Çarşamba televizyona kapılmışım, hafiften başım döner gibi oldu. Yanımdakilerden biri ‘Deprem oluyor’ dedi, dikkatimi topladım, deprem oluyordu. Etrafımdakilerin kaçmakla kaçmamak arasında ‘Ne yapalım...

Çarşamba televizyona kapılmışım, hafiften başım döner gibi oldu. Yanımdakilerden biri ‘Deprem oluyor’ dedi, dikkatimi topladım, deprem oluyordu. Etrafımdakilerin kaçmakla kaçmamak arasında ‘Ne yapalım?’ der gibi baktıklarını fark ettim. Allah var ya, içimden kalkıp kaçmak da gelmedi. Deprem durur gibi oldu ama devam ediyordu. İçimden gelen bir sesle ‘Ya bırakın kaçmayı’ diye seslendim. Devam ettim konuşmaya, ‘Oturun, Allah’ın dediği olur.’ Bir süre sonra televizyon deprem olduğunu, merkez üssünün Manisa olduğunu, İzmir ve İstanbul’dan hissedildiğini altyazı olarak verdi. Deprem Manisa Merkez’den on beş Kilometre uzakta meydana gelmiş. İnsan oğluyuz ya yine unutuverdik depremi. Halbuki artçı depremler kısa aralıklarla devam edip durmuş bütün gece. Perşembe akşamı bir yandan cuma mesajlarına bakıyorum bir yandan haber dinliyorum ki, Ankara’da da deprem olmuş. Gayri ihtiyari ‘Haydaa!’ demişim. İşte perşembe akşamı içime kuşku yılan gibi çöreklendi. Sıkıldım sıkıldım ama niye sıkıldığımı çözemiyorum. Cuma 20.55’te haber: Elazığ’da deprem! Duyar duymaz ‘Alllahh!’ demişim, yüreğim titredi sanki. ‘İşte sıkıntının sebebi’ dedim kendi kendime. Durumu endişe ile merak ederken 6.8 şiddetinde denince bir kez daha ‘Of!’ dedim. Hepimizin kulakları yeni haberlerde… ‘Ölü var mı? Aman yarabbi! Sen koru bu kış kıyamette özellikle çocukları’ dedim. Elazığ ile birlikte Malatya’nın da küçük bir kısmında durum aynı. Televizyonda bütün dizilerde gırtlağını yırtarcasına bağıranlar, silahlar, kabadayılar, kahramanlar, caniler, katiller, yalancılar… Zaten sinirleri bozuyor bu bozuk ruh hali. 41 ölü ve birçok kurtarılan kardeşimiz… Ancak göğsümüzü kabartan tarafa gelelim: Bunca üzüntü içinde.3.500 personel, 22 arama kurtarma köpeği, 636 kara aracı, üç hava aracı, 21 kamu kurumu ve sivil kurum Elazığ’daydı. 45 vatandaş kardeşim kurtarıldı tamı tamına 45 kişi… 45 umut 45 hayat… Anne, baba, dede, çocuk, AFAD sayesinde, herkesin sayesinde Elazığ’da bir millet gördüm, herkes gördü, dünya gördü. 1607 yaralı vatandaştan 1525’i taburcu oldu. 4 vilayetteki incelemelerden 11 bin 32 binadan 2876’sı ağır hasarlı, 264 yıkılmış, 42’si acil yıkılacak bina ve toplam 21 deprem 1022 artçı deprem tespit edildi. Kısaca, göz yaşartan bu birlik beraberlik ruhu teselli noktamız oldu. Bir konu biraz canımı sıkmıştı. Bazı televizyonların işin suyunu çıkaracak kadar abartıları, bizi saf alık zannederek yayın yakışık almıyor. Herkes ama herkes görüyor biliyor ve anlıyor. Bir kısım insanlar beklentisiz oradaydı. Belediye başkanları oradaydı. Esasen Elazığ’a koşmak, kardeşlerimize yardım boynumuzun borcu, hepimizin boyun borcu… Nitekim öyle olduğunu gördük. Millet, devlet, halk herkes birlikti. Hepsi var olsunlar, hepsine canım feda, devletime kurban olayım, hepsine sonsuz teşekkürler…