlikte çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bu dönem Meclis içinde yapıcı ve yol gösterici bir tutum sergilemeye özen gösteriyoruz. Bürokrasiden gelmenizin yeni görevinize katkısı oluyor mu? Ben sistemin içinden de geldiğim için İzmir’in sorunlarını çok iyi biliyorum. Ayrıca yıllarca o kurumlarda görev aldığım için de yerel yönetimin yaşadığı sıkıntılara da hakimim. Şu anda kentimizin en temel sorunu ulaşım. Ulaşımda daha önceki dönemlerde de Bornova’dan Üçyol’a kadar olan metro hattına imza atan kişilerden biriyim. İnciraltı’ndan Karşıyaka, Bostanlı’ya kadar kıyı hattı dolguları yollarının yapımına katkı koydum. Kentin kanal altyapısında, Büyük Kanal Projesi’nde, birçok otopark inşaatında, 20 bin toplu konutta emeğim var. Kısacası belediyecilikte hizmetimiz çok oldu. Bu dönemde bilgi ve becerimizi Meclis’in daha sağlıklı çalışması yönünde kullanıyoruz. Bu dönemde gündeminizde neler var? Raylı sistem etapları var. Bizim dönemimizde Bornova’dan Üçyol’a ana omurgasını tamamladık. Ancak o dönem projenin bütün etapları oluşturuldu. Şimdi görev alan başkanlarımız imkanları doğrultusunda bu etapları ihale ediyor. Bu vücudun damarları gibi… Biz kalpten çıkan ana damarları yaptık, şimdi diğer başkanlarımız ve devlet kurumları da geri kalanları tamamlayacak. Narlıdere aksı devam ediyor, Buca ihale aşamasına geldi, Karşıyaka’dan Çiğli’ye tramvay hattının onayı var… Otobüs alımları devam ediyor, geçtiğimiz günlerde 53 otobüsü sefere açtık. Yine bu son Meclis’te başkanımız 307 otobüsün devreye gireceğinin müjdesini verdi. Bunun yanında yağmur suyu altyapısına bu dönem biraz daha önem verilecek ki Körfez daha az kirlensin. Çevre köylerin ve tarımsal ilçelerimizin kalkınması anlamında biz de İYİ Parti olarak desteklerimizi sürdürüyoruz. Büyükşehir Belediyesi’ni bütünüyle ele alacak olursak, geçen 17 aylık süreyi nasıl değerlendiriyorsunuz? Ben sekiz belediye başkanı ile görev yaptım. Devletin bir memuru, teknokratı olarak her başkanın kendine has bir idareciliği olduğunu biliyorum. Bu dönemde de Tunç Başkan kendine ait stratejik bir plan belirledi. O planda İzmir’in kendine göre önceliklerini şekillendirdi ve stratejik program çerçevesinde performans planlarını yerine getiriyor. Bir de kamuoyuna seçimde verdiği vaatler çerçevesinde o hizmetleri vatandaşa sunması gerekiyor. Takdir edersiniz ki pandemi ile karşı karşıya kalınca belediyelerimiz 5 ila 6 aylık süre içinde ‘Önce sağlık’ diyerek hizmetleri arasında bir parantez açtı. Bu sefer yatırım ve projeler mücbir sebeple ötelendi. Büyükşehrimiz ana lokomotif oldu ve İzmir’de iyi bir imtihan verdik. Salgının başında kentimiz en riskli ikinci ildi. Şu anda riskli illerin içinde İzmir’i görmemek bizim için gurur verici. Şimdi yatırımlar biraz daha hızlanacaktır. Meclis’te bu dönem istisnalar dışında daha ılımlı bir ortam gözlemliyoruz. