Korona virüs nedeniyle alınan kısıtlama tedbirleri tarım sektörünü derinden etkiledi. Tarım emekçilerinin ürünlerini satmada zorluk yaşadığını belirten Menemen Ziraat Odası Başkanı Arif Metin Karagöl, çiftçinin sorunlarını Ege Telgraf’a değerlendirdi. Ürünlerin hallerde satış için beklediğini ve pazarlara ulaşmadığını belirten Karagöl, kısıtlamaların ardından meyve ve sebze fiyatlarında artışlar yaşanabileceğine dikkati çekti. Yönetimlerin sorunu çözmek için adım atması gerektiği vurgusunu da yapan Karagöl, Gediz Havzası’nda yakın gelecekte kuraklık yaşanabileceği konusunda da uyardı.

‘ALICILAR YETERSİZ’

“Çiftçimizin ilk ürünleri mevsim şartları nedeniyle yanmıştı. Herkes bundan sonraki ürünler para getirecek diye sevinirken şimdi de yasaklar başladı” diyen Başkan Karagöl, “Sokağa çıkma yasağı nedeniyle pazarlar açılmıyor durum böyle olunca da çiftçinin hallere getirdiği mallar satılmıyor. Bu yüzden fiyatlar da bir hayli düşüyor. Çiftçi bir yandan üretmek zorunda, sebzeler mevsimlik… Son ıspanaklar toplanıyor, İstanbul’a götüremedikleri için buradaki hallere getirdiler. Çilek, bakla, yaprak, erik mevsimi… Fakat alıcı yetersiz olduğu için hallerde çok sorun yaşanıyor. Kendi ürettiğini pazarda satarak geçimini sağlayan da çok üyemiz var. Şimdi onlar da mallarını hale getirmeye başlayacak, haller de iyice sıkışmaya başlayacak. Şu anda çileğin kilosu 5 lira hem de tam reçel yapma zamanı. Güzelim çilekler satılmadığı için meyve suyu fabrikasına gidecek. Haldeki esnafımızla görüştüğümüzde manavların en fazla 1 ila 2 kasa ürün aldığını söylüyor. Zaten marketlerin sözleşmeli olduğu yerler var, meyve ve sebze haline uğramıyorlar. Şu anda insanlarımızın evden çıkamadığını biliyoruz. Ürünlerin vatandaşa ulaşmasında çok büyük problem var. Hükümetimizin ve yerel yönetimlerimizin bu soruna yeni bir çözüm bulmasını istiyoruz. Bu mallara erişim kolaylığı getirilmeli” dedi. Kısıtlamanın ardından fiyatların da yükselebileceğinin altını çizen Başkan Karagöl, “Şu anda ürünler çok, fiyat düşük ama alıcı bulamıyoruz. Önümüzdeki günlerde bu fiyatların yükseldiğini hepimiz göreceğiz. Şu anda çilek 5 lira, alıcı çıksa en fazla 6 ila 7 lirayı bulur. Böyle olunca da çiftçi mutlu olur. Biz asla 10 - 15 lira olsun demiyoruz. Yeter ki ürünümüz satılsın, kalmasın. Bizim tek derdimiz emek emek işlediğimiz ürünlerimiz heba olmasın” diye konuştu.

‘TARIM BEKLEMEZ!’

Sokağa çıkma yasağı duyurulduktan sonra tarlada ürünü bekleyen çiftçinin büyük bir tedirginlik yaşadığını söyleyen Başkan Karagöl, “İlk başta herkesin izin alması gerektiği duyurulmuştu. O yüzden insanlar ürünlerine bakmak için bile tarlaya gitmeye korkar olmuştu. Şimdi İçişleri Bakanlığı’ndan açıklama geldi; 'Bitkisel ve hayvansal ürünlerin üretimi, sulanması, işlenmesi, ilaçlanması, hasadı, pazarlanması ve nakliyesinde çalışanların' sokağa çıkma kısıtlamasından muaf tutulmaları kararlaştırıldı. Bu doğrultuda, ‘Tarımsal üretim faaliyetlerinde bulunduğunu il, ilçe tarım ve orman müdürlüklerinden alınan 'Çiftçi Kayıt Sistemi Belgesi' veya Ziraat Odalarınca verilen ve verildiği yılın tasdikini taşıyan 'Çiftçi Belgesini' ibraz ederek ortaya koyan çiftçilerin ayrıca e-Başvuru sistemi üzerinden 'çalışma izni görev belgesi' almalarına gerek kalmayacak’ denildi. Yeni açıklamalar gelince insanlar işleri yarım kalkacak diye çok korktu. En nihayetinde tarım beklemez. Mayıs ayı, ekim ayıdır. Çiftçilerimizin hepsi tarlada, herkes canını dişine takıp çalışıyor” dedi.

