Kimine göre 6’lı masa, bana göre 6’lı masal. Her kafandan bir sesin çıktığı ama bir tür...

Kimine göre 6’lı masa, bana göre 6’lı masal. Her kafandan bir sesin çıktığı ama bir türlü adayını belirleyemediği CHP’nin liderliğinde, bir tarafta milliyetçi ve muhafazakâr İYİ Parti, AK Parti’den kopya Gelecek ve DEVA Partisi, diğer tarafta demokrat seçmeni temsil ettiğini öne süren Demokrat Parti, İslami kanadın temsilcisi Saadet Partisi ve dışarıdan destek veren, bölücü terör örgütünün meclisteki temsilcisi HDP. Hepsinin buluştuğu ortak nokta Erdoğan düşmanlığı. Geçtiğimiz günlerde Millet İttifakı'nın Ortak Politikalar Mutabakat Metni, altı siyasi parti genel başkanının katıldığı toplantıda açıklandı. Seçim beyannamesinde 9 ana başlık altında 2 binin üzerinde yeni düzenleme kamuoyuna sunuldu. Hemen hemen tüm maddeler yapmak üzerine değil, hükümetin yıllarca yaptıklarını yıkma üzerine kurgulanmış projeler. Kimi maddeler FETÖ’nün yapılmasını isteği gibi, kimisi PKK’nın hayali, kimisi de Türkiye düşmanı Avrupa ülkelerinin arzularını dile getirmiş gibi görülüyor. Son olarak şunları dile getirmek istiyorum. Atasözleri ve deyimlerimiz bizlere uyarıda veya nasihat da bulunurken belirli bir kavram ya da durum için bunu yapmazlar. Eğer bir işe karışan kişi sayısı çok fazla ise o işini sonuçlanması daha uzun zaman almaktadır. Çünkü her kafadan farklı bir ses çıkacağı için birçok farklı metot denenecek ve sonuç alma ihtimali uzayacaktır. BİRDE GURBETÇİ’DEN DİNLEYİN Gurbetçi arkadaşımızın sözlerini sizlerle paylaşmak istedim. Benim için anormal ama Türkiye’deki insanimiz için gayet normal olan şeyler. İnsanımız sanki tüm hayat sorunlarını hükümet yapıyormuş gibi her şeyi devletten bekliyor. Türkiyemizin sorunu hükümet değil, Türkiye’nin sorunu sadece kendi çıkarının derdinde olan insanimiz. Dincisi de, dinsizide, sağcısı da, solcusu da. AK Partilisi de CHP’lisi de işçisini asgari ücrete haftanın 6 gününü 10’ar 12’şer saat çalışıyor, mesaileri ödenmiyor. Kul hakkı kalmamış bu memlekette. Herkes herkesin sırtından en kolay şekilde çıkar elde etme derdinde. İnsanımız ticarette yalan söylemeyi delikanlılık zannediyor. Zengin olan zenginliğe doymuyor, fakir ise kendi başarısızlığını hükümete yüklüyor! Eğer bir mevkiye gelebilmişsen adamsın ya değilse seni kimse adamdan saymıyor. Avrupa’nın birçok ülkesinde olmayan hastahane yapılır, ya doktor artistlik peşinde yâ da odasında olmaz, emniyetçi görev başında değil sigara içmede olur, hemşireler hastayla değil tik tok videolarıyla meşgul, hastalar desen ya doktora bağırıp çağırır ya da başkasının sırasını kapma derdinde. Trafikte desen yaya geçidini takan yok, arabanı devletin yoluna park edersin dükkan sahipleriyle kavga edersin. Onların dükkan önü olduğu için sahip çıkar polisimizde seyreder. Cezalar caydırıcı değil diye hükümete suçu bulurlar, suçluya da ceza verildiğinde bu sefer suçlu gördükleri hükümete söverler. İnsanımızın zihniyeti değişmedikçe kim gelirse gelsin bu memleketin başına iki yakanız bir araya gelmez.