Para, şöhret değil ki anahtar kelime, insanız sonuçta. Yaşam varsa yaşamın bitişi de var, gayet normal. Amacım asla ve de asla karşılaştırmak değil. Hepimiz yaşayacağız demeyeyim yaşamak değil artık o...

Para, şöhret değil ki anahtar kelime, insanız sonuçta. Yaşam varsa yaşamın bitişi de var, gayet normal. Amacım asla ve de asla karşılaştırmak değil. Hepimiz yaşayacağız demeyeyim yaşamak değil artık onun adı, göreceğiz o sonu, kaçan yok, kaçış yok, er veya geç. Nasıl olacağı, ne zaman olacağı da hiç belli değil. Bu havamız kime o zaman. İyi bir şekilde gitmek gerek. Hayatı, fikir paylaşmak ayrı konu, incir çekirdeğini doldurmayan konulardan kaynaklanan aşamadığımız hırsımız, ihtirasımız, egomuz, kaprisimiz, komplekslerimiz yüzünden, pire için koca yorganı yakmak ayrı konu. Sosyal medyada facebook'ta Ahde Vefa Hakem Sayfası açtım 3 yıl önce pek ilgi görmüyordu, şu an takipçisi, üyesi çok arttı. Vefa gerek insan evladına. Amacımız yaş almış 65'i geçmiş ve de daha ileri yaştaki büyüklerimizi unutmamak, hatırlatmak. Bir telefonu çalsın, arayanı olsun, hal hatır sorulsun, bu bize yeter. Uğur Söylemez, Celalettin Lütfi Bektaş, Tezcan Kurtuluş ile birlikte mahşerin dört atlısı iyi bir şeyler yapmaya çalışıyoruz. Hesap sorma, kin kusma, kavga etme sayfası olmayacak hiç bir zamanda, asla izin vermem. Çok iddialı gibi ama en basitinden ifade etmek istiyorum araştırmacı-gazetecilik yapmaya çalışıyorum, bilmeden de araştırmadan da yazılmaz ki. Bunca yılın tecrübesi, emeği, kültürü çöpe gitmesin, toprak olmasın, yeni nesle yararı olsun. Hakem, gözlemci kardeşim Tezcan Kurtuluş'un sorusu ile başladı her şey, 'Hamza Alan hocamızın mezarlığı nerde biliyor musun ?'. Yeni neslin deyimiyle 'Ben şok'. Şimşekler çaktı beynimde bir anda. Yok, hayır, bilmiyorum, İzmir'de Buca tarafındaydı ama tam olarak nerde bilemiyorum. Kış aylarından biriydi ve de çok yağmurlu bir İzmir günü olduğunu hatırlıyorum, gidememiştim son yolculuğuna. 10 yıl olmuş vay gidene. Sorduk soruşturduk bilen de yok, mezarlık nerede, bir kaç kişi hariç bilinmiyor. Dernekte de kayıt olması gerekmez mi, gerekir mi o da ayrı bir konu. Yok işte, yok diye de öyle kös kös oturacak halimiz yok ya. Tezcan devam etti, tanıdıkları vasıtasıyla, internete de girdi, Hamza Alan hocamızın toprağa verildiği yeri, konumunu buldu. İzmir Buca Kaynaklar, şifre ve koordinatlarda şöyle 120/30/10. Yerçekimini bulan Newton, suyun kaldırma kuvvetini bulan Arşimet gibi sevindik. Gitti fotoğraflarını çekti, ağladım dedi Tezcan, üzüldüm, kahroldum dedi, fotoğraflardan belli, içler acısı. Mezarlık demeye bin şahit gerek. İlk günkü gibi, duruyor, hatta daha da kötü durumda. Hiç bir şey yapılmamış. Bu temizlenmiş hali. Yan duvarlar yıkık dökük, tuğlalar kırılmış, yandakiler muhteşem oysa. İki evladı vardı rahmetli Hamza Alan hocamızın bildiğim kadarıyla. İzmir Futbol Hakemleri Dayanışma ve Yardımlaşma Dernek Başkanlığı yaptı, çok da güzel yaptı şahidim. Astsubay emeklisi, TSK'nin şerefli ve onurlu bir neferi, hatta onların da emekli grubunun da derneği var. Haberleri var mı ki. Eski adıyla 1.Lig, şimdiki adıyla Süper Lig'de düdük çalan bir ünlü hakemdi Hamza Alan hocamız, kabri böyle olmamalıydı. Ailesi, yakınları