Ekonomi Muhabirleri Derneği İzmir Şubesi’nin gerçekleştirdiği çevrimiçi toplantının konuğu İzmir Atatürk Organize Sanayi Bölgesi (İAOSB) ve Organize Sanayi Bölgeleri Derneği (OSBDER) Yönetim Kurulu Başkanı Hilmi Uğurtaş oldu. Sanayicinin korona virüs (Kovid-19) salgın sürecinin başından beri gösterdiği performansı değerlendiren Uğurtaş, 11 Mart sonrasında bazı sektörlerin ciddi şekilde üretimde sıkıntılar yaşadığını dikkat çekerek, “Birinci elden gıda üretimi dışındaki sektörler kapanmak zorunda kaldı. Üretim durdurdu. Birçok sektör için hükümetin aldığı destekleme kararları vardı. Bazı sektörler bunun dışında kaldı. Her iş birbiriyle bağlantılı olduğu için destek alamayan sektörlerde o desteklerden yararlanması lazımdı. İşçi çıkarılmasının önlenmesinde alınan karar, kredi oranlarının arttırılması, faizlerin düşük olması, SGK kredilerinin ötelenmesi gibi kararlar oldukça yerindeydi. Ancak Eylül-Ekim gibi bunlar tekrar ödenmeye başlandığında biz bunları nasıl ödeyeceğiz düşüncesi var. Bu ödemeler kaç ayda yapılacak. Ya da işler açılmazsa gerekli kaynaklar işverenler sağlayamazsa ne yapacağız? Bu sorular askıda duruyor. Bu konuda hükümetten bir plan bekliyoruz. Çünkü borçlar ötelendi ama silinmedi. Bizim bunları bilmemiz hakkımız” diye konuştu.

‘YEKDEM SABİT OLMALI’

Elektrik ve doğalgazda yüksek fiyatların sanayicinin maliyetlerini artırdığını belirten Hilmi Uğurtaş, “YEKDEM mekanizması sabit tutulmalı. Yenilenebilir enerji kaynaklarından garantili ve yüksekten alınan enerjiyi sanayiciden alınırken sanayiciyi öngörüsü bırakmam hiç doğru değil. Bu konunda ne yazık ki ciddi bir çalışma yok. Öte yandan doğal gaz fiyatları 170 dolardan 120 dolara düşüyor ancak fiyat gerilemesi varken bizim doğal gaz fiyatları düşmüyor. Bunlar sanayicinin maliyetlerini artırıyor” dedi. Yeni normale dönmenin kolay olmayacağını vurgulayan Başkan Uğurtaş, “Türkiye genelinde üretimin kayıpların yüzde 50’yi geçtiğini gördük. İAOSB’de kapasite kullanım oranı yüzde 15-20 gibi düştü. İşsizlik, istihdam kayıpları bizi bekleyen en büyük problem. İşçi çıkartmak istemiyoruz ama üretim yok, çalışana ödeme yapmak zorundayız. Bu ciddi bir istihdam kaybına yol açacaktır. Türkiye önümüzdeki süreçte bunları odaklaması ve bunu nasıl çözeceği konusunda karar vericilerin çalışması gerekiyor. Üretim kalemleri, sanayi üretimi bir an önce normale döneceğini düşünmüyorum. Üretimin artması için sadece Türkiye’nin normalleşmesi yetmez, dünyanın normalleşmesi lazım. Türkiye, 2020 yılında küçülmeden yüzde 1 büyümesi bile büyük başarı olur” dedi.

KIDEM TAZMİNATI

Kıdem tazminatıyla ilgili gelişmelerle ilgili gazetecilerden gelen soruyu da cevaplayan Başkan Uğurtaş, tazminatların fona peşinen aktarılması durumunda bu bütçenin işvereni zorlayacağını söyledi. Uğurtaş şöyle konuştu: “Kıdem tazminatı çalışanlarımızın hakkı. Ama sendikalı olmayan ya da kamuda çalışmayan birçok çalışan maalesef yıllarca çalışmasına rağmen bu haklarını alamıyor. Çalışanların gelecekle ilgili kaygılarını garanti altına alacak bir çözümü, işveren, devlet ve sendikalar yan yana gelerek bulmalı. İşveren açısından da kıdem tazminatlarının birden bire fona aktarılmasını beklemek pek gerçekçi olmaz. Bugün ki sanayicinin tablosu ortada, kaldı ki bu tablo böyle olmasa bile Türkiye’de birçok sanayici o tazminatları işletme sermayesi olarak kullanıyor. Ancak gün geldiği zaman ödeyebiliyor. Tabii ki ben bu açıdan bakmıyorum ama fona aktarılacak kaynak bir anda sanayicinin cebinden çıkacaksa bu biraz hayal gibi geliyor. İnsanlar SGK primlerini ya da vergi borçlarını ödeyemezken hiç hesapta olmayan her işletmenin tüm çalışanların tazminatını ödemek kolay değil. Mümkün değil bu, ödenmez.”

KİMİ KASTETTİ?

Uğurtaş, sanayici ve üreten herkesin meslek kollarının üst yapı örgütlerinin olduğunu, bu örgütlerde görev alan kişilerin yönetenlere sorunları aktarması gerektiğini belirterek, etiket için koltukta oturmanın doğru olmayacağını belirtti. Utkucan AKKAŞ