‘HESAPSIZLIK HAKİM’

Türkiye’nin ürün çeşitliliği bakımından zengin bir tarım ülkesi olduğu vurgusunu yapan Karagöl, şu ifadeleri kullandı: Önümüzdeki günlerde buğday ekimleri de başlayacak. 15-20 Mayıs gibi çiftçilerimiz buğdayları tarlalarla buluşturacak. Çok şükür ülkemizde bugüne kadar tarımsal gıda açısından çok sıkıntı çekmedik. Zaman zaman çeşitli spekülasyonlar oluyor ama çok da sorun olmuyor. Biz zaten ithal ürün sevmiyoruz. Az yeriz, idare ederiz. Yeter ki dışarıya para gideceğine kendi çiftçimizi destekleyelim, emekçimizin kazanmasına müsaade edelim. Bakın, düzensiz bir yapılaşma var. An geliyor patatesi dışarıdan ithal ediyoruz, an geliyor patatesler sokaklara dökülüyor, devlet alıp onu vatandaşa dağıtıyor. Bu bir düşüncesizlik ve hesapsızlıktır. O yüzden de artık tarımda düzeni sağlamamız lazım.

KURAKLIK UYARISI

Pandemi ve mevsim şartları nedeniyle tarım emekçilerinin bu yıl zor bir süreç geçirdiğini de hatırlatan Menemen Ziraat Odası Başkanı Karagöl, “İzmir’de yağış oldu, tabiat beslendi ama sulama kaynaklarımız Salihli Demirköprü Barajı’ndan, Menderes’ten geliyor. Bu yaz müthiş bir kuraklık olacağını düşünüyoruz. Gediz Havzası 1 milyon dönümlük araziye sahip. Arazilerimizin sulanması için Demirköprü Barajı yapılmış durumda. Barajdaki su durumu şu anda yüzde 12’lerde. Yaklaşık 25 günlük sulama suyumuz var. Salihli, Ahmetli, Turgutlu, Manisa, Muradiye, Menemen, Foça ve Aliağa buradan gelen suyu kullanıyor. Bu suyu biz nasıl paylaşacağız? Diğer bölgelerde de durumun aynı olduğunu biliyoruz. Bize yazı geldi, kuraklıktan etkilenen bölgelerin arasında Menderes Havzası da var. Çiftçimiz bu yıl durmadı, çalıştı. Ekti, dikti… Şu anda mısır, pamuk, ayçiçeği gibi yaz ürünleri dikilmeye çalışılıyor. Biliyorsunuz, bunlar suyu en çok seven ürünler. Ancak suyumuz az olduğundan verim neredeyse yüzde 50 düşecektir” açıklamalarında bulundu. İlçedeki hayvancılık sektörünün de zorlu bir süreçten geçtiğinin altını çizen Menemen Ziraat Odası Başkanı Arif Metin Karagöl, “Süt fiyatları düşerken yem fiyatları giderek artıyor. Ortalama bir ay içerisinde neredeyse 3 ila 4 defa yeme zam geldi. Bu da üreticiyi gerçekten çok zor duruma soktu. Üreticinin dayanacak gücü kalmadı. Tarım sektöründeki sıkıntıların hepsi hayvancılıkta da var. İnşallah yeni fiyatlar açıklanır da üretici bir nebze olsun rahatlar” diye konuştu. Yağmur Gülü / Özel Haber