Metropollerin kırsallara doğru hızlı kentleşerek genişlemesinin beraberinde büyük sorunlar getirdiğini söyleyen İstanbul Çevre Konseyi Danışman Kurul Üyesi, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı İklim Değişikliği uzman havuzunda bulunan Bülent Özgen, insanların doğal hayata aşırı müdahale etmesinin bir sonucu olarak iklim dengesinin bozulduğunu belirtti. Küresel ısınmanın bu yaratılan dengesizliğin bir sonucu olduğunu, virüs ile iklim krizi arasında doğrudan bir ilişki kurulamamasına rağmen sürecin bir test haline geldiğini söyleyen Özgen, “Korona virüsü bizler için bir test olmuştur. İklim değişikliği ile dolaylı etkisine geçmeden önce iklim değişikliğinden bahsetmek gerekiyor. İklim krizi; insan sağlığı açısından en büyük küresel krizdir. İklim krizinde baş aktör, karar verici konumda olan Belediye Başkanlarıdır. Yeni yeşil düzen toplum için faydalı olduğu kadar iklim açısından da kurtarıcı olacaktır” dedi.

YOL HARİTASI

İklim değişikliğine karşın fazlasıyla çözüm kaynağı olduğunu ve bu önerilerin dünyada belirli ülkeler tarafından uygulandığını belirten Özgen,“ Yeşil Yeni Düzen; sömürüyü ve fosil yakıtları değil, saygın işler ve temiz enerjiye dayalı bir dünyayı hedefler. İklim krizinin yarattığı sorunlarla başa çıkmak için büyük ve cesur ekonomik dönüşümü işaret eden yeşil yeni düzen bir yol haritasıdır” ifadelerini kullandı.

NEDİR BU DÜZEN?

Yeşil düzeni açıklayan Özgen, “Ailelerin geçimlerini devam ettirecek milyonlarca iş anlamına geliyor. Kurşun borularını değiştirmek, binaları izole etmek, güneş enerjisi, rüzgar tribünleri üretmek, gibi faaliyetler. Öncelik olarak elbette iklimin sağlığı da yeşil düzenin hedefleri arasındadır. Temiz enerji ekonomisine geçişte, yenilebilir enerji dağıtımı için akıllı şebekelere yatırım yaparak, enerji verimli üretimini teşvik ederek, toplu taşıma da düşük emisyonlu araçları yaygınlaştırarak hava kirliliğini azaltmaktır. Temiz hava ve suyu korumak anlamına gelir. Bunu da tehlikeli alan atıklarını temizleyerek, zehirli hava miktarını ve petrol, gaz ve kömürün sebep olduğu kirliliği azaltarak, bugün en fazla zehre maruz kalan beyaz olmayan topluluklar ve düşük gelirli aileler için fayda yaratmak önceliklerdendir. Düşük maliyetler hepimiz için gerekli. Enerji verimli evler aracılığıyla çalışan topluluğun ailelerinin enerji faturalarını azaltmak, rüzgar ve güneş enerjisine ulaşabilmeleri anlamına geliyor. Aynı zamanda toplu taşıma için daha sağlam seçenekler sunmak bu düzenin getirilerindendir. Son olarak dirençli topluluklar yaratmaktır. Toplulukların artan iklim riskleri karşısında güvenliklerini ve büyümelerini sağlamak için daha fazla kaynağa ihtiyaç olduğundan yola çıkarak; sellere direnç gösterebilmeleri için köprülere, kasırgalardan korunmak için sulak alanlarını iyileştirmelerine ve deniz seviyelerinin yükselmesinden etkilenmemek için kıyı korumalarına destek olmaktır. Tüm bunlar yeni yeşil düzenin temel yapı taşlarıdır” açıklamalarında bulundu.

MALİYETSİZ GEÇİŞ

Böyle bir dönüşümün hem dünya hem de Türkiye için maliyeti konusunda konuşan Özgen, “Türkiye’ye ilişkin dönüşüm maliyetinden başlamak daha kolay, çünkü bunun maliyeti neredeyse sıfıra yakın. Bugün Türkiye’de üretim yapacak mecali kalmamış zombileşmiş çoğu kirletici olan sektörleri sırf hayatta tutmak için akıtılan paranın haddi hesabı yok. Doğanın maliyeti olmaz. Geleceğimiz için bu düzene geçmek en sağlıklısı olacaktır. Böylesine kolayca geçebileceğimiz bir yol haritası neden izlenmesin? Herkes için daha iyisi olacak yolu izlemek, tüm canlılar için çok elzem” diye konuştu. Rana Beyza Öztürk / Özel Haber