BERNA SEVER-EGE TELGRAF-Araştırmalara göre, alerjik hastalıkların dünya genelinde yaygınlığı giderek artmaktadır. Astım, saman nezlesi, egzama ve gıda alerjileri gibi durumlar, farklı coğrafyalarda ve yaş gruplarında gözlemlenen bir trend haline gelmiştir. Bu durum, bilim dünyasını, sağlık uzmanlarını ve halk sağlığı yetkililerini endişelendirmektedir.

ALERJİ VAKALARINDA GENETİK ÖNEMLİ

Genetik yatkınlık, alerjik reaksiyonların gelişiminde önemli bir rol oynar. Eğer ailede alerji geçmişi varsa, bireyin alerjiye karşı duyarlı olma olasılığı artar. Ancak genetik faktörlerin yanı sıra, çevresel etmenler de alerji vakalarındaki artışta önemli bir rol oynar.

ÇEVRESEL FAKTÖRLER RİSKİ ARTIRIYOR

Kentsel yaşamın yaygınlaşması, hava kirliliği, endüstriyel atıklar ve kimyasal maddelerin kullanımı gibi çevresel faktörler, bağışıklık sistemini etkileyerek alerjik reaksiyon riskini artırabilir. Ayrıca, çocukların erken yaşta antibiyotik kullanımı ve hijyen standartlarının yüksek olması gibi modern yaşam tarzına bağlı faktörler, bağışıklık sistemini yanıltarak alerjik tepkilerin ortaya çıkmasına zemin hazırlayabilir.

BESLENME ALIŞKANLIKLARI VAKALARI ETKİLİYOR

Gıda alerjileri de dünya genelinde dikkat çeken bir artış göstermektedir. Özellikle süt, yumurta, fındık, deniz ürünleri ve buğday gibi gıdaların neden olduğu alerjik reaksiyonlar daha sık görülmektedir. Bu durum, gıda endüstrisinin hızla değişen yapısının ve beslenme alışkanlıklarının alerji vakalarını etkilediğini göstermektedir.

Artan küresel sağlık problemleri ebelik mesleğininin önemini artırıyor Artan küresel sağlık problemleri ebelik mesleğininin önemini artırıyor

ANTİBİYOTİK KULLANIMININ DÜZENLENMESİ ŞART

Sağlık uzmanları, alerji vakalarındaki artışın önlenmesi için geniş kapsamlı önlemlerin alınması gerektiğini vurgulamaktadır. Bu önlemler arasında çevresel koruma, genetik yatkınlığı değerlendiren tarama programları ve bilinçli bir şekilde antibiyotik kullanımının düzenlenmesi gibi stratejiler bulunmaktadır.

Kaynak: EGE TELGRAF