‘AYAKTA ATLATIYORDU’
Korona virüs salgının başlangıcında görülen ilk semptomun ağır akciğer enfeksiyonu olduğunu hatırlatan Prof. Dr. Kaynak, “Akciğer enfeksiyonu, yoğun bakım servisleri ve hastanelerin doluluğu ile ölüm sayılarının yükselmesinin başlıca nedeniydi. Fakat sonradan yeni varyantlar ortaya çıktı. Özellikle “Omicron” varyantının iki temel özelliği vardı. Bir, kolay bulaşıyordu ama üst solunum yolu enfeksiyonu şeklinde seyreden bir özelliği vardı yani akciğerlere fazla inmiyordu. İnsanlar bu enfeksiyonu herhangi bir nezle veya grip gibi ayakta atlatabiliyordu. Bu sayede korona virüs servislerine ihtiyaç kalmadı ancak enfeksiyon sayısı yüksek seyretmekteydi. İnsanlar o dönemde kendilerini çok fazla kötü hissetmediğinden herhangi bir test yaptırmıyordu ve bu bizim vaka sayısı hakkında bilgimizi negatif etkiledi. Şu an korona virüsü geçirmekte olan ama bunu ayakta ve hafif belirtilerle atlatan insan sayısı oldukça fazla. Haziran ayı başı itibariyle korona virüs pozitiflik oranına iki kata yakın arttığını söyleyebiliriz” ifadelerini kullandı.
“YÜZDE 30’LARDA KALDI”
Virüsün yaygınlaşmasının yeni varyantların ortaya çıkma olasılığını artırdığına da dikkati çeken Kaynak, “Avrupa’da yeni varyantların ortaya çıkmakta olduğuna ilişkin haberler gelmeye başladı. D4 ve D5 varyantlarından bahsediliyor. Bu varyantların aslında üst solunum yolu enfeksiyonu şeklinde değil de tıpkı ilk korona virüs enfeksiyonlarında olduğu gibi akciğeri tutma olasılığının daha yüksek olduğu anlaşılıyor. Yani ağır tablolarla karşılaşma olasılığımızın daha yüksek olacağını düşünüyoruz. Yeni varyantların aşının kapsama alanı içinde olup olmayacağını bilmiyoruz. Gelen bilgilere göre mevcut aşıların yeni varyantlara karşı direnç sağlamayacağı düşünülüyor. Dolayısıyla yeni varyantlar ortaya çıkar ve aşılar varyantlara karşı bağışıklık sağlamazsa yeni bir pandemi atağıyla karşı karşıya kalma ihtimalimiz var. Diğer yandan şunu da söylemek lazım, Türkiye’de 3 doz aşı olma, yani bağışıklık elde edebilme oranı yüzde 30 bandında. Kaldı ki son yapılan aşıların etkinliği ve sağladığı bağışıklık muhtemelen yetersiz. Yeni bir varyantla karşı karşıya kaldığımızda hem aşılar kapsama alanı dışında olacak hem de aşıların sağlamış olduğu bağışıklık miktarının muhtemelen ortadan kalkmış olduğunu söyleyebiliriz. Bu yüzden de yeni bir varyant ortaya çıktığında bu varyanta hazırlıksız yakalanacağız” dedi.
Yaz mevsiminde insan sirkülasyonun çok daha çok arttığına da dikkati çeken İzmir Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Kaynak, “Şu anda yoğun bir turizm hareketiyle karşı karşıyayız. Hacca giden insanların iki özelliği var. Hacca gidenler genelde yaşlı ve dünya genelinde başka ülkelerden gelen diğer hacılarla insan yoğunluğunun fazla olduğu ortamlarda temas halinde olma durumları var. Bayram tatili nedeniyle de başka yerlere gidenlerin dönerken bağışıklık durumunu gösteren bir test yaptırmaları lazım. Bu konuda hiçbir açıklama veya hazırlık yok. Dolayısıyla hem hac mevsiminin hem de bayram tatiliyle tatile çıkacakların virüsle temas etme olasılığı artacaktır. Enfeksiyonun temmuz ayı içerisinde ve buradan hareketle önümüzdeki aylar içerisinde ciddi bir artış göstermesi endişeleri var. Sağlık Bakanlığı’nın ve vatandaşlarımızın ciddi tedbirler alması gerektiğini düşünüyoruz. Kişisel korunma konusunda hijyen, mesafe ve maske konusunda hassasiyet gösterilmeli. Hijyen zaten hayatımızın bir parçası ama biraz daha dikkatli olunmalı. Artık mesafeyi koruma şansımızın kalmadığını görüyoruz ama maskeden vazgeçmeyelim. Mesafeyi koruyamadığımız durumlarda mutlaka maske kullanalım” diye konuştu.
