Karabağlar Belediyesi’nin ilk meclisinde (2009-2014) CHP meclis üyesi olarak görev alan ve Karabağlar Kent Konseyi Başkanlığı görevlerinde yer alan Uğur Yelekli, Kürüm’ün ilçe için yaptıklarını ve çalışma tarzını anlattı. Yelekli’nin yazısı şöyle:

Bu dünyadan bir Sıtkı Kürüm geçti

Cenazesinde Karabağlar Belediyesi’nde çalışan işçiler tarafından gönderilen çiçekteki yazı her şeyi ifade ediyor: Karabağlar Belediyesi'nde çalışan evlatların...Hikaye 2000’li yıllarda başladı. O yıllarda CHP Konak İlçe Başkanı olarak işini ailesini ihmal ederek verdiği mücadele onu 2009 yılında Konak’tan ayrılıp yeni ilçe olan Karabağlar’a belediye başkan adaylığına taşıdı… Aslında ona, “Bırak Karabağlar’ı Konak’a aday ol. Bu durumda Karabağlar’da seçim kayıp” denmişti ama o, “Hayır ben zoru severim. Karabağlar’ı ekibimle birlikte kazanacağım” dedi ve hep birlikte yola çıktık. Öyle bir çalışma temposu gösterdik ki gecenin üçünde CHP’ye oy vermeyen kitlelerin kanaat önderlerini ikna etmek için evlerinde toplantılar yaptık. Bir günde 3 ayrı miting yaptık. Hatta bir mitingde hep beraber sahnedeyken Sıtkı başkanım konuşma yaparken o anda bir hayvan sever konunun dışına çıkarak, “Peki hayvan hakları için ne düşünüyorsunuz?” dediğinde bir an duraklayıp, “Havada sineğin bile hakkını koruyacağız” dedik. Aynı gece, “Abi, nereden aklına geldi o cevap?” dediğimde, “O an önümden bir sinek geçmişti” dediğini hiç unutamam. Ve seçim günü geldi biz 12 bin oy geriden geldiğimiz seçimi 32 bin oy farkla kazanarak Karabağlar Belediyesi’ni kazandık. Kazandık ama belediye binası bile olmayan dolayısıyla bilgisayar- internet altyapısı oluşturulmamış 450 bin nüfuslu bir ilçeyi kazanmıştık. Aydın Mahallesi'nde bir parkın içinde altta vezne olan üstte 2 odalı 40 metrekare bir binayı belediye olarak devraldık.Başkan yardımcıları bile vatandaş görüşmelerini parktaki banklarda yaptı uzun bir süre. O atmosferden bugünkü belediyenin yaratılması hiç ama hiç kolay olmadı aslında. 'Benim iki Fatma’m var' İlk önce emek veren güç veren yetenek sahibi gençleri belediyeye alarak ve onlarla abi kardeş ilişkisi kurarak bir aidiyet duygusu yarattı. Herkes işine o kadar sahip çıkıyordu ki gece gündüz zaman kavramı olmadan işini aşkla yapıyordu. Sokakta gördüğü mağdur gençten etkilenir işe alır, geçmişte partisine emek vermiş güç vermiş emekliliklerine bir kaç yıl kalmış geçmiş ilçe başkanlarına, “Hadi Karabağları yüceltmeye siz de katkı koyuyorsunuz” diye işe alarak onlara hem sorumluluk vermiş hem de maalesef bugün hâlâ eksik olan vefayı göstermiştir. Şantiyeci kişiliği ile ele aldığı ilk iki proje Yeşilyurt Karafatma Dağı ve Uzundere’de atıl bir dağı cennet bahçesi haline getirmekti. Karafatma Dağı’na dozerleri sokarak oradan elde ettiği binlerce kamyon taşla eşsiz bir alan yarattı. Belediye işçilerinin emeğini unutmadan öyle büyük bir tasarruf örneği gösterdi ki belki de bir büyükşehir Belediyesi'nin bile cesaret edemeyeceği tarihe damga vuran işlerdi. Ailesini ve işini o kadar seviyordu ki Karafatma Dağı’ndaki çalışmalarda dozerin üstünde, “Benim iki Fatma’m var. Biri evdeki Fatma 2’incisi buradaki Fatma” cümlesi hiç unutulamaz. Uzundere Rekreasyon Alanı Projesi yeni kurulan, imkansızlıklar içindeki bir belediye için hayaldi ama o “Alsancak’ta Karşıyaka’da Konak’ta ne varsa burada olacak. Burada yaşayan halkımız, gençlerimiz, çocuklarımız buna layık” diyerek Karafatma Dağı’ndan getirttiği taşlar ile hem o projeyi bitirdi hem de Uzundere’nin değerini ortaya çıkararak oradaki kentsel dönüşümün önünü açtı. Yetmedi parça parça kiralık yerlerde dağınık şekilde çalışan müdürlükleri bir araya toplayıp Karabağlar’a bir belediye hizmet binası kazandırmak için kolları sıvadı. Bugün para ile alınamayacak devasa bir binayı Karabağlar’a kazandırdı . Ama ne acıdır ki o kazandırdığı binada oturmak nasip olmadı, onun çok sevdiğim bir cümlesi gerçek oldu. Ama buraya aktarmayacağım. Aday gösterilmedikten sonra yaşadığı vefasızlıkları yazmayacağım ama vefatından sonra belediyenin önündeki tören olsun camideki kalabalıktaki işçilerin vefayı da unutmayacağım. Onlar için Sıtkı Kürüm bir baba bir abiydi. onlar babalarını, abilerini kaybetti Karafatma Dağı’nda çıkardığı taşlar ile ilçede bir Sıtkı Kürüm modeli yaratmıştı. Şimdi taşlar ağlıyor ve hep ağlayacak. Son olarak, hiçbir zaman şunu aklımızdan çıkarmayalım, belediye başkanı, milletvekili olabilirsiniz ama arkanızdan her şey konuşuluyorsa siz hiçbir değilsiniz. Daha doğrusu olamamışsınız. Bu dünya olgunlukla güzeldir! Ama geride bıraktıklarınınız sizin arkanızdan ağlıyorsa siz her şeysiniz ve olmuşsunuzdur. Mekanın cennet olsun sevgili abim.