Kuruluş önerisi bizzat Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk tarafından yapılan ve Cumhuriyet’ten yalnızca 5 yaş küçük olan Türkiye Yardım Sevenler Derneği (TYSD) geçmişten bugüne yaptığı çalışmalarla ülkedeki örnek kuruluşların başında geliyor. İhtiyaç duyulan her anda Türk milletinin yanında olmak için canla başla çalıştıklarını belirten TYSD Genel Başkanı Dilek Bayazıt, derneğin tarihini, bugüne kadar altına imza attıkları önemli faaliyetleri ve projelerini anlattı. Geçtiğimiz günlerde İzmir’de yaşanan depremin ardından da kentin yaralarını sarmak için kampanya düzenlediklerini söyleyen Bayazıt, “Unutmayın ki, ülkemizin dört bir yanında sizleri düşünen, acınızı ruhunun derinlerinde hisseden birileri var” dedi.

19 ŞUBAT 1928 YILINDA…

TYSD’nin kuruluş hikayesini Ege Telgraf okurları için anlatan Başkan Bayazıt, “Kurtuluş Savaşı sonrası çağdaşlaşma yolunda kurulmuş bir sivil toplum kuruluşuyuz. Bizim hikayemiz, Cumhuriyet’in hikayesidir. Büyük Atatürk’ün öngörüsüyle nefes bulduk. Kurtuluş Savaşı sonrasında kadınlarımız büyük yara almış, eşlerini kaybetmiş, çocuklarımız bakımsız… Bir şekilde halkı yeniden ayağa kaldırmak ve sosyal hayatın içine katmak lazım. Dolayısıyla, Ulu Önderimiz bu ışıktan yola çıkarak zamanın Kırıklareli Milletvekili Dr. Fuat Umay’a böyle bir kurum kurulması için görev vermiş. Dr. Umay, Türk kadınlarına çağrıda bulunmuş. Bu çağrıya cevap veren tüm değerli hanımefendileri saygı ve rahmetle anıyoruz. Mevhibe İnönü, Fitnat Çakmak, Nevber Sevüktekin, Tezer Taşkıran, Reşide Bayar, Sevda And, Süreyya Ağaoğlu, Seza Lostar, Melahat Özbudun, Belkıs Odman ve Nimet Uybadın kurucu üye olarak 19 Şubat 1928 tarihinde 385 lira bütçeyle Himaye-i Etfal Kadın Yardım Cemiyeti’ni kurmuşlar. Amaç, Kurtuluş Savaşı sonrası kadınları sosyal hayata katmak, çocukların eğitilmesini, bakımlarını sağlamak ve bunları yaparken de kadınların onurunu asla ve asla incitmemek… Dünyada da bir ilk olan ‘emek karşılığı yardım’ ilkesini benimsemişler. Bu bağlamda kadın ve erkekleri hayata katmak ve topluma faydalı bireyler kazandırmak için yola çıkılmış” dedi.

“ADIMIZ ATAMIZ’DAN…”

İlk başta vatandaşlara destek olmak için atölyeler kurulduğunu anlatan Bayazıt, “Kurduğumuz atölyelerde yapılan el emekleri Türk Silahlı Kuvvetleri’ne bağışlanmıştı. Yani çok yönlü yarar sağlanan bir sistem oluşturuldu. Devlet bile öğrenciye burs vermeye başlamadan, derneğimiz 1930’lu yıllarda üniversite öğrencilerine karşılıksız burslar vermeye başlamış. Bu faaliyetlerin ülke genelinde duyulmaya başlanmasının ardından 1935 yılında derneğin Devlet Konuk Evi’nde düzenlediği bir Cumhuriyet Balosu’na Atamız da katılmış. Salona girince herkes bir anda ayağa kalkmış. Tabi o zamanlarda Cumhuriyet’in kadınları son derece şık ve alımlı… Atatürk, ‘Siz ayağa kalmayın, biz sizin için kalkacağız’ demiş. Dernek, bir süre sonra çalışmalarından dolayı ‘Yoksul Kadınlara Yardım Cemiyeti’ olarak anılmaya başlamış. Bu ifade Atatürk’ü rahatsız etmiş. ‘Türk Kadını asla yoksul olamaz. Türk kadını bizatihi bir varlıktır’ demiş ve derneğin adını ‘Yardım Sevenler’ olarak değiştirmiş. İşte, 1935 yılında derneğimizin en büyük onurlarından biri budur. Adımızı, Atamız’dan aldık” diye konuştu. “Yüce halkımız, bizi “Cumhuriyet’in hediyesi” olarak görüyor” diyerek açıklamalarını sürdüren Bayazıt, “Derneğimiz kurulduğu günden bu yana hiçbir devlet kurum ve kuruluşundan maddi yardım almadan tamamen halkımızın yardımıyla faaliyetlerini sürdürmüştür. Tüzük maddelerimizden biri de Cumhuriyet’in kuruluş ve yükseliş yolu olan Cumhuriyet’e ve Atatürk ilkelerine bağlı olarak çalışmaktır. TYSD, ülkemizin üçüncü sivil toplum kuruluşu. Bizden daha önce Türk Kızılay ve Türk Hava Kurumu var. Aslında baktığımızda tam sivil toplum kuruluşu olarak Cumhuriyet tarihinde ilkiz. 1940’lı yıllarda yaptığımız işlerle de kamu yararına çalışan dernek sıfatını kazandık” açıklamalarında bulundu.