‘Bulaşlar artabilir’
Prof. Dr. Kaynak, “Türkiye’de 3 ila 11 yaş grubu aşılanmadı. 3’üncü faz çalışmalarının gösterdiği üzere aşıların bu yaş grubuna yapılmasında hiçbir sorun olmadığı yönünde. Okullar halihazırda tatilken bu yaş grubunun aşılanması önemli. Önümüzdeki aylarda okullar tekrar açıldığında eğer çocuklar böyle bir enfeksiyonlar karşılaşırsa hem birbirlerine hem de okuldan eve enfeksiyon taşıyarak aile fertlerine bulaştırma olasılığıyla karşı karşıya kalınabilir” uyarısı da yaptı.
YAĞMUR DAŞTAN / ÖZEL HABER
‘Yeni varyantlara hazırlıklı olalım!’
Korona virüs salgınında mücadele sürüyor. Salgındaki vaka sayılarında artış gözlemlediklerini belirten Tabip Odası Başkanı Kaynak, uyarılarda bulundu
Dünyada ve Türkiye’de korona virüs salgını ile mücadele hala devam ediyor. Haziran ayının ilk yarısında 7 bin 500 civarında seyreden haftalık vaka sayılarında bu hafta yüzde 50’lik bir artış yaşandığı duyuruldu. Konuyla ilgili Ege Telgraf’a açıklamalarda bulunan İzmir Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Süleyman Kaynak, yaşanan tabloyu değerlendirdi, uyarılarda bulundu.
“Korona virüs ile ilgili geçtiğimiz şubat ayında bir çözülme yaşandı, rakamlar belirgin bir şekilde düştü” ifadeleriyle açıklamalarına başlayan Prof. Dr. Kaynak, “Yoğun bakımlarda fazla hasta kalmadığı için hastanelerdeki korona virüs servisleri kapanmaya başladı. Hatta Sağlık Bakanlığı, “Günlük vaka sayısı binin altına düştüğü zaman pandeminin ortadan kalktığını düşünebiliriz” dedi. Nitekim günlük vaka sayısı binin altına düştüğü zaman Sağlık Bakanlığı maske kullanımı zorunluluğunu ortadan kaldırdı. Maske zorunluluğu ortadan kalktığı zaman bu uygulamanın doğru bir açıklama olmadığını ifade etmiştik. Pandemi sona ermedi, hastalık hala devam ediyor. Maskelerin özellikle toplu taşıma araçlarında, insan yoğunluğunun fazla olduğu mekanlarda kullanılmadığı takdirde pandeminin devam edeceğini söylemiştik. Sadece ülkemizde değil, dünya genelinde de ‘Maske kullanılmasın’ kararından sonra vaka sayılarının arttığını gözlemliyoruz” dedi.
‘AYAKTA ATLATIYORDU’
Korona virüs salgının başlangıcında görülen ilk semptomun ağır akciğer enfeksiyonu olduğunu hatırlatan Prof. Dr. Kaynak, “Akciğer enfeksiyonu, yoğun bakım servisleri ve hastanelerin doluluğu ile ölüm sayılarının yükselmesinin başlıca nedeniydi. Fakat sonradan yeni varyantlar ortaya çıktı. Özellikle “Omicron” varyantının iki temel özelliği vardı. Bir, kolay bulaşıyordu ama üst solunum yolu enfeksiyonu şeklinde seyreden bir özelliği vardı yani akciğerlere fazla inmiyordu. İnsanlar bu enfeksiyonu herhangi bir nezle veya grip gibi ayakta atlatabiliyordu. Bu sayede korona virüs servislerine ihtiyaç kalmadı ancak enfeksiyon sayısı yüksek seyretmekteydi. İnsanlar o dönemde kendilerini çok fazla kötü hissetmediğinden herhangi bir test yaptırmıyordu ve bu bizim vaka sayısı hakkında bilgimizi negatif etkiledi. Şu an korona virüsü geçirmekte olan ama bunu ayakta ve hafif belirtilerle atlatan insan sayısı oldukça fazla. Haziran ayı başı itibariyle korona virüs pozitiflik oranına iki kata yakın arttığını söyleyebiliriz” ifadelerini kullandı.
