Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında toplanan Cumhurbaşkanlığı Kabinesi ülke gündemini ve koronavirüsün güncel seyrini değerlendirdi. Yeni koronavirüs tedbirlerini açıklayan Erdoğan şu sözleri kaydetti: "Salgın sürecinde sağlık sistemimiz takdire şayan bir farklılık ortaya koydu. Türkiye, güçlü duruşu sayesinde geleceğine güvenle bakabilmektedir. Hastane açarız beğenmezler, fabrika açarız kulp takarlar, yol, otoyol metro açarız burun kıvırırlar. Halbuki böyle bir dönemde dünyanın her yerinde meslek kuruluşları, medya, sivil toplıum kuruluşları gibi yapılar ülkelerinin yanında yer almıştır. Tıpkı diğer eserlerimiz gibi ardı ardına açtığımız hastaneleri, oradaki hizmetleri görmeyenler bu imkanlardan en çok faydalananlardır. Kinleri akıllarının önüne geçmiş bir kesim ihanet derecesindeki husumetlerinden vazgeçmedi. Bizim her türlü tenkide sonuna kadar saygımız var. Siyasi rekabetle ülke ve millet menfaatlerini ayrı tutmayı ahlaki sorumluluk olarak görüyoruz. Karşımızdaki en tatsız manzaranın sorumlusunun biz olmadığını gayet iyi biliyoruz. Bizim tek baktığımız yer milletimizin ne istediğidir. Hakkın ve hukukun nereyi işaret ettiğidir. Salgının seyrine göre gerektiğinde yeni tedbirleri hayata geçiriyoruz. Salgınla birlikte hayata geçirdiğimiz sosyal koruma kalkanı kapsamında çalışanlarımıza ve dar gelirli vatandaşlarımıza yaptığımız ödemelerin tutarı 38 milyar liraya ulaştı. Nakdi ücret desteği kapsamında 1 milyon 976 bin kişiye 4,4 milyar lira ödeme yapılmıştır. Havaların soğumasıyla birlikte artacak mevsim hastalıkları Kovid-19 ile benzerlikler taşıyacağı için süreci çok ciddi şekilde yürütmemiz gerektiğinin farkındayız. YÜZ YÜZE EĞİTİM AÇIKLAMASI Bugün yüzyüze eğitimin kapsamını genişletme kararı aldık. 2. 3. ve 4. sınıflarda da yüzyüze eğitimi başlatıyoruz. 8. ve 12. sınıflar eğitime başlayacak. 500 bin öğrencimize ücretsiz tablet bilgisayar vereceğimiz bir süreci başlattık. önümüzdeki haftadan itibaren bu tabletleri MEB olarak dağıtmaya başlıyoruz. Son 10 yılda bölgemizde yoğunlaşan kriz ve çatışma alanlarına baktığımızda Türkiye'nin tam manasına bir kuşatma altına alınmaya çalışıldığını görüyoruz. Bu kuşatma projesinde asıl hedefin Türkiye olduğu çok açıktır. Türkiye güçlü bir şekilde ayakta kaldığı müddetçe senaryoların başarı şansı olmadığını bizim kadar bu oyunu planlayanlar da biliyor. Milletimiz kadim medeniyet, tarih ve devlet birikimi bu konuda bize ışık tutuyor, yol gösteriyor. Bu dönemde geniş bir coğrafyada halklar nezdinde oluşturduğumuz geniş dostluk ve kardeşliği arkamızda görünmeyen güç olarak kabul ediyoruz. Verdiğimiz her şehidimizin acısı yüreğimizde ilk günkü gibi tazedir. Ekonomik saldırılarla sıkıntıya düşen her vatandaşımızın derdi bizim de derdimizdir. Ekonomik ve sosyal yönden olumsuz etkilenen, her insanımızın sıkıntısı bizim de sıkıntımızdır. Bu fedakarlıkların hiçbiri boşa gidmiyor. Türkiye terörle mücadelede tarihinin en başarılı dönemini yaşıyor. Yıllarca Türkiye'ye verdikleri hiçbir sözü tutmayıp, üstüne bir de bizi suçlayanları artık lafa değil icraata bakan çizgiye çektik. Bugün Türkiye ekonomisini çökertmeye yönelik saldırıları göğüsleyebilecek ve hedeflerine doğru kararlılıkla yürüyebilecek bir yere gelmiştir. Küresel tüm meselelerde ülkemizi dışarıda bırakıp sadece alınan kararlara tabi kılma politikalarını tümüyle çökerttik. Türkiye'ye verdikleri hiçbir sözü yerine getirmeyenler, üstüne bir de bizi suçlayanların artık lafa değil icraata bakılan bir çizgiye çektik. Türkiye onurlu ve etkin bir konumda bulunuyor. Türkiye hedeflerine doğru kararlılıkla yürüyebilecek bir yere gelmiştir. Türkiye insanlığın ortak vicdanı olarak her konuda söz söyleyebilecek ve bunu dinletebilecek bir iradeye sahiptir. İnşallah halen çektiğimiz sıkıntıların karşılığını çok yakında alacağız. Karadeniz'de keşfettiğimiz doğalgaz rezervi bunun ilk işaretidir. İnşallah Akdeniz'de müjdeli haberler bekliyoruz. Uluslararası toplum Karabağ'ın bir bölümü Ermeniler tarafından işgal edilirken maalesef bu alçaklı karşısında sessizliğe bürünmüştür. İnsanlığın yüz karası katliamlar gerçekleştirilmiştir. Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı bünyesinde oluşturulan Minsk grubu sorunu çözmek yerine adeta çözümsüzlüğe terk etti. Kardeş Azerbaycan halkı yıllarca hem işgalin hem kayıplarının acısı ile yaşadı. Ermenistan geçmişte yaşadığı cürümlerin bedelini ödememiş olmanın şımarıklığı ile yeniden Azerbaycan topraklarına saldırınca hiç beklemediği bir şeyle karşılaştı. Dünya haydut devletlerden ve onların haydut yöneticilerinden kurtarılmadan insanlığın huzura kavuşması mümkün değildir. Özellikle bizim bölgemizde haydut devlet sayısı oldukça fazla. İsrail'den Geney Kıbrıs'a haydut devletler insanlığın başına adeta bela ediyor. Türkiye elindeki imkanları bu haksız, hukuksuz kanlı oyunları bozmakta kararlıdır. BM'de 'dünya beşten büyüktür' diyoruz. Azerbaycan'ın Karabağ'ı ve işgal altındaki toprakları kurtarma mücadelesinde yaptığımız da bundan ibarettir. Karabağ meselesinin bu şekilde çözüme kavuşması hem tarihin hem hukukun hem de coğrafyanın gerçeklerinin icabıdır. Aksi takdirde bölgedeki huzursuzlukların ve çatışmaların bitmesi mümkün değildir. Bir kez daha Azerbaycanlı kardeşlerimize gazanız mubarek olsun diye selamlıyoruz. Bu duygu ile sizleri sevgi ve saygıyla selamlıyorum, kalın sağlıcakla...