Seferihisar açıklarında 30 Ekim 2020’de meydana gelen 6.9 büyüklüğündeki depremde, yıkılan Bayraklı’daki Rıza Bey Apartmanı'nda Arife Yücel (60) ile torunları Diren (3), Lena (4), Vera (6) ve Feda Yücel (10) enkaz altında kalarak yaşamını yitirdi. Arife Yücel ve 4 torununun depremden 3 gün sonra cansız bedenlerine ulaşıldı. 5 kişi, memleketleri Çorum'da toprağa verildi. Diren ve Feda kardeşlerin annesi Emine Yücel, sosyal medya hesabından paylaşım yaparak, 2 kızı ve 2 yeğeni ve kayınvalidesini kaybetmenin acısının çok büyük olduğunu belirtti. Emine Yücel paylaşımında, Rıza Bey Apartmanı'nın bulunduğu alanın çocuk parkı yapılması çağrısında bulunmuştu. Hala bu konuda geri dönüş alamadığını belirten Yücel, yaşadığı zor süreci Ege Telgraf Gazetesi’ne anlattı. Parkın aynı zamanda bir farkındalık yaratmak amacıyla ve gelecek nesillere deprem bilgisinin aktarılması maksadıyla yapılmasını istediğini belirten Yücel, “Rıza Bey’de hayatını kaybeden çocukların çoğu kardeşti. Hepsi el ele bulundu. El Ele parka gidecek yaşta ölüme gittiler...  Gelecek nesiller bunu yaşamasın” ifadelerini kullandı. Yaşanan bu üzücü süreçten söz edebilir misiniz? Rıza Bey Apartmanı’nda ailemiz ile birlikte oturuyorduk. Herkes işteyken çocuklara annem bakıyordu... Annem o gün de 4 çocuğa bakıyordu... Maalesef depremde enkazda kaldılar. Bu acılı süreçte iki kızım iki yeğenim enkaz altındaydı. 4 gün oradaydık. 5’inci gün çıkanlar oldu, altıncı gün çıkanlar oldu. Gerçekten bir mezar haline geldi. Sonradan öğrendiğim kadarıyla 7 yerde aynı şekilde binalar yıkılmış 117 kişi ölmüş, 27’si çocuk. Ve en fazla ölüm maalesef Rıza Bey Apartmanı’nda oldu. Depremin ardından belediye ve valilik destekte bulundu. Biz uzun bir süre İzmir’e gelemedik. Memleketimize gittik. Maddi ve manevi olarak destek gördük. Maddiyat bir şekilde oluyor ama maneviyat… Gidenler geri gelmiyor. Peki, ev sahibi olarak, binaya dair yeterli bilgiye sahip miydiniz? 4 yıl kadar önce ev satın aldım. Asla çürük raporu olduğunu bilmiyordum. Ev satan kişi söylemedi, belediye alım satım işlemlerinde böyle bir bilgi vermedi. Kredi çektiğimizde her şeyi incelerler ama onlar bile bilgi vermedi. Apartman yönetimi bize 2011-2012 yılında böyle rapor var demedi. Bizler kurban olduk. Geçmişte yaşadığımız depremde bina ne denli hasar alıyor bunu bildiriyor? Az hasarlı bina diyorlar. Peki, ben az hasarlı denilen bir binaya girdim oturdum. Sonra 7 şiddetinde bir depreme daha rastlasa ne kadar ayakta kalabilir kimse bu sorunun yanıtını veremiyor. Yetkililer dahi veremiyor. Hiç bir bilgisi yok, kiracıların bilgi alma imkanı yok. Belediyeye gidip evin raporu var mı dediğinizde öyle bir yasal düzlem yok. Bu konuda da yaptırımlar olmalı. Yasal bir boşluk var. İnsan hayatı, siyasetin üzerinde bir şey. Kimlik ayırmadan, siyasi düşünce ayırmadan bu ortak paydada buluşmalıyız. Vicdanımızı hiç bir şeye teslim etmemeliyiz. Yarın bir gün İstanbul depremi bekleniyor. Bu binlerce, on binlerce, yüz binlerce insan demek. Görüyoruz ki  1999 depreminden bugüne 20 yıl geçmesine rağmen hiçbir değişim yok. Peki, tüm