“YÜZDE 30’LARDA KALDI”
Virüsün yaygınlaşmasının yeni varyantların ortaya çıkma olasılığını artırdığına da dikkati çeken Kaynak, “Avrupa’da yeni varyantların ortaya çıkmakta olduğuna ilişkin haberler gelmeye başladı. D4 ve D5 varyantlarından bahsediliyor. Bu varyantların aslında üst solunum yolu enfeksiyonu şeklinde değil de tıpkı ilk korona virüs enfeksiyonlarında olduğu gibi akciğeri tutma olasılığının daha yüksek olduğu anlaşılıyor. Yani ağır tablolarla karşılaşma olasılığımızın daha yüksek olacağını düşünüyoruz. Yeni varyantların aşının kapsama alanı içinde olup olmayacağını bilmiyoruz. Gelen bilgilere göre mevcut aşıların yeni varyantlara karşı direnç sağlamayacağı düşünülüyor. Dolayısıyla yeni varyantlar ortaya çıkar ve aşılar varyantlara karşı bağışıklık sağlamazsa yeni bir pandemi atağıyla karşı karşıya kalma ihtimalimiz var. Diğer yandan şunu da söylemek lazım, Türkiye’de 3 doz aşı olma, yani bağışıklık elde edebilme oranı yüzde 30 bandında. Kaldı ki son yapılan aşıların etkinliği ve sağladığı bağışıklık muhtemelen yetersiz. Yeni bir varyantla karşı karşıya kaldığımızda hem aşılar kapsama alanı dışında olacak hem de aşıların sağlamış olduğu bağışıklık miktarının muhtemelen ortadan kalkmış olduğunu söyleyebiliriz. Bu yüzden de yeni bir varyant ortaya çıktığında bu varyanta hazırlıksız yakalanacağız” dedi.
Yaz mevsiminde insan sirkülasyonun çok daha çok arttığına da dikkati çeken İzmir Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Kaynak, “Şu anda yoğun bir turizm hareketiyle karşı karşıyayız. Hacca giden insanların iki özelliği var. Hacca gidenler genelde yaşlı ve dünya genelinde başka ülkelerden gelen diğer hacılarla insan yoğunluğunun fazla olduğu ortamlarda temas halinde olma durumları var. Bayram tatili nedeniyle de başka yerlere gidenlerin dönerken bağışıklık durumunu gösteren bir test yaptırmaları lazım. Bu konuda hiçbir açıklama veya hazırlık yok. Dolayısıyla hem hac mevsiminin hem de bayram tatiliyle tatile çıkacakların virüsle temas etme olasılığı artacaktır. Enfeksiyonun temmuz ayı içerisinde ve buradan hareketle önümüzdeki aylar içerisinde ciddi bir artış göstermesi endişeleri var. Sağlık Bakanlığı’nın ve vatandaşlarımızın ciddi tedbirler alması gerektiğini düşünüyoruz. Kişisel korunma konusunda hijyen, mesafe ve maske konusunda hassasiyet gösterilmeli. Hijyen zaten hayatımızın bir parçası ama biraz daha dikkatli olunmalı. Artık mesafeyi koruma şansımızın kalmadığını görüyoruz ama maskeden vazgeçmeyelim. Mesafeyi koruyamadığımız durumlarda mutlaka maske kullanalım” diye konuştu.
‘Bulaşlar artabilir’
Prof. Dr. Kaynak, “Türkiye’de 3 ila 11 yaş grubu aşılanmadı. 3’üncü faz çalışmalarının gösterdiği üzere aşıların bu yaş grubuna yapılmasında hiçbir sorun olmadığı yönünde. Okullar halihazırda tatilken bu yaş grubunun aşılanması önemli. Önümüzdeki aylarda okullar tekrar açıldığında eğer çocuklar böyle bir enfeksiyonlar karşılaşırsa hem birbirlerine hem de okuldan eve enfeksiyon taşıyarak aile fertlerine bulaştırma olasılığıyla karşı karşıya kalınabilir” uyarısı da yaptı.
YAĞMUR DAŞTAN / ÖZEL HABER
‘AYAKTA ATLATIYORDU’
Korona virüs salgının başlangıcında görülen ilk semptomun ağır akciğer enfeksiyonu olduğunu hatırlatan Prof. Dr. Kaynak, “Akciğer enfeksiyonu, yoğun bakım servisleri ve hastanelerin doluluğu ile ölüm sayılarının yükselmesinin başlıca nedeniydi. Fakat sonradan yeni varyantlar ortaya çıktı. Özellikle “Omicron” varyantının iki temel özelliği vardı. Bir, kolay bulaşıyordu ama üst solunum yolu enfeksiyonu şeklinde seyreden bir özelliği vardı yani akciğerlere fazla inmiyordu. İnsanlar bu enfeksiyonu herhangi bir nezle veya grip gibi ayakta atlatabiliyordu. Bu sayede korona virüs servislerine ihtiyaç kalmadı ancak enfeksiyon sayısı yüksek seyretmekteydi. İnsanlar o dönemde kendilerini çok fazla kötü hissetmediğinden herhangi bir test yaptırmıyordu ve bu bizim vaka sayısı hakkında bilgimizi negatif etkiledi. Şu an korona virüsü geçirmekte olan ama bunu ayakta ve hafif belirtilerle atlatan insan sayısı oldukça fazla. Haziran ayı başı itibariyle korona virüs pozitiflik oranına iki kata yakın arttığını söyleyebiliriz” ifadelerini kullandı.
