Türkiye’de hızlı şehirleşme ile yaşanan en büyük problemlerden biri otopark ve trafik sorunu. 
En geniş caddelerde bile ikinci, üçüncü sıra parklanmalar ile şehrin trafik akışını mahvedenler, birbirine saygı göstermeyen sürücüler, istediği her noktaya özgürce araç park edebileceğini zannedenler derken trafik kültürü ülkemizin toplumsal yapısını gösteren en önemli deneyimlerden biri.

Şehrin merkezi noktalarında Şair Eşref, Talat Paşa, Fevzi Paşa ve Gazi Bulvarı gibi noktalardan araç ya da yaya olarak geçiyorsanız sağ şeritte adım başı park eden, ikinci sıraya taşan ve trafik akışını yavaşlatan araçları fark edebilirsiniz.

Karşıyaka İskele’den neredeyse Nikah Sarayı’na kadar da aynı manzara. Konak Katlı Otopark’ın çevresi, Alsancak Liman Bölgesi ve daha aklınıza gelebilecek bir sürü nokta benzer şekilde. Hali hazırda yetersiz olan ücretli otoparkların bir kısmı boş ancak trafiğin akması gereken en merkezi noktalarda gereksiz işgal nedeniyle artan bir trafik sorunu mevcut.

Şehirdeki otoparkların yetersiz olduğu bir gerçek. Ayrıca otopark sayısının artırılmasıyla merkezi noktalara özel araçla gelmek isteyen bir artı kitlenin yaratılacağı da biliniyor. Kent çeperlerinde ise yeraltında ya da yer üstünde katlı otoparklarla lokal çözümler getirilmesi şart.

Otopark sorununun bir başka yansıması da resmi kurumların bahçeleri ve çevrelerinde yaşananlar. Yolunuz merkezi noktalardaki hastanelere düşerse ve özel araçla gitmek durumundaysanız otopark konusunu öncesinde çözmeniz gerekiyor.

Aracınızı uygun bir otoparka koyup hastaneye geldiğinizde ise neredeyse hastane girişinden doktorun odasına kadar özel araç işgali ile karşılaşıyorsunuz. 

Bu yazıyı Alsancak Nevvar Salih İşgören Devlet Hastanesi’nin bahçesinden yazıyorum. Hastane bahçesi Alsancak’taki en sakin yerlerden biri olması gerekirken açık otopark olarak ayrıcalıklı bir zümre tarafından kullanılıyor.

GÜVENLİK OTOPARKÇI

Hastaların, ziyaretçilerin oturabileceği, dinlenebileceği bankların arasında bile araç parklanmaları var. Araçların arasından geçerek ana binaya ulaşabiliyorsunuz. Yoğun araç giriş-çıkışı, korna sesi ve şoför-güvenlik görevlisi muhabbetlerine tanık olduğum anlarda güvenlik görevlilerin otopark çalışanı gibi araç giriş çıkışlarını yönlendirdiği, bağırış çağırış arasında soluk almaya çalışıyorsunuz.

Tüm bu karmaşa içerisinde bir güvenlik görevlisi ile hastaneye bisikletle gelen bir hasta arasındaki diyaloga da tanık oldum. Bisikletini kilitleyerek hastaneye girmeye çalışan hastaya ‘Bisikletinizi kaldırın, giriş-çıkışa engel oluyorsunuz’ diye bir cümle kurunca güvenlik görevlisi bana bir gülme geldi. Adım başı park eden araçların arasından geçilebilirse bisiklet çok da engel olmazdı diye düşünüyorum.

Hastaya, arabalara, bisikletlilere, kurallara, çevreye, her şeyden en önemlisi insan verilen kıymeti düşündüm bir kez daha.