mı, dernekler mi, kimse kim bilemiyorum, suçlamak değil derdim ama böyle olmamalı bir mezarlık, o kesin. Hem de böylesine canla başla hizmet etmiş bir insan evladının son kalacağı yer. Öyle aman aman şaşalı, debdebeli süslü, havalı, kocaman olması gerekmez, böylesine hiç gerek yok. Hava atılacak yer değil orası. Sağlığında hiç itibar etme sonra da saray gibi mezarlık yap ki ahali görsün sevgisizliğini, yok böyle bir dünya. Temiz olsun, çiçekler olsun, kuşlar konsun su içsin, çöp olmasın yeter. Amma velakin ilk günkü gibi de durmaz ki. Bu konuyu kaleme aldık, çok değil 5 saat sonra çözüme kavuştu. Şak diye bir telefon, eski FİFA Yardımcı Hakemi Binali Kartal, ardından da değerli spor duayenimiz TÜRFAD Genel Sekreteri Hüsamettin Çelik ağabeyim telefonda, ağlamaklı. 'Konuyu yakınen takip edeceğim, kimseyi de sorgulamaya gerek yok, bu iş bizde, sana söz çok güzel olacak' dedi, bir an heyecanlandım, taşikardim tuttu, yine. Bugüne geliyoruz sorunlar çok yine ama Hamza Alan hocamız çözerdi, eminim. Dernek niye var ki zaten, böyle durumlar için değil mi? Genç hakemlere, alt yapıya önem vermek gerekir. Onları geri plana atmak, hakemliğe ihanettir. 4 aydır maç oynanmadı, öncesindeki oynanan maçların ücretleri hala ödenmedi, büyük ihtimalle 2020-2021 sezonu da oynanmayacak. İşsiz kalan, işten çıkarılan, iş yeri kapanan hakem kardeşlerim var. Peki, şu vize bedeli denen şeyi istemek de neyin nesi? Ayıp olmuyor biraz, dernekçilik bu mu? İlla para istiyorlar. Bir kere de almayın siz verin, destek olun. Oynanmama ihtimali yüksek olan maçlara çıkmak için para isteniyor yine. Adalet dağıtması gereken camianın adaleti yok, maalesef. Hatırlatırım balo da yapmadınız, iftar yemeği de vermediniz, elektrik, su filan derneğin masrafı da olmadı. Ha unutuyordum az kalsın anlı şanlı derneğimiz 3 bilmem kaç liralık bol sıfırlı devasa, merkez dairesi aldı. Alkışlıyorum, hayrını görün. Buzdolabında evlatlarına yedireceğin et yok ama sen aleme gösteriş için son model arabadan inmiyorsun. Nurlar içinde yatsın Aşık Mahsuni Şerif ne demişti, 'Garip, garip, garip, garip, Garip, garip, garip, garip. Kurumuş yeşil otları Toprak olmuş umutları Gökte mavi bulutları Bu mezarda bir garip var. Bu mezarda bir garip var. Garip, garip, garip, garip, Garip, garip, garip, garip. İzi bile yok dünyada Onu aramak beyhude Ne gezersin bu ovada Bu mezarda bir garip var. Bu mezarda bir garip var. Garip, garip, garip, garip, Garip, garip, garip, garip' Evet, evet hepimiz birer garibiz aslında, bakmayın insan olduğumuza. İki güzel insan, sevgili değerli değerlerimiz Hamza Alan hocam ile Onur Sorguç hocama gani gani rahmet diliyorum, mekanları cennet olsun. Dünyanın adaleti yok, bari kabirde adalet olsun, ikisi de hak etti güzel bir yerde yatmayı, uyumayı, beklemeyi. Ahde vefası için Hüsamettin Çelik ağabeyime çok teşekkür ederim Allah razı olsun, ne beklerdim biliyor musunuz. Sayesinde kariyeri bitmeyen tam tersine çok yükselen, pek meşhur bir teknik adamımızın hiç olmazsa kabrine bir uğrayıp dua etmesini. Çünkü Hamza Alan hocam olmazsa, olmazdı. Bu kulaklar duydu, hakkını helal etmedi Hamza hoca, bugünlerin yarını da var, bu böyle bitmeyecek, gariplerin de bir dünyası var, onu koruyan da...