“YÜZDE 30’LARDA KALDI”
Virüsün yaygınlaşmasının yeni varyantların ortaya çıkma olasılığını artırdığına da dikkati çeken Kaynak, “Avrupa’da yeni varyantların ortaya çıkmakta olduğuna ilişkin haberler gelmeye başladı. D4 ve D5 varyantlarından bahsediliyor. Bu varyantların aslında üst solunum yolu enfeksiyonu şeklinde değil de tıpkı ilk korona virüs enfeksiyonlarında olduğu gibi akciğeri tutma olasılığının daha yüksek olduğu anlaşılıyor. Yani ağır tablolarla karşılaşma olasılığımızın daha yüksek olacağını düşünüyoruz. Yeni varyantların aşının kapsama alanı içinde olup olmayacağını bilmiyoruz. Gelen bilgilere göre mevcut aşıların yeni varyantlara karşı direnç sağlamayacağı düşünülüyor. Dolayısıyla yeni varyantlar ortaya çıkar ve aşılar varyantlara karşı bağışıklık sağlamazsa yeni bir pandemi atağıyla karşı karşıya kalma ihtimalimiz var. Diğer yandan şunu da söylemek lazım, Türkiye’de 3 doz aşı olma, yani bağışıklık elde edebilme oranı yüzde 30 bandında. Kaldı ki son yapılan aşıların etkinliği ve sağladığı bağışıklık muhtemelen yetersiz. Yeni bir varyantla karşı karşıya kaldığımızda hem aşılar kapsama alanı dışında olacak hem de aşıların sağlamış olduğu bağışıklık miktarının muhtemelen ortadan kalkmış olduğunu söyleyebiliriz. Bu yüzden de yeni bir varyant ortaya çıktığında bu varyanta hazırlıksız yakalanacağız” dedi.
Yaz mevsiminde insan sirkülasyonun çok daha çok arttığına da dikkati çeken İzmir Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Kaynak, “Şu anda yoğun bir turizm hareketiyle karşı karşıyayız. Hacca giden insanların iki özelliği var. Hacca gidenler genelde yaşlı ve dünya genelinde başka ülkelerden gelen diğer hacılarla insan yoğunluğunun fazla olduğu ortamlarda temas halinde olma durumları var. Bayram tatili nedeniyle de başka yerlere gidenlerin dönerken bağışıklık durumunu gösteren bir test yaptırmaları lazım. Bu konuda hiçbir açıklama veya hazırlık yok. Dolayısıyla hem hac mevsiminin hem de bayram tatiliyle tatile çıkacakların virüsle temas etme olasılığı artacaktır. Enfeksiyonun temmuz ayı içerisinde ve buradan hareketle önümüzdeki aylar içerisinde ciddi bir artış göstermesi endişeleri var. Sağlık Bakanlığı’nın ve vatandaşlarımızın ciddi tedbirler alması gerektiğini düşünüyoruz. Kişisel korunma konusunda hijyen, mesafe ve maske konusunda hassasiyet gösterilmeli. Hijyen zaten hayatımızın bir parçası ama biraz daha dikkatli olunmalı. Artık mesafeyi koruma şansımızın kalmadığını görüyoruz ama maskeden vazgeçmeyelim. Mesafeyi koruyamadığımız durumlarda mutlaka maske kullanalım” diye konuştu.
‘Bulaşlar artabilir’
Prof. Dr. Kaynak, “Türkiye’de 3 ila 11 yaş grubu aşılanmadı. 3’üncü faz çalışmalarının gösterdiği üzere aşıların bu yaş grubuna yapılmasında hiçbir sorun olmadığı yönünde. Okullar halihazırda tatilken bu yaş grubunun aşılanması önemli. Önümüzdeki aylarda okullar tekrar açıldığında eğer çocuklar böyle bir enfeksiyonlar karşılaşırsa hem birbirlerine hem de okuldan eve enfeksiyon taşıyarak aile fertlerine bulaştırma olasılığıyla karşı karşıya kalınabilir” uyarısı da yaptı.
YAĞMUR DAŞTAN / ÖZEL HABER
Bunlar da ilginizi çekebilir
Yorumlar
