Ne varsa her şey hatırımda Sanki daha dünmüş gibi Senden gelen senin olan Ne varsa her şey hat...

Ne varsa her şey hatırımda Sanki daha dünmüş gibi Senden gelen senin olan Ne varsa her şey hatırımda Ah ay o günler o günler Şimdi yabancı gibiler Bir günlük mutluluğa Bir ömür alıp gittiler Ne günlerdi ah o günler Biliyorsunuz değil mi? İzmir’in dağlarında çiçekler açar, sokakları deniz, efkarı Sezen Aksu, Kibariye, Tanju Okan, Ferdi Özbeğen kokar… Ne güzel memlekete sahibiz canım… Kalbinden sanatçı doğuran, sanata ilham olan bir şehir… Resmen karış karış bereket, güzellik, uygarlık, özgürlük… İçimizi tutamayışlarımız, dik başlılığımız hep o yüzden… Tabi bazen de yavaş yavaş işleyişimiz, tadını çıkarışlarımız… Şöyle bir geçmişe bakıyorum da… Hani bazı şehirler vardır; bakanlar, ‘Eskiden çok güzeldi. Şimdi değişti…’ der. Ben de İzmir’e baktığımda aynı şeyleri söylüyorum ama farkla: Eskiden çok güzeldi, şimdi de bir başka güzel… Zamana, teknolojiye, insanlığa rağmen her dem ayrı bir güzel olan kaç şehir sayabilirsiniz ki? Değişmedik mi, evet değiştik… Ama havasından mı suyundan mı, taşından mı toprağından mı, insanının huyundan mı bilinmez… İzmir, hep İzmir, daima İzmir… *** Dün bir haber sitesinde ilginç bir gündeme rastladım… Belki okumamışsınızdır diye de sizinle paylaşayım dedim… Hindistan'da başkent Yeni Delhi yakınlarındaki Uttar Pradesh'te gerçekleşen bir düğün, matematik sorusu nedeniyle iptal edilmiş Evliliklerin çoğunun ailelerin ayarlamasıyla yapıldığı Hindistan'da, düğün alanına gelen damat, gelin tarafından kendisine sorulan çarpım tablosunu yapamamış. Bunun üzerine gelin, 'matematiğin temellerini bilmeyen biriyle evlenemeyeceğini' söylemiş. Arkadaşları ve aile üyeleri ise, fikrini değiştirmesi konusunda gelini ikna edememişler. Kafamda deli sorular… 2+2= 4 6x6= 36 2+2 x (6x6)=? Yandın çık!Bir yandan vay be mantığa bak, aslında bir yandan bakınca hak vermeli mi acaba…’ diye düşünüyorum. Diğer yandan ise…Kalpteki insanlık nerede kaldı?’ ifadeleri aklımdan geçmiyor değil… Tabi konuyu bilemeyiz; neler yaşandı, korkulan neydi… Ama en nihayetinde evlilik çok zorlu bir karar. Çevremde o kadar çok kişi var ki, bir gönül çarpıntısına hayatını bağlamış, iki boncuk göze kapılıp neyin ne olduğunu bilmeden dünya evine balıklama atlamış. Hiç kimseyi beğenmeyip sararıp solanlar da yok mu, var tabi… Ama bu evlilik… Şimdilerdeki gibi kağıtlarda yazılı değil, gönüllerde mühürlü bir bağlılık olması gerekiyor… Aman dikkat! Kimseye Hintli ablamız gibi üniversite sınav kitapçığı muamelesi yapın demiyorum ama aklınıza sinmeyen, gönlünüze uymayan, ‘Mi acaba?’ dediğiniz bir şey varsa atlamayın kardeşim balıklama o kuyuya… Bu bazen hoşunuza gitmeyen bir söz olur… Bazen insanlara davranış… Bazen iç karakter… Bazen ise matematikte yetkinliği… Yeter ki aklınıza takılmasın… E o zaman… Sepet sepet yumurta, sakın bu sözlerimi unutma… Beni takip etmezsen, vallahi küserim, mektubunu keserim… Bu arada sorunun cevabı 144. Boşuna debelenmeyin diye veriyorum sonucu. Haftaya görüşürüz!