Bazen bir konu takılır kafama üşenmeden gider izler, sonra işi bilenlerden sorarım. Çünkü yanlış/eksik bilgi aktarmanın vicdani sorumluluğu büyük. “İnsan bilmediği konunun cahilidir” sözünü bilip d...

Bazen bir konu takılır kafama üşenmeden gider izler, sonra işi bilenlerden sorarım. Çünkü yanlış/eksik bilgi aktarmanın vicdani sorumluluğu büyük. “İnsan bilmediği konunun cahilidir” sözünü bilip de cahilliğini kabul etmeyenler yüzünden internet, bilgi çöplüğüne/kirliliğine döndü. Sadece bu olsa keşke. Dünyamızı zehir etti bu cahiller ve bunlara inanan zavallılar. Araba kullanmayı bir türlü öğrenemedim. Bu konudaki yeteneksizliğimi kabul ediyorum. Öğretmenlik yıllarımda öğretmenler kurulunda “Öğrenemeyen öğrenci yoktur, öğretemeyen öğretmen vardır” derdim. Her insanın yeteneği farklıdır elbette. Eğitim öğretim konusunda Köy Enstitüleri yeteneklere göre eğitiyordu. Şimdi yeteneğe göre değil, aldığı puana göre çocuklar okullara yerleşiyor. Köy Enstitüleri’nin kapatılmasına hep karşı çıkmışımdır. Çocuklar toprak ağalarının hayvanlarını gütmesin diye kapatıldı deniyorsa da bana göre öyle değil. Yeniden canlandırılsa diyorum ama mümkün görünmüyor. Geçen hafta sonu direksiyon sınavlarının yapıldığı alana gittim. İzledim. Sınavı geçemeyenlerin tepkilerini, geçenlerin yüzündeki mutluluğu gördüm. Karşıyaka İlçe Milli Eğitim Müdürü Mustafa İslamoğlu ile iyi görüşürüm. Öğretmenlik dönemimde şube müdürüydü. O günden beri kararlı ve yenilikçi çalışmalarından dolayı sever, sayarım. “Hedefimiz Karşıyaka’da eğitimde farkındalık yaratmaktır” sözü beynime kazınmıştır. Sınavı çok önemsediğinden her sınavda şube müdürleri ve kurum çalışanları ile oradaymış. Denk geldim orada. Sürücü kursu sahipleri ile sınavın önemini konuşuyordu. Onları dinlediği ve onlarla görüştüğü için kurs sahiplerinin memnuniyeti gözlerinden okunuyordu. Kulak misafiri oldum. Diyordu ki “Araç kullanmayı bilmeden direksiyona geçenin pimi çekilmiş bombadan hiçbir farkı yok” gerçekten çok doğru bir yaklaşım. Eksik eğitim alan ya da eğitim almadan araç kullanan ile karşılaşanın can ve mal güvenliği tehlikede olur. Araç kullanmayı öğrenmeden sürücü belgesi vermek onun yaşatacağı kazanın suç ortağı olmak demektir. Sürücü kurslarına kayıt olanların eğitim koşullarını sormadan ücreti konuşmalarına üzülüyorum. Bana göre sürücü kurslarının aldığı ücret yükseltilmeli, araç kullandıracak düzeyde eğitim vermeyen kurslara da caydırıcı cezalar verilmeli, eğitimin kalitesi artırılmalı. Hatta sürücü kurslarının araçlarını belli sürelerde yenilenmeleri için devlet desteği de sağlanmalı. Sürücülerin belli aralıklarla sağlık, özellikle de psikolojik durumları gözden geçirilmesi için düzenlemeler yapılmalı. Karşıyaka’da sürücü kurslarının ustası rahmetli Emin Sular’ın sürücü eğitimine verdiği katkıyı çok iyi bilirim. Şimdi rahmetli babalarından aldıkları bayrağı ileriye götürmeye çalışan çocukları Özgül ve İlkay ile zaman zaman görüşürüm. Onlara rahmetlinin bana emanetisiniz derim. Sürücü eğitimini vermekle kalmadılar, kurdukları pistte ileri sürüş eğitimlerini de veriyorlar. Bu eğitimi ülkemin ileri gelen şirket ve kurumlarına vermeleri de göğsümü kabartıyor, gurur veriyor. Karşıyakalı çok iyi sürücü kurslarına sahip olduğu için bence şanslı. Sürücü kurslarının birlik ve dayanışma içerisinde olmaları güçlerine güç katacaktır. Ne yazık ki bizim toplumumuzun tipik yapısı bireysel yaşama onlara fazlasıyla yansımış. Yüzlerce kursiyerin sınavlarda sıcaklarda güneşin altında, yağışlı havalarda yağmurdan ıslanmalarına önlem alınmamış. Bunun için belediyeden çözüm bekleyişinde olduklarını anladım. Her sorunda aradığımda çözüm sağlayan Karşıyaka Belediye Başkanı Basın Danışmanı İlker Çoban beyi aradım ve kendisine ilettim. Umarım o kursiyerleri güneşten ve yağmurdan koruyacak bir çözüm bulur. Son söz “Eğitimde feda edilecek tek bir fert yoktur” Mustafa Kemal Atatürk