Yaşar Üniversitesi’nde gerçekleşen “Yeşil Binalardan Yeşil Şehirlere Bütünleşik Enerji Verimliliği Kavramı” konulu seminere katılan Yeşil Bina ve Şehircilik Uzmanı Murat Doğru, çevre ve enerji sorunlarından bahsederek, yapılması gerekenleri anlattı. Sera Gazı Azaltım Eylem Planı ve İklim Değişikliği Eylem Planı konusunda uzmanlığı bulunan Murat Doğru, imar planlarında şehrin enerji yönetimi ile ilgili planlamaların bulunmasının önemine dikkat çekerek, “Tüketim topluluğuna geçmemiz dünyada kirliliği ortaya çıkardı. Dünyada nüfus 8 milyarı geçti.

Yeni müfredat taslağı için 45 bin 636 görüş bildirildi Yeni müfredat taslağı için 45 bin 636 görüş bildirildi

NASA’nın 18 uydusu çevre problemleri ile ilgili çalışıyor, verileri dünyaya gönderiyor. Çevre problemlerinin yapılaşma problemiyle iç içe girdiğini görüyoruz. Bu kadar büyük bir nüfus dünyada yer seçiyor, şehirleri büyütüyor, bu da çok büyük bir enerji talebi oluşturuyor. Artan nüfusla birlikte dünyada artan enerji talebini yönetebilecek bir yapılaşma sistemine geçmeliyiz. Şehirlerimizi iklime uygun hale getirmek için çalışmalıyız” diye konuştu.

"Daha yeşil bir şehircilik"

Birleşmiş Milletler’in 17 sürdürülebilirlik hedeflerinden 9’unun binalarla ilgili olduğunu söyleyen Doğru, “Binalar ve şehircilik problemi dünyadaki sürdürülebilirlik sorunlarının neredeyse yarısını oluşturuyor. Daha yeşil bir şehircilik standardına ihtiyacımız var. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ile yaptığımız çalışmada, 55 yapı normunun Türkiye’de olmadığını raporladık. Sıfır enerji bina Türkiye’de kabul edilmesi gereken bir gerçektir. Ülkemizdeki cari açığımızın en büyük sebebi enerji problemimiz. Türkiye’nin çok büyük avantajları var, bunları kullanmak gerekiyor. Avrupa’da birçok şehir sıfır enerji olmayan binalara ruhsat vermiyor. Şehir ve binalarda uygulamamız gereken stratejilerde binanın konumu ve sosyal ortamı da önemli. Sadece karbonu ele almamalıyız. Binaların içinde ve şehirlerde birtakım politikalar üretmeliyiz. Arazi kullanımı ve kentsel tasarım ile sürdürülebilir bir planlama yaklaşımı uygulamalıyız” şeklinde konuştu.

“Türkiye’dekinin 35’te 1’i kadar enerji harcıyor”

Entegre tasarım sisteminden bahseden Doğru, şunları söyledi: “Binalar çok önemli bir sera gazı emisyon kaynağı. Daha sürdürülebilir binalara, yeşil binalara geçtiğimizde, bina sera gazı emisyonlarının zaman içinde düştüğünü hesaplıyoruz. Günümüzdeki binalar ise zaman içinde sera gazı emisyonlarını artırıyor. Entegre tasarım yaklaşımı olmadan bu enerji problemini çözemeyiz. Avrupa’daki birçok ülkede entegre tasarım uygulanıyor. Örneğin, Almanya Freiburg’ta bir bina, Türkiye’deki bir binanın yüzde 35’te 1’i kadar enerji tüketiyor.” Sıfır karbon binalara geçiş için binaların entegre tasarım sistemiyle elektrikli binalar olarak yapılması gerektiğini belirten Doğru, “Yenilenebilir enerjiden elektrik temin ettiğinizde binanız sıfır karbon olabiliyor. Avrupa’daki genel yönelim de bu. Binalar artık tarım da yapılabilen binalar olarak üretilmek zorunda. Mevcut tarım alanlarını büyütmek işi çözmüyor. Gıda üretimi için şehirlerde kent tarımına geçmek zorundayız. Şehirde yaya yollarının tasarımı bile şehrin enerji probleminin parçası. Yaya yollarının yanlış tasarlandığı bir şehirde insanların toplu taşımaya yönlendiği görülüyor. Yeşil alanlar temiz alanlar olmalı ki yayaları cezbetsin ve şehirdeki emisyonlar düşsün. Avrupa’daki bazı eyaletler 10 yıl önce sıfır enerji binalara geçti. Binanın kendi enerjisini kendi karşılaması gerekiyor. Bu bizi güvenli bir kente götürür” diye konuştu.
Ülkedeki binaların mevcut durumu açıklayan Doğru, “Türkiye düşük kaliteli, ucuz binalarla inşaat sektörünü döndürmeyi, ekonominin çarklarını çevirmeyi tercih etti. Bu bir stratejiydi. Sonrasında da çok miktarda cari açıkla karşılaştı. Afetlerde de yüz binleri aşan ölümlerle karşılaştı. Almanya’da, 3 bin 500 Euro ile bir bina yaptığınızda neredeyse sıfır enerji bir bina oluyor. Zaman kaybetmeden bu politikaları Türkiye’de de hemen devreye sokmak lazım” dedi.

Kaynak: İHA