bu yaşananların ardından defalarca yinelediğiniz ‘Rıza Bey Apartmanı park olsun’ talebinizi ve nedenlerini anlatır mısınız? Orası İzmir’in merkezi olan işlek bir alan. Herkes gelip geçiyor. İnsan sirkülasyonunun çok olduğu bir nokta. Orayı gören kimsenin bu gerçeği unutmamasını istiyorum. Depremden sonra oraya proje olarak Bakanlığın açıklamasını duydum. Şaşırdım ve böyle bir şey beklemiyordum. Oraya ev veya konut yapılması şaşırttı. Hiç bir şey yaşanmamış gibi yapıp yok sayamayız. Ardından bu kampanyayı başlattık. Bizim İzmir depreminde bütün kaybedilen canlarımızın anısını yaşatmak ve daha da önemlisi gelecek nesillere oranın boş bırakılarak farkındalık sağlamasını istiyoruz. Yaşayan canlar daha önemli bizler için. Canı yanan insanlar olmasın bizler gibi. Burada bu park olduktan sonra yapılacak daha çok iş var. Buradaki Rıza Bey alanının olduğu yerin park olarak bırakılması aslında zor değil. Proje ve imar değişikliği, kamulaştırma işlemi ile bu yapılabilir. Hukuki ve yasal engel yok bunun için. Hiç bir hakkımı istemiyorum. Bağışlamaya hazırım. Altından saray dahi yapılsa ben İzmir’e gelemedim, zaten Bornova’ya hiç gidemiyorum. Diğer hak sahipleri zarar görmeyecekler. Bakanlık yer gösteriyor. Yan tarafa yapılacak binaların şekilleri belli. Hak sahipleri de burada zarar görmeyecek. O binada hayatını kaybedenlerin çoğu kiracı, büroda çalışan avukat arkadaşlar. Diş doktoruna muayeneye gelen çocuklar... Halasını ziyarete gelen iki küçük çocuk... Ev sahiplerinden de var elbette ama bu gerçekten kişisel durumların ve hak sahipliğinin üstünde bir durum. Bu bir kamu yararı. Vicdani birliğe davet ediyorum herkesi. Deprem gerçeğinin hatırlanacağı bu parkta neler olsun isterdiniz? Örneğin bir takım çocuk eğitimleri, depremi hatırlatacak ve öğretecek etkinlikler düzenlenmesini talep eder miydiniz? Okullarda deprem eğitimi o parkta verilsin. Oraya deprem ile ilgili materyaller verilsin. Eğitimlerini orda alsınlar, neden park olduğu anlatılsın. Yapılabilecek çok şey var. Maddiyat insan hayatından önemli değildir. Önemli olan insan hayatı burada. Gelecek nesiller, başka çocuklar hayatını kaybetmesin istiyoruz. Yaşadığınız süreçte başka herhangi bir mağduriyet durumuyla karşı karşıya kaldınız mı? Benim evim yıkıldı ve geriye çocuklarımdan hiç bir şey kalmadı. Bir oyuncaklarını bile bulamadım. Enkazlar halen ayrıştırılmadı. 2 ay geçmesine rağmen hala başlamadı. Bu konuda mağduriyet yaşıyoruz. Elimde hiç bir şeyleri yok, telefonumda kalan fotoğraflardan başka. Oradan kaldırılan molozlar Menemen’de bir araziye dökülmüş duruyor. Molozların ayrıştırılması gerekiyor. Orada evi yıkılan kişilere haber verilerek istenilen eşyaların alınması lazım. Arama kurtarma çalışmaları devam ederken gelişen süreçte bulunan eşyaları verdiler ama biz çocuklarımıza ait bir şey bulamadık. Bornova’da olanlar ayrıştırıldı. Bazıları Menemen’de demek ki. Henüz bir işlem yapılmadı. Bizler bu konuda da mağduriyetin giderilmesini istiyoruz. Ayrıştırılması talebinde bulunduk. Ama üzerinden tonlarca yağmur geçti... Rana Beyza Öztürk / Özel Haber