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz? Meclis’teki dört partinin grup başkanvekilinin de ağabeyi rolündeyim. CHP’den Mustafa Özuslu, AK Parti’den Özgür Hızal, MHP’den Selahattin Şahin kardeşim… Dördümüz de uyum içerisindeyiz. Her konumuzu demokrasi çerçevesinde görüşüyoruz. Ağabeyleri olarak yeri geldiğinde uyarılarımı da yapıyorum. Muhalefetin amacının doğru yönlendirmek olduğuna inanırım. Ancak diğer konularda direkt kişinin onurunu zedeleyen konuşmaları asla hoş karşılamam. Son meclisimizde hoş olmayan durumlar oldu. Orada AK Partili arkadaşlarımızdan birilerinin direkt Tunç Başkan’a karşı konuşması iyi olmadı. Yine CHP’lilerin de içinde öteki grup konuşurken müdahale edenler de oldu, bu da hoş değil. O anda başkanımız da insan olarak üzüldü, doldu. Tüzük gereği de Meclis’in iç disiplinini bozan kişiyi başkan ikaz eder ve uyarılar göz önüne alınmazsa dışarıya çıkarma yetkisi de vardır. Dileğimiz bu tür durumların hiç olmaması. Gerginlik yaşanınca AK Partililer de biraz acele edip salonu terk etti. Bu tür durumlar iyi değil. Önemli olan kentin sorunlarını yapıcı bir şekilde çözmeye çalışmak. Bakın Allah var; Tunç Başkan da demokratik davranıyor, herkese söz veriyor. Sakin de bir tutumu var ama kişiliğine saldırı olunca, o da insan… Geçtiğimiz ay yapılan meclis toplantılarına ‘samimiyetsizlik’ tartışmaları damgasını vurmuştu… Dediğim gibi bu tür şeyler yanlış. Ben sözlerimi rahatlıkla dile getiriyorum. Biz şimdi Özgür Bey ile daha sonra Mustafa Bey ile sonunda da dört başkanvekili olarak toplanıp bir plan çizeceğiz. Bunu da başkanımıza ileteceğiz. Bundan sonra daha yapıcı, kucaklayıcı tartışmalar yaşanması hususunda elimizden geleni yapacağız. Ancak insanın olduğu ortamda bazen tartışmalar çıkabiliyor. Yapıcı muhalefete her zaman saygı duyuyoruz. Özellikle son 1 aydır kent içinde en çok konuşulan konular su zammı ve ulaşım tarifesinde yapılan değişiklik oldu. Siz bu konuları nasıl yorumluyorsunuz? Dünyanın tüm gelişmiş ülkelerinde özellikle ulaşıma devlet dışarıdan destek sağlar. Örneğin Japonya… Yerin altında 12 metro hattı var. Bu hatların 7’si özel sektör, 5’i devlete ait. Bu hatlar kar elde etmiyor ama amme hizmeti yapıyor diye devlet dışarıdan o zararı karşılıyordu. Bu çok önemli… İzmir’de ulaşımı karlı hale getirdiğimiz zaman işe ve okula giden vatandaşlara çok büyük bir yük getiririz. Bu anlamda da Büyükşehir şu anda ESHOT’u destekliyor. ESHOT’u Büyükşehir’den aktardığımız desteklerle ayakta tutuyoruz, bu bir gerçek. Ancak her yıl bu tarz işletmeler belli bir oranda zam yapar. Büyükşehir’de de yapılan budur. Bütün AK Partili belediyeler de zammını yapmıştır. Su için de bu durum böyledir. İdare zam teklifini yüzde 20 getirdi. Biz ise bunu TÜFE’ye bağlattık. İzmir’de çok büyük bir zam yansıtmadık. Zam olan her konuda vatandaşımız biraz burkulur. Çünkü enflasyon ve ülke şartlarında kişilerin geliri artmadı ki… Ne olursa olsun idare de biraz zam yapacak ki işletme giderlerini daha iyi döndürsün, çalışanların hakkını versin… İzmir’de bir diğer gündem ise Alsancak’taki Elektrik Fabrikası… Özelleştirme İdaresi’nin aldığı kararı nasıl buldunuz? Uzun yıllar kentimize hizmet eden bir tesisti. Gelişen teknolojik şartlardan dolayı ömrünü doldurdu. Şimdi değerli bir mülk olarak Özelleştirme İdaresi’nin kontrolünde. İhale yapıldı, imkanlar seferber edilerek bu eserin İzmir’e kazandırılması için mücadele ettik. Süreyi baya uzattılar, beklettiler. Tarafsız konuşmak istiyorum ancak CHP’li bir belediye olmasaydı da AK Partili bir belediye olsaydı çoktan o mekan alınmış ve bir sürü de çalışma yapılmıştı. Şimdi iptal edildiğini duyduk ve çok üzüldük. Kentimize çok güzel bir müze, kültür merkezi kazandırılacaktı. Bir de bu kadar yıllık bürokratım ‘İhaleye belediyeler giremez’ notunu ilk defa gördüm. Çok garip ve acı bir durum. İhaleye herkes girer, sen de kamunun menfaatini en yüksek kim karşılayacaksa ona verirsin. Hele yerel yönetim giriyorsa onu başının üstünde taşıman lazım. Çünkü o mülk yine kamunun olarak kalacak… Kim alacak, ne yapacak bilemiyorum ama bir İzmirli olarak çok üzülüyorum. Konuyla ilgili AK Parti İzmir İl Başkanı Kerem Ali Sürekli’den "AK Parti İzmir teşkilatına herhangi bir talep gelmedi” açıklaması geldi… Bahane üretmek çok kolay. İstediğin an ihaleyi imzalar “İzmir’e hayırlı olsun” der, geçersin. “Yok bize gelmediler”, “Şunlar eksik” gibi açıklamalar yapılmamalı. Bir “Alo” dersin, o eksiklik çözülür. Yıllardır bu işleri yaptım ben. Bunlar küçük detaylardır. İhaleye teklif verilmiş, teminat da hazır. Aradaki evraklarla, söylemlerle uğraşırsan bahane üretmek çok kolay. Yazık olmuş İzmir’e… Hele özel sektörden birine verilecekse daha da yazık… İzmirli bunu hak etmiyor. Bu dönemde meclisleri çeşitli ilçelerde yaparak bölgedeki sorunları da yerinde konuşma fırsatı bulunuyordu. Geçtiğimiz toplantı Bergama’daydı, bir sonraki Dikili’de olacak. Sizce nasıl geçiyor? Ülkemizin her yeri ayrı bir güzellik. İzmir’in de her yerinden tarih fışkırıyor. Bergama’da çok güzel bir toplantı yaptık. Bergama Belediyesi eski Başkanı Sefa Taşkın, yıllardır Zeus Tapınağı’nı doğduğu topraklara geri getirmeye çalışıyor. Tabi kolay bir iş değil, bunlar diplomatik adımlar ve devletin desteklemesi de şart. Büyükşehir Meclisi olarak da oy birliği ile Zeus Tapınağı için karar da aldık. Bölgenin yöresel bir takım sorunları var, bunlara da Büyükşehir el atacak. Bir sonraki ay da Dikili’nin Çandarlı Kalesi’nde toplanacağız. Her toplantı o ilçeye imkan götürüyor. Yarın öbür gün belki Selçuk’a gideceğiz… 176 meclis üyemizden belki de orayı daha önce görmemiş olanlarımız vardı. Herkes çok duygulandı ve sahip çıkma duygusu uyandı. Müthiş bir şey… Son olarak sizden İzmirliler için bir mesaj alabilir miyiz? Gerek İYİ Parti Genel Merkezimiz, gerekse İYİ Parti İzmir İl Başkanımız Sayın Hüsmen Kırkpınar’ın nezdinde meclis üyeleri olarak görev aldığımız bütün belediyelerde gücümüzün oranında yapıcı ve yol gösterici bir şekilde hizmet üretiyoruz. Bu çabamızdan da asla vazgeçmeyeceğiz. Yağmur Gülü / Özel Haber