EĞİTİME GÖNÜLDEN KATKI

Son yıllarda özellikle eğitim odaklı çalışmalara ağırlık verdiklerini de vurgulayan Başkan Dilek Bayazıt, “Çünkü baktığınızda sıkıntıların temelinde eğitim yatıyor. Ekonomi, toplumsal sorunlar hep eğitimsizlik nedeniyle… Atamızın silah arkadaşı İsmet İnönü’nün önerisiyle ülkedeki ilk kız öğrenci yurdunu açtık. Derneğimiz 1970’li yıllarda bakanlar kurulunun kararıyla başına ‘Türkiye’ ibaresini alarak hizmetlerine devam etmiştir. En büyük hedefimiz, bayrağımızı emanet edeceğimiz gençlerimizin çağdaş, aydın, ne istediğini bilen kişiler olması… Atatürk Eğitim Bursumuzla birçok öğrencinin eğitim hayatına katkı sağlıyoruz. Belki çok büyük miktarlar veremiyoruz ama öğrencilerimizin ihtiyaçlarıyla örtüşüyor. Öğrencilerimiz ilk olarak bize yazılı müracaat ediyor. Daha sonra komisyon kuruluyor ve değerlendirmeler yapılıyor. Burslarımızı elden vermeyi uygun görüyoruz. Çünkü öğrencilerimizin gelişimini de gözlemleme fırsatımız oluyor. Hepsi bizim evladımız, geleceğimiz. Atamız bize bir ülke bıraktı, gençleri çok önemsedi. Gençler de aldığı bursun hakkını versin ve o maneviyatı yaşasın diye bursumuzun adı Atatürk Eğitim Bursu olarak belirlenmiş. Okul öncesi eğitimin zorunlu olmadığı bir dönemde derneğin 81’inci kuruluş yılı anısına "81 Yıl 81 İl 81 Anasınıfı” donanımı yapmak istedik. Daha o zaman okul öncesi Milli Eğitim’in bünyesinde bile bu kadar profesyonelce işlenmemişti. 81 diye yola çıkmıştık, 187 anasınıfımız oldu. İşin daha da güzeli dört anaokulumuz oldu. 92 yıllık tarihimizde ülkemize, altı ilköğretim okulu, iki lise, üç sağlık ocağı, üç huzurevi, iki acil yardım istasyonu, bir kan merkezi, iki öğretmen lojmanı, dört özel çocuklarımız için eğitim ve iş merkezleri armağan ettik” dedi.

“1939’DA ÖRNEK ORGANİZASYON”

Geçmişten bugüne her yarayı sarmaya, her derde derman olmaya çalıştıklarını belirten Bayazıt, “Bugüne kadar on binlerce aileye elimizi uzattık. Savaşta, barışta ve afetlerde bize nerede ve ne zaman ihtiyaç olursa destek vermek için koşuyoruz. Biliyorsunuz, 1939 yılında Erzincan depremi yaşandı. Bu depremde de derneğimiz çok büyük bir organizasyon örneği göstermiş. Devletten önce bütün yardımlar bölgeye ulaşmış. Yine aynı dönem derneğimizin yükseliş tarihine de denk gelmektedir. Şube sayılarımız o yıllarda daha da artmaya başlamış. Şu anda ülke genelindeki 132 şubemizle gönüllere dokunmayı sürdürüyoruz. Genel merkez ve şubelerimiz bir bütün halinde. Geçmişte birbirinden değerli genel başkanlarımız derneğimizin durmaksızın yükselen çıtasına artı değerler kazandırmıştır. Benden önce tanıma fırsatımın olmadığı genel başkanlarım, en son 25 sene boyunca onurla çalıştığım Birsen Eldem başkanım… Hepsini rahmetle anıyoruz. Her şeyi bir düşünür, bir yaparız. Ülkenin dört bir yanında elimiz, gücümüz yettiğince çalışırız. Birlik ve beraberlik olunca zaten asla başka bir şey düşünmezsiniz” diye konuştu.

PANDEMİDE DE DURMADILAR

Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizi de etkisi altına alan korona virüs salgını döneminde de ihtiyaca yönelik birçok çalışmalar yaptıklarının altını çizen Bayazıt, şu açıklamaları yaptı: “Dünya ve ülkemizi derinden etkileyen acı kayıplar yaşanan, ekonomi, eğitim ve sosyal yaşamın derinden etkileyen Kovit 19 döneminde de gücümüz yettiğince çalıştık. Hacettepe Üniversitesi Enfeksiyon Bölümü’ne üç adet hasta başı monitörü bağışladık... Şubelerimiz hastanelere, resmi kuruluşların izni ile maske, cihaz, hijyen malzemeleri ve giysilerini bağışladılar. Ankara, İstanbul Büyükşehir Belediyeleri ve Ankara Altındağ Belediyesi’ne gıda ve nakdi bağışlarda bulunduk. Uzaktan eğitime destek amaçlı, burslu öğrencilerimizin dışında 50 orta eğitim öğrencimize de tablet aldık... Pandemi döneminde daha da zor günler yaşayan engelli vatandaşlarımıza destek olmak amacıyla Cumhuriyet Bayramı hediyesi olarak 50 adet özel yapım sandalye sağladık. Ne de olsa Cumhuriyet engel tanımaz. Bizler dil, din, ırk, siyasi görüş ayırt etmeden herkese eşit yardımları ulaştırıyoruz. Elbette ki her vatandaşımız gibi bizim de Atatürkçü, Cumhuriyetçi yanımız ağır basıyor ama biz dış görünümden ziyade beyne ve insan eğitimine odaklanmış bir sivil toplum kuruluşuyuz. Ne de olsa 92 yıl, çok uzun bir süre…” Sağlığın ne kadar önemli olduğunun bu dönemde bir kez daha anlaşıldığını da sözlerine ekleyen Başkan Bayazıt, “Prof. Dr. Hüsnü A. Göksel, Amerika’da bulunduğu dönemde Türkiye’ye tıp adına neler götüreceğini düşünüyordu. Amerika’da çarşaftan giyime, her şey sterildi. Ameliyat yapılırken tüm giysiler ve ayakkabılar değiştiriliyor, galoşlar giyiliyor. Tabi o da bu uygulamayı ülkemize getirmek istiyor. Sümerbank’tan aldıkları 30 kilometrelik kumaşı derneğimize getiriyorlar. Çocukluğumuzdan hatırladığımız, doktorlarımızın giydiği o yeşil önlükler, maskeler ilk kez derneğimizin kurduğu atölyelerde dikilmiş. Ülkemizde ilk kez maske takılmasına, ameliyat önlüklerinin giyilmesine destek olanlardan birisiyiz” dedi.

DEPREM YARALARINA ŞİFA!

“Yüce Türk milleti, zor günlerde bir olmayı, komşusu açken tok yatmamayı, yardım denildiğinde akan suların durduğunu çok iyi bilir ve gösterir” diyen Bayazıt, “Biliyorsunuz ki ülkemiz ne yazık ki deprem kuşağında… Zaman zaman olan acı depremlerde yaraları sarmak için bizler de elimizden geleni yapıyoruz. 1999 yılında olan Körfez depreminde, Düzce depreminde, Malatya, Erzurum, Erzincan depremlerinde yüreğimiz derinden yaralandı. En son da ne yazık ki bu acıyı güzel ve çağdaş İzmirimiz’de yaşadık. Bu tür durumlarda şubelerimiz kişisel olarak yardım yapar ancak daha büyük ve kalıcı olmasını istediğimiz durumlarda güçlerimizi tamamen birleştiririz. Yine bu hassasiyetimiz devreye girdi. Şubelerimiz ve bağışçılarımıza çağrı yaparak kampanya başlattık. 15 gün içinde bağışçılarımız ve şubelerimiz gönüllerinden ne koparsa yardımda bulundu. Kumbaralarını boşaltan torunlarımız dahi oldu. Böylelikle 230 bin liraya yakın bağış sağladık. Seferihisar Belediye Başkanımız İsmail Yetişkin ile görüşmelerimizi yaptık. Bu bağışın 41 bin lirasını Seferihisar’a yönlendirerek 14 ailenin birer aylık kira bedelini, çadırların elektrik aksamına destek olduk. 100 koli gıda yardımı yaptık, çocuklarımıza tabletler yolladık. Yine İzmir’deki Dr. Kemal Tarım Dinlenme ve Huzurevimiz’de depremden dolayı oluşan hasarların giderilmesi ve yeni teçhizatların sağlanması için 42 bin liralık bir bütçe ayırdık. Geriye kalan 150 bin liralık bütçemiz için ise İzmir Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Tunç Soyer’e danışıp ne doğrultuda kullanılması gerektiğine ilişkin kendisinin görüşlerini alacağız. İleriki günlerde kendisiyle görüşeceğiz. Çünkü belediyemizin deprem anından bu yana yaptığı çalışmalarla nerede ne ihtiyaç olduğunu çok iyi gözlemlediğini gördük. Biliyoruz ki bizim de bu desteğimizin en iyi şekilde kullanılması için bizi yönlendireceklerdir. Allah bir daha böyle bir acı memleketimize göstermesin ancak dediğim gibi deprem ülkemizin gerçeği... Yeter ki biz tedbirimizi alalım. Bizler, TYSD olarak güzel İzmirimiz’e bir kez daha ‘Geçmiş olsun’ diyor, hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet, yaralılarımıza acil şifa, geride kalan acılı ailelerimize de baş sağlığı diliyoruz. Unutmayın ki, ülkemizin dört bir yanında sizleri düşünen, acınızı ruhunun derinlerinde hisseden birileri var. TYSD olarak gücümüz yettiğince her zor anında Türk milletinin yanında olacağız. Kalpten kalbe yoluz biz” diye konuştu. Yağmur Gülü